• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Gıybet Karşısında Mü'mini Korumak
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bu Ahmed ibn-i Hanbel, Ebû Dâvud, Taberânî,  Abdullah ibn-i Mübarek ve İbn-i Ebid-Dünyâ gibi kaynakların yazdığı bir hadis-i şerif...

 Peygamber (SAV) Efendimiz buyuruyor ki: "Gıybet eden bir münafığa karşı bir mü'mini himaye eden, koruyan, müdafaa eden Müslümana Allah, kıyamet gününde onun vücudunu, etini cehennem ateşinin zararından engelleyen, himâye eden, koruyan bir melek yaratır, vazifelendirir, o da onu korur. Kim bir Müslümana onu kötülemek maksadıyla ayıplayacak, karalayacak bir şeyi, yani yanlış, doğru olmayan bir sıfatı iftira olarak atarsa; Allah onu söylediklerini geri alıncaya, söylediklerinden vazgeçinceye kadar, cehennemin köprüsü üzerinde hapseder, durdurur."

 İnsanlar arasında dargınlıklara sebep olan, düşmanlıklara sebep olan, toplumun huzurunu bozan hastalıklardan birisi de gıybet hastalığıdır. Gıybet; bir Müslümanın, bir insanın olmadığı yerde, onun gıyabında, aleyhine bir şeyler söylemektir. Doğru bile olsa onun aleyhinde konuşmaması lazım gelirken, kusurunu söylemek ve onun hakkında gıybet etmek; bu günahtır, bunu yapmamak lazım! Kimsenin arkasından konuşmamak lazım!.. Söyleyecekse ilk önce gidip ona söylemeli; "Bak kardeşim, senin şöyle bir kusurunu gördüm, mümkünse bunu düzelt! Bu hatalı, şu ayete aykırı, bu hadise aykırı bunu yapma!" demeli, ikisi arasında kalmalı... Onun olmadığı yerde arkasından çekiştirmek çok ayıp, bunu yapmamak lazım!..

Birisi böyle yaptığı zaman, öteki mü'minin hakkında konuşulan mü'mini savunması lazım! Yani o söylenen kusur o arkadaşta olsa bile onu savunması lazım, himâye etmesi lazım, gıybeti engellemesi lazım!..

"Kim böyle bir Müslümanı bir münafığın gıybetine karşı korursa, himâye ederse, Allah da onun cehennem ateşine maruz kalmasından, vücudunun ateşte yanmasından korumak için, ona bir melek görevlendirecek." Demek ki, hepimiz bir kere gıybet etmemeliyiz, dilimize sahip olmalıyız, bir Müslümanın aleyhine konuşmamalıyız.

Demek ki ilk önce böyle kusurları, günahları, iftirayı, yalanı söylememek lazım! İkincisi böyle bir yalan, iftira, böyle bir söz söylenildiği zaman, hemen karalanmak istenen kimseyi korumak lazım ve karalamak isteyen kimseyi de susturmak lazım!.. Bunun maddî, manevi, dünyevî, uhrevî faydaları çok... Toplum bir zarara uğramayacak, kişi de ahirette böyle güzel davranışını, toplumu huzursuzluğa sevk edecek bir şeyi engellemenin mükâfatını alacak.

"Aksine bir Müslümanı karalamak için, gözden düşürmek için bir iftira atarsa; Müslüman bile olsa cennete giremeyecek, cehennemin köprüsü olan sıratta durdurulacak ve o sözünden dönünceye kadar orada hapsedilecek." diye bildiriliyor.

Allah-u Teâlâ mü'minler arasındaki muhabbeti arttırsın... Müslümanlar kardeştir, mü'minler kardeştir, bütün insanlar kardeştir. Müslüman, bütün insanların iyiliğini ister. Hatta mü'min olmayanın bile dalâletten, günahtan, küfürden, inançsızlıktan, şirkten kurtulmasını, doğru yola gelmesini ister de onun için çalışır. Yani bir Müslüman bu kadar iyi niyetlidir, herkese karşı çok iyi niyeti vardır. Onun için, kötülük kaynaklarını kapatması lazım, toplumun birliğini, beraberliğini bozacak her şeyden kaçınması lazım...

Biliyorsunuz şeytan, insanın günahları işlemesi için o günahları zevkli ve tatlı gösterir. Yani seve seve, tatlı tatlı, güle oynaya yapmasını sağlamak için onları süsler, allar, pullar, seve seve yaptırır. Onun için insanlara dedikodu tatlı gelir, kapı eşiğinde veyahut toplantılarda birilerini çekiştirmek yanlıştır. Hâlbuki İslam böyle şeyleri uygun görmüyor. Yani insanın böyle şeylerden zevk alması şeytanın bir oyunudur. Günah olan şey zevkli olsa bile mü'min eline, diline sahip olacak, günah olan şeyi yapmayacak, yanlış işe kaymayacak, kendisini tutacak...

FIKIH KÖŞESİ

SORU: Piyangodan çıkan para ile yapılan hac sahih olur mu?

CEVAP: Allah temizdir, ancak temiz olanı sever. İlim adamlarının bildirdiği gibi piyango İslam dininde meşru değildir. Bundan kazanılan para da haramdır. Çünkü o dinde yasaklanmış olan bir (çeşit) kumar­dır. Bunun içindir ki insanın piyango yolu ile gelen parayla haccetme­si haramdır. Zira Müslüman haccetmekle dinin temel rükûnlarından bi­rini yerine getirmektedir. Aynı zamanda kendisini günah ve hatalardan temizlemektedir. Bundan dolayıdır ki Hanefî mezhebi âlimleri "Hac hem malî, hem de bedenî bir ibadettir" derler. Durum böyle olunca haccın haram yoldan kazanılan mal ile yapılması uygun olmaz.

SER DE GİTTİ SIR DA

Server Baba namında bir velinin yaşadığı zamanda devlet maliyesi çok sıkışık duruma düşer. Padişah şöhretini duyduğu veliye haber gönderir. Veli de bir miktar iksir tozu gönderir, bakır eritilen kazanlara atılmasını söyler. Yalnız aynı kazandan bir kepçe kendisine verilmesini ister. Kendisine verileni de fakirlikten şikâyet eden dervişine aynen verir.

Bir müddet sonra padişah bu sırrın kendisine öğretilmesini Server Baba'dan ister ve ısrar eder. Server Baba:

-Bu mümkün değil, lakin bir kolayı var. Ben bu sırrı yazar dilimin altına koyarım. Siz de beni idam eder alırsınız.

Başka çare yok, der. İdam edilir.

Dilinin altından alınan kâğıtta sade şu söz yazılıdır:

Ser verip sır vermeyen Server Baba.

Eyvah ser de gitti sır da gitti.

SİLAHINI TESLİM ET ONA 

Ahzab Harbi'nde, hendek kazmaktan yorulan Sa'd bin Muaz  (r.a.), Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz'in yanında oturmuş dinleniyordu. Bu esnada, toprak taşıyan Zeyd bin Sâbit (r.a.)'in çalıştığını görünce, ona işaret ederek;

-Yâ Resûlallah, dedi, Allah’a hamd olsun ki, bunun babası beni sağ bıraktı da, sana iman etmek şerefini bana nasip eyledi. Buas günü, ben bunun babası Sâbit bin Dahhâk ile boğaz boğaza boğuşmuştum!

Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz,

-Fakat onun bu oğlu, ne iyi çocuktur', buyurdu.

Zeyd bin Sâbit (r.a.)'in bir ara gözlerini uyku bürüyüp kendisi uyuyakalmıştı. Kalkanı, oku, yayı ve kılıcı yanında olduğu halde, orada çalışmakta olan diğer Müslümanlar, onu hendeğin kenarında uyur bir halde bırakarak etrafı dolaşmaya gitmişlerdi. Bu esnada onun yanına gelen Umâre bin Hazm, şaka için, silahını alıp saklamış, Zeyd bin Sâbit'in de bundan hiç haberi olmamıştı... Uyanıp silahını bulamayınca da, heyecanlanmış ve korkmuştu! Resûlüllah Efendimiz bunu işitince, Zeyd'i çağırttı. Ona,

-Ey uykucu! Sen uykuya daldın, nihayet silahın da kaybolup gitti' buyurduktan sonra, 'Bu çocuğun silahının nerede olduğunu kim biliyor?' diye sordu.

Umâre bin Hazm,

-Yâ Resûlallah, ben biliyorum. Silah benim yanımdadır, dedi.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz,

- Silahını teslim et ona! Buyurdu ve şaka yollu da olsa, Müslümanları korkutmayı veya onların herhangi bir şeyini alıp saklamayı yasakladı.

PRATİK BİLGİLER

-Lezzetli patates için...

Patates pişirirken, pişirme suyuna bir kaşık sirke koyun. Hem rengi sapsarı kalır, hem de lezzeti daha da ön plana çıkar.

-Lezzetli salatalar için...

Salatanızın lezzetli olmasını isterseniz, evvela sirkeyi veya limonu tuzla karıştırıp dökmeli sonra zeytinyağı eklemelisiniz.

-Ciğer kızartırken...

Tavada pişireceğiniz ciğerin yumuşak olması için, kızartma ununa bir tatlı kaşığı kadar karbonat ekleyiniz.

-Tuzun ayarı kaçtıysa...

Yemeğinizin tuzunu fazla kaçırınca tencereye birkaç parça çiğ patates atın. Fazla tuzu kesecektir.

-Pilavı tekrar ısıtırken...

Pilavınızı tekrar ısıtırken, bir kabın içinde ateşe su koyup kaynayınca tencerenizi içine oturtursanız pilavınız taneli kalır ve tazeliğini korur.

-Domatesi kolay soyabilmek için...

Domatesin kabuğunu kolay soyabilmek için kaynar suya daldırıp, bıçağın tersini domatesin yüzeyinde gezdirin.

-Çatlamış yumurtayı haşlamak istiyorsanız...

Çatlamış yumurtayı haşlamak için, çatlamış yerine bir dilim limonu sürünüz. Ardından yumurtayı bir kaşığın içine koyarak sıcak suya (kaynar değil) batırınız. Su kaynamaya başladıktan 10 dakika sonra yumurtanız hazır hale gelecektir.

-Mükemmel yumurta pişirme yöntemi...

Yumurtayı tavaya kırın fakat yağ yerine az miktarda su koyun. Bu sayede yumurtanız daha yumuşak ve lezzetli olacaktır.

-En iyi ayva reçeli için...

Ayva reçeli yaparken eğer ayvanın yumuşak ve suyunun pelte gibi olmasını isterseniz, kaynayan şeker, suyunu iyice çekmeden ayvalar içine atılmalıdır. Yahut ayvaları evvelce pişirip yumuşadıktan sonra şekerini katmalı, hafif ateşte 2 saat pişirilmelidir. O zaman rengi de güzel olacaktır.

-Gözleriniz yaşarmadan soğanı nasıl doğrarsınız?

Soğanı doğramadan önce 30 dakika dondurucuda bekletirseniz gözleriniz yaşarmayacaktır.

-Yumuşak peynirleri nasıl rendelersiniz?

Peynirinizi 1-1.30 saat kadar buzlukta bekletin. Buzlukta bekleyen peynir sertleşir ve daha kolay bir şekilde rendelenir.

-Bütün tavuğu nasıl kızartırsınız?

Tavuk gibi yiyecekleri fırında pişirmek istiyorsanız, onları göğüslerinin üzerine doğru tepsiye yatırmalısınız. Bu sayede tavuğunuz hem hızlı hem de her tarafı eşit şekilde pişecektir.

-Kâğıttan kek kalıbı

Eğer elinizde kek kalıbı kalmadıysa sizde yağlı kâğıtlardan istediğiniz boyutlarda ve şekillerde kalıplar yapabilirsiniz

-Nar ayıklamanın en kolay yolu...

Nar ayıklamak bazılarımız için çileye dönüşebilir. Üstüne bir de suyu kıyafetinize sıçradıysa işte en kötüsü de o. Hâlbuki narı ayıklamak tahmin ettiğiniz kadar zor değil. Tek yapmanız gereken narı ortadan ikiye ayırmak ve kaşık ile arkasına vurmak.

-Izgarayı kolay temizlemek için...

Izgaraya limon sürdüğünüz takdirde, etin ızgaraya yapışmasını engellemiş olursunuz.

-Pişmiş yiyecekleri tekrardan ısıtmanın doğru yolları...

Pizza veya diğer pişmiş yiyecekleri mikrodalgada tekrardan ısıtmak istiyorsanız, yanına bir bardak su koyun bu nem oluşumunu sağlayacak bu da yiyeceklerin kurumasını engelleyecektir.

-Metal mutfak ürünlerini önceki parlaklığına nasıl geri döndürebilirsiniz

Mutfak eşyalarını parlatmak için sirke ve su yeterli olacaktır, tamamen kurulamayı unutmayın.

-Ellerinizi hoş olmayan kokulardan arındırma yolu

Elden uzun süre gitmeyen yemek kokularını gidermek için ellerinizi limon suyuyla ovabilirsiniz.

-Ahşap doğrama tahtalarını temizlemenin doğru yolu

Zamanla kötü koku oluşturan tahta kaşıklarını suda kaynatıp güneşte kurutmak kokularını giderir.

-Makarna haşlarken dikkat etmeniz gereken şey...

Eğer makarnanız haşlanırken mutfakta duramayacaksanız ve suyun taşmasından korkuyorsanız, tencerenin üzerine yatay şekilde tahta kaşık koyun. Kaşık makarna suyunun taşmasını engelleyecektir.

-Mandalina kabuğunu kolay soymanızı sağlıyor

Mandalinaları kolayca soymak için 20 saniye mikrodalga fırına koyun.

-Nane, fesleğen gibi otlar nasıl saklanır?

Nane, kekik gibi otları uzun süre saklamak istiyorsanız mutlaka buz küplerinde suyla veya zeytinyağıyla dondurarak saklayın. Çünkü bu yöntem otların taze kalmasını ve vitaminini kaybetmemesini sağlayacaktır.

Bu haberler de ilginizi çekebilir