Merkez üssü Elâzığ Sivrice'de meydana gelen ve 41 vatandaşın hayatını kaybettiği 6,8 büyüklüğündeki depremin yaraları sarılmaya çalışılıyor.

Depremin yaşandığı ilk günden itibaren tüm teşkilatlarıyla birlikte sahada olduklarını belirten HÜDA PAR Elâzığ İl Başkanı Yasin Kavaklı, deprem anı ve sonrasında yaşananları İLKHA'ya anlattı.

Deprem anında vatandaşlarda oluşan travmanın henüz atlatılmadığına dikkat çeken Kavaklı, ilk etapta oluşturulan çadırların soğuğa karşı yetersiz kalacağından dolayı hasar tespit çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini belirtti.

Sıkıntılarının giderilmesi için kendilerine yoğun başvuruların olduğunu dile getiren Kavaklı, ilk günden itibaren gençlik ve kadın kollarıyla birlikte sahada çalışma yürüttüklerini, oluşturdukları kriz masasında sık sık durum değerlendirmesini yaptıklarını ifade etti.

"Depremin ilk anından itibaren kadın ve gençlik kollarımızla sahada bulunduk"

24 Ocak Cuma günü Elâzığ'ın 6,8 büyüklüğünde bir deprem ile ciddi şekilde sarsıldığını dile getiren  Kavaklı, "HÜDA PAR il teşkilatı olarak, depremin hemen ardından bütün üye ve gönüllülerimize haber vererek kriz masası oluşturduk. Kriz masasında üyelerimizi koordine ederek, mahalle temsilcilerimizle birlikte Elâzığ'da bulunan cadde ve sokaklarda hasar görmüş binaları tespit etmeye başladık. Mustafa Paşa ve Sürsürü Mahallelerinde 4 binanın yıkıldığını tespit ettik. Daha sonra Gezi'nin Maden beldesinde yaptığımız hasar tespit çalışmalarında ise bir binanın yıkıldığını öğrendik.  İlçe teşkilatlarımızdan, bölgelerinde herhangi bir sıkıntının olup olmadığını öğrendik. Bizler de evlerin hasar gördüğü mahallelerimize odaklandık ve buradaki depremzedelerin yaralarını sarmaya başladık." dedi.

Depremin hemen ardından öncelik ihtiyaç duyulan malzemeleri temin etmeye çalıştıklarını dile getiren Kavaklı, "Kriz masamızda yapmış olduğumunuz istişareler neticesinde, mağduriyetlerin acilen giderilmesi amacıyla ilimizde bulunan sivil toplum kuruluşlarıyla organize bir şekilde ilk anda öncelik ihtiyaç olabilecek, soğuk havada koruyacak gerekli malzemeleri temin etmeye çalıştık. Bu çalışma neticesinde hem gençlik hem de kadın kolları teşkilatlarımızla birlikte sahada bulunduk. Elâzığ ve Malatya'da enkaz altından 45 vatandaşımız sağ çıkarılırken, 41 vatandaşımız ise hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı olanlara ise acil şifa dileklerinde bulunuyoruz. Rabbim bir daha böylesi bir afeti yaşatmasın." şeklinde konuştu.

"Şu anda vatandaşların yaşadıkları en büyük sıkıntı, kiralık ev bulmaktır"

Deprem sonrası yaşanan en büyük sıkıntının kiralık ev bulmak olduğuna dikkat çeken Kavaklı, bu konuda depremzedelere yardımcı olmak için ev sahiplerine çağrıda bulundu.

Kiralık ev bulmak için kendilerine çok sayıda başvuru olduğunu belirten Kavaklı, "Elâzığ halkı, deprem sonrasında yaralarını sarmaya devam ediyor. Üyelerimize kiralık evlerin tespiti noktasında çalışma yapmalarını istedik. Kiralık ev bulamayan vatandaşlar, bizlere yoğun bir şekilde müracaat ediyor. Bu vatandaşlarımızın ihtiyacını gidermeye çalışıyoruz. Satılık daireleri de tespitini yaptık. Bu daire sahiplerine, evlerini ihtiyaç sahibi ailelere kiraya vermeleri noktasında yardımcı olmalarını istiyoruz. Bunun dışında Elâzığ'ın belirli yerlerinde kurulan çadır kent ve konteynırlarda halkın ihtiyacı giderilmeye çalışılıyor. Ama hâlâ çadırı olmadığı için partimize başvuruda bulunan vatandaşlarımız var. Konteynırlar kurulduktan sonra halkımızı daha sıcak yerlere yerleştirmek zorundayız. Çünkü kira sorunu oldukça problem olmaya başladı." diye konuştu.

"Hasar tespit çalışmaları hızlandırılmalı"

Deprem sonrası başlatılan hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Kavaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu çalışmaların bir an önce bitmesini istiyoruz. Çünkü bu noktada birçok vatandaş mağdur olmuş durumda. Hasar tespiti noktasında birçok eksikliğin olduğuna şahit oluyoruz. Evleri hasar gören bütün vatandaşlara hâlen ulaşılabilmiş değiller. Bu tespitler elbette bitecek ama bunun sağlıklı yapılması gerekiyor. Parti olarak yaptığımız tespitlerde az hasarlı bina olmasına rağmen halkımız bu noktada endişelidir. Halkımız, endişesinden dolayı konutuna geçemiyor. Hasar tespitlerinin bir an önce hızlandırılması ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. İlimizde bulunan bakanlar sürekli çalışmaların yapıldığını ifade ediyor ama biz bu çalışmaların sahaya yansımasını bekliyoruz.

"Çadırlar soğuğu önlemede yetersiz kalacaktır"

Çadırların soğuğu önlemede yetersiz kalacağının altını çizen Kavaklı, vatandaşların evlerine dönmesi için çalışmaların hızlandırılması için yetkililere çağrıda bulundu.

Kavaklı, "Bugün başlayan kar yağışı, havaların soğumasında etkili olmaya başladı. Çadırlar, sobalarla ısıtılmaya çalışılıyor. Vatandaşların odun ve kömür ihtiyaçları da var. Bu ihtiyaçların bir an önce giderilmesi gerekiyor. Bu çadırlar, soğuğu önlemede yetersiz kalacaktır. Maalesef halk evlerine dönemediği için çadırlarda kalıyor. Ama vatandaşlarımızın soğuk havadan daha fazla etkilenmemesi için bütün yetkililer, muhtarlar ve Elâzığ'a gönül vermiş tüm vatandaşların, hasar tespitlerinin bir an önce yapılıp, mağduriyetlerin giderilmesi için çağrıda bulunuyoruz." dedi.

"Doğalgaz, su ve Elektrik'te indirime gidilsin veya hiç alınmasın"

Deprem sonrası maddi sıkıntıların yaşandığı Elâzığ'da doğalgaz, su ve elektrikte indirime gidilmesi veya hiç alınmaması için çağrıda bulunan Kavaklı, çadırlarda yakılan odun ve kömürden dolayı karbonmonoksit zehirlenmesine karşı da vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Açıklamasının devamında Kavaklı, şunları söyledi:

"Havaların soğumasıyla birlikte çadırlarda odun ve kömür kullanımı olacak. Vatandaşlarımız karbonmonoksit zehirlenmelerine maruz kalabilir. Zehirlenmelerin yaşanmaması için vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Vatandaşlar, meydana gelen depremle büyük bir acı yaşadı. Başka acıların yaşanmaması için dikkatli olunmalıdır. Yaşanan depremin ardından birçok esnafımız iş yerini açamadı ve çalışanlar da işlerine gidemedi. Bu nedenle birçok vatandaş geçim sıkıntısı yaşayacaktır. Bu sıkıntıların biraz olsun hafiflemesi için Doğalgaz, Elektrik, su gibi kalemlerde indirime gidilmesi ya da hiç alınmamasının doğru olacağı kanaatindeyiz. Yetkililerin bu konu üzerinde ciddi bir şekilde durmasını talep ediyoruz." (Şükrü Tontaş/Mustafa Daştan/Murat Orhan/Cihat Altun-İLKHA)