Şanlıurfalı STK temsilcileri: Müslümanlar Kudüs ile özgürdür
ABD Başkanı Trump'ın şer kararına tepki gösteren Şanlıurfalı STK temsilcileri, Kudüs ümmetin başkenti olmasıyla Müslümanların özgür olacağını söylediler.
İşgalci ABD Başkanı Donald Trump'ın tek taraflı olarak açıkladığı şer planına birçok kesim tarafından tepkiler gelmeye devam ediyor.
Terörist Trump, Kudüs'ün, işgalci siyonist rejiminin "bölünmez" başkenti olarak kabul edileceği kararına tepki gösteren STK temsilcileri, açıklamanın kendileri için bir anlam ifade etmediğini, yapılan açıklamanın hoyratça bir açıklama olduğunu söylediler.
Trump’ın şer planının Filistin’inin tamamıyla işgal etmeye yönelik olduğunu söyleyen Şanlıurfa Kent Konseyi Başkanı Adil Saraç, "Filistin ümmetin kanayan yarasıdır. Başlangıçta Birleşmiş Milletlerin aldığı karar gereğince kurulan israil devleti, Filistin’i içten içe kemirerek, güve gibi yiyerek, çürüterek oraları işgale başladı. Trump’ın son açıklaması da bu hareketin darbesi oldu. Bu doğrudan doğruya Filistin’in yıkılışı, Filistin’in bitişi demektir." diye konuştu.
“Türkiye gibi dik durmak lazım”
Müslümanların zamanında görevini yapmadığı için bugün ancak yaşananlara ağladığını belirten Saraç, “Türkiye ve dünyadaki Müslümanların haline baktığımız zaman Filistin’de başımıza gelenin az olduğunu görüyoruz. Meşhur Beni Ahmer Devleti ile Kudüs arasında bir bağlantı kuruyorum. Bu bağlantı içinde şunu görmemiz gerekir. Benî Ahmer Devleti yıkıldığı zaman II. Abdurahman, El Hamra’yı, Gırnata’yı terk ettiğinde, Gırnata’ya bakarak gözyaşı döker. Annesi ona, ‘Ağla oğlum ağla! Zamanında memleketini erkek gibi savunamayanlar, karılar gibi ağlamaya başladılar’ der. II. Abdurrahman gibi sadece ağlıyoruz. Çünkü zamanında biz buralara sahip çıkamadığımız için bugün Filistin için gözyaşı döküyoruz ve ağıt yakıyoruz. Bunun önüne geçebilmek için dik durmamız lazım. ‘Türkiye gibi dik durmak lazım.’ Bazı nobranların dediği gibi ‘orada insanlar ölüyor bize ne, orada insanlar aç kalıyor bize ne’ dersek daha kötü şeyler başımıza gelir. Meşhur Arz-ı Mev’ud ifadesiyle, Nil Nehri’nden Fırat’a kadar olan israil devleti içinde Urfa’da olacaktır, bunu unutmayalım. Yani Urfa’da ikinci bir Kudüs olacaktır. Gözümüzü açalım. Mehmet Akif’in dediği gibi 'Son ders-i felâket ne demektir? Şu demektir: Gelmezse eğer kendine millet, gidecektir!’ gözümüzü açmamız lazım.” şeklinde konuştu.
“Trump’ın, Kudüs’ü, israil’in başkenti olarak kabul etmesinin bizim nezdimizde karşılığı yoktur”
Kudüs’ün İslam ümmetinin başkenti olduğunu vurgulayan Önder Şanlıurfa İl Başkanı Abdurrahman Kırıkçı, “Trump’ın bu açıklaması pervasızca bir açıklama… Ümmeti İslam âlemini hiçe sayan, kendi başına, hoyratça bir açıklama… Bütün batıl bunu bilmelidir ki Kudüs İslam toprağıdır, ümmetin gönlünün başkentidir, ümmetin ilk kıblesidir. Kudüs, Hazreti Peygamberin Mirac'a yükseldiği yerdir. Dolayısıyla Trump’ın 100 yıllık plan içerisinde Kudüs’ü israil’in başkenti olarak kabul etmesinin bizim nezdimizde karşılığı yoktur. Biz Müslümanlar olarak, ümmet olarak, Kudüs’ü bir intifadanın ve kıyamın müteharrik noktası kabul ederek, Filistinli kardeşlerimizin yanında olacağız, Kudüs’e sahip çıkacağız. Kudüs, İslam’ın ruhudur, özüdür ve ilk kıblegahımızdır. Aslında bizim özgürlüğümüzdür Kudüs. Ne zaman ki Kudüs ümmetin başkenti olursa o zaman Müslümanlar özgür olur. O yüzden bir Kudüs noktasındaki hassasiyetimizi asla ve asla zayıflatmayacağız. Ümmet olarak Kudüs ile ilgili omuz omuza bu mücadeleyi vereceğiz inşallah.” ifadelerini kullandı.
“Kudüs sorunu bir insanın vücuduna saplanmış bir hançer gibidir”
Müslümanların arasındaki ihtilaf ve kargaşaların İslam düşmanlarına güç verdiğine değinen Umut Kervanı Vakfı Şanlıurfa Bölge Koordinatörü Seyfettin Gündüz ise şöyle konuştu:
“Doğrusu bu küstahça açıklamanın sebebi; Bizim kendi aramızdaki ihtilaflardan kaynaklanıyor. Şayet bizim içerimizde birlik ve beraberlik olursa Allah’ın yardımı o zaman gelir. Bu adamlar değil böyle açıklamalarda bulunmayı, böyle düşüncelere dahi sahip olamazlar. Maalesef en büyük yaramaz onların bu konuşması değil bizim ihtilaflarımızdır. Bizimde ümmet olarak bir an önce kendimize gelip onların bu tehlikelerini bertaraf etmemiz gerekir. Kudüs sorunu bir insanın vücuduna saplanmış bir hançer gibidir. Siz o hançere çıkarmadığınız müddetçe o vücut sürekli acı çekecek ve işlevsiz kalacaktır. Biz ümmet coğrafyası olarak diyoruz ki kalbimize saplanmış bu siyonist hançeri çıkaracak olursak, ümmet coğrafyasında şu an var olan bütün ihtilaflar, zulümler ve kargaşalar son bulacak ve kardeşliğimiz baki kalacaktır.”
“Kudüs meselesi sadece Filistinlilerin meselesi değildir”
Araştırmacı-Yazar Abdulkadir İkbal ise Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs’ten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini vurguladı.
İkbal, “Kudüs Müslümanların ilk kıblesi ve Hazreti Peygamberin Miraç’a çıkarken bütün Peygamberlere namaz kıldırdığı muhteşem bir mekândır. Dünyada 3 mukaddes yer vardır. Mekke, Medine ve Kudüs’tür. Kudüs, Müslümanların ilk kıblesi olduğu için Müslümanların buradan vazgeçmesi mümkün değildir. Kudüs meselesi sadece Filistinlilerin meselesi değildir. Bütün ümmetin meselesidir. Biz geride durmuşuz bütün yükü Filistinlilerin üzerine yüklemişiz. Onlarda her Allah’ın günü şehit veriyorlar ama yine de vazgeçmiyorlar, kahramanca direniyorlar. Bu konuda gerçekten en dik duran ve en güzel mesajları veren ülke ‘Türkiye’ oldu. İslam âleminin bunu görmesi lazım… Eğer Türkiye’nin yanında birleşirlerse ABD’nin aldığı karar bir hiç hükmünde olur.” dedi. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)