Davutoğlu`ndan `Haçlı Seferlerine` Net Tavır
"Haçlı` kavramları gibi kavramlarla yürütülen operasyonun sorumluluğunu paylaşmamız mümkün değildir"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Bir taraftan NATO görev üstlenirken, diğer taraftan buna paralel ve ayrı bir operasyonun koalisyon güçlerince yürütülmesini doğru bulmayız. Hele hele bazı yetkililerce, son derece yanlış bir şekilde kullanılan `haçlı` kavramları gibi kavramlarla yürütülen operasyonun sorumluluğunu paylaşmamız mümkün değildir" dedi.
Davutoğlu, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah Bin Zayed Al Nahyan ile Dışişleri Konutu`nda gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, Libya`daki son gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasında, ateşkesin biran önce sağlanması çerçevesinde temasların devam ettiğini belirterek, "NATO içindeki müzakerelerde sürüyor. Biraz önce NATO Genel Sekreteri Rasmussen ile görüştüm. Biraz sonra da Genel Sekreterin talebiyle Fransız, İngiliz ve Amerikan Dışişleri Bakanlarıyla görüşme gerçekleştireceğim" diye konuştu.
NATO`nun Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararına dayalı olarak Libya`da üstleneceği rol konusunda Türkiye`nin tutumunun `açık ve sabit` olduğunu belirten Davutoğlu, "Biz böylesi bir operasyonun kontrol ve komuta sisteminin tamamıyla NATO tarafından üstlenilmesi ve sadece NATO yetkililerince koordineli yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
Bütün bu operasyonun BM Güvenlik Konseyi prensipleri etrafında, ateşkesi sağlayıcı, sivil kayıpları önleyici nitelikte olmasının gerekli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"HAÇLI KAVRAMLARI İLE YÜRÜTÜLEN OPERASYONUN SORUMLULUĞUNU PAYLAŞMAYIZ"
"Bir taraftan NATO görev üstlenirken, diğer taraftan buna paralel ve ayrı bir operasyonun koalisyon güçlerince yürütülmesini doğru bulmayız. Hele hele bazı yetkililerce, son derece yanlış bir şekilde kullanılan `haçlı` kavramları gibi kavramlarla yürütülen operasyonun sorumluluğunu paylaşmamız mümkün değildir. Bütün bu çalışmaların hedefi, evrensel değerler, BM prensipleri ve bu dil etrafında olmalıdır. Bütün bu operasyonlar, yapılan ve yapılacak çalışmalar Libya`daki kardeşlerimizin güvenliğini, özgürlüklerini, hak ve demokratik taleplerini güçlendirici yönde olmalıdır. NATO görevi üstlendiği andan itibaren sadece NATO ve Arap Ligi birlikte bir misyon üstlenmeliler. Ayrıca, Körfez İşbirliği Konseyi, İslam Konferansı Örgütü, Afrika Birliği gibi bölgesel örgütlerin bu faaliyetlere desteğinin sağlanması da büyük önem taşımaktadır."
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kaddafi yönetimindeki güçlerin de saldırıları hemen durdurması ve sivil halkın zarar görmesinin engellenmesi gerektiğini ifade ederek, "Zarar gören ve yaralanan Libya halkına yardım için görüşmelerde bulunduk ve her zaman yardıma hazır olduğumuzu Libya yönetimine bildirdik" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, yapılan tüm çalışmaların ardından ateşkesin mutlaka sağlanması ve Libya`nın geleceğiyle ilgili Libya halkına tam yetki verilmesi gerektiğini vurguladı. Davutoğlu, "Biz Libya halkının esenliği ve geleceği için her türlü katkıyı yapmaya hazırız" dedi.
Davutoğlu, Libya`da siyasi değişimin şart olduğunu ancak bunun diyalogla olması gerektiğini kaydetti.
Türkiye`nin NATO müdahalesine ilişkin tutumunun değiştiği yorumlarının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Türkiye`nin tutumu ilkeli ve karalıdır. Bu konuda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı yoktu, bölgesel inisiyatif geliştirilmemişti. Arap Birliği kararı da yoktu. Biz bütün NATO kurumlarında o dönemde tartışmalara başladığında iki tane önemli unsurun mutlaka gerçekleşmesi gerektiğini söylerdik. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı, 1973`te gerçekleşti. Diğeri de bölgesel katılım. O da yine Arap Ligi`nin açıklamasıyla gerçekleşti.
Bazı Arap ülkelerinin Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar başta olmak üzere bu 1973 sayılı karara fiilen katılma iradesiyle gerçekleşti. Bu gerçekleştikten sonraki tutumumuz tabi ki aynı olamaz. O zaman kastettiğimiz hukuki zemin olmadan NATO`nun tek taraflı olarak harekete geçmesiydi. Tek taraflı her türlü müdahaleye karşıyız. Paris toplantısına yönelik eleştirimiz bundan kaynaklandı. Bu tek taraflı şeylere Paris toplantısında bu sebeple karşı çıktık" diye konuştu.
Misurata`daki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Bakan Davutoğlu, "Dünya kamuoyunun, Libya ve Misurata`daki kardeşlerimizin bilmesini istiyoruz ki; Türkiye, kardeşlerimizin acısını dindirmek için ne gerekiyorsa, bütün imkanlarıyla seferber olmaya hazırdır. Bu konuda gerekli girişimlerde bulunuyoruz" dedi.
Ahmet Davutoğlu, bir gazetecinin `NATO sözcülerinden, Türkiye`nin NATO`ya katkı vereceği ve aktif rol üstleneceği yönünde açıklamalar geldi. Türkiye, ne gibi unsurlar gönderecek` sorusu üzerine, şunları söyledi:
"NATO`nun çalışmasına yapacağımız katkı, en başından askeri teknik düzeyde yapılan çalışmalarda dile getirilmiş katkılardır. Dolayısıyla bu konuda bu çalışmalar tamamlandıktan sonra daha kapsamlı açıklamalar yapılır ama ilkesel olarak katkımızın mahiyeti insani yardımlar ve silah ambargosunun uygulanması yönünde olacak. Vurucu veya herhangi bir saldırı boyutu olmayan bir çerçevede kalacak.
NATO içinde müzakereler hala devam ediyor. Bu konularla ilgili değil, üst uçuş uygulamalarıyla ilgili. Dediğim gibi bu akşam ABD, İngiliz ve Fransız Dışişleri Bakanlarıyla görüşmeler yapacağız. Ondan sonra bu daha da netleşecek."
Bir gazetecinin, `NATO sözcüleri, Türkiye`nin kaygılarının giderildiğini ve Türkiye`nin deniz unsurlarıyla katılacağını açıkladı. Türkiye`nin kaygıları nelerdir` sorusuna Davutoğlu, "İlkesel açıdan bakıldığında bu harekatın sadece ve sadece BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasına dönük olması. Yani sivillerin korunması, silah ambargosu uygulanması ve insani yardımın erişiminin sağlanması ve sivillerin korunması için üst uçuş yasağının konması. Yoksa daha öteye giden bir çerçeve taşımaması. İkinci
olarak usul bakımından. Bizim ne tür kaygılarımız var. Bu tür çalışmaların BM şemsiye altında, BM mekanizmaları içinde ve bu çerçevede NATO`nun komuta ve kontrolü altında olmasını önemsiyoruz" cevabını verdi.
İHA