Mustafa Karakaş/Doğruhaber

Yüzyılın (ihanet) anlaşması maddeleri açıklandığında meseleye kaba ve üstünkörü bakanlar şöyle düşünmüştür.

Filistin devleti kuruluyor ve bu sevindirici.

Kurulacak Filistin Devletinin toprakları iki katına çıkacak ve Filistin halkı savaşmadan en azından bugünkünden daha kazançlı bir statü elde edecek.

Filistin’deki işsizliğin yüzde 10’a indirilmesi kazanç değil midir?

Bu açıklama ile beraber sorulacak o kadar çok soru var ki?

Antlaşmanın detaylarından biri “İsrail’in Ürdün Nehri’nin batısında güvenlik sorumluluğunu muhafaza etmesini öngörüyor”

Anlaşmanın taraflarından biri eğer emperyal niyetler taşıyorsa metin muğlak olur.  Yukarıdaki cümle o kadar muğlak ki!

Siyonist rejim şefleri parça pinçik bir Filistin Devleti kurulursa karşılığında Ürdün’den toprak mı alacak? Ya da işgal, Ürdün topraklarının yutulması ile mi devam edecek?

Bir diğer soru antlaşma neden 4 yıl sonrasını kapsıyor. Amerika, Kasım ayında seçime gidecek ve Trump 4 yıl daha başkan olmak istiyor. Seçilirse sonraki 4 yılını bu meseleyi merkeze alarak mı geçirecek?

Anlaşma metninde hem “Filistinliler ve İsrailliler yerleşim yerlerinden çıkarılmayacak” deniliyor hem de Filistin toprakları 2 kat genişleyecek deniliyor. Siyonist işgalcilerin evleri ya da toprakları ellerinden alınmadan Filistin toprakları nasıl iki kat artabiliyor?

Şu an Siyonistlerin işgalinde olan Mısır sınırındaki Nitzana ve Negev’in Filistinlilere bırakılması, aslında Filistinlileri Sina Çölüne yerleştirme projesinin ilk aşaması mı?

Soruları geçip en başa dönelim. Filistin halkı bir Filistin devletinin kurulacağı iddiasını ciddiye almayacak kadar politik alt yapısı olan bir halktır. ABD sözde iki devletli çözüm ile Filistin iradesini hiç değilse ikiye bölmeye çalışmıştır. Görünen o ki bu tuzağa düşme ihtimali olan Mahmut Abbas bile tuzağa düşmemiş, planı reddetmiştir.

Filistin halkını yıllardır açlığa mahkum edenlerin ülkedeki işsizlik oranı ile ilgileneceğini düşünmek için çok safdil olmak gerek.

Tekrar tekrar aynı delikten aynı akrep tarafından sokulmanın gereği yok!

Konu daha iyi anlaşılsın diye 42 yıllık bir antlaşmadan ve onun bir maddesinden bahsedelim

1978 yılında Mısır İle Siyonist rejim arasında imza edilen Camp David anlaşmasının maddelerinden biri de Batı Şeria ve Gazze’de özerk yönetim kurulması ve Filistin halkının  kendi kendini yöneten bir idare  oluşturabilmesi için seçimler yapılmasıydı.

Filistin halkı seçime gittikten ve Hamas’a oy vererek irade beyan ettikten bu yana korkunç bir blokaj var. Filistin’de seçimler olmalı diyen kendileri ama seçim sonuçlarına saygı duymayan da kendileri…

Çünkü Camp David, Oslo ya da Yüzyılın anlaşması…

Yapılan tüm anlaşmaların asıl maksadı bölmek… Camp David ile Filistinlileri… Yüzyılın anlaşması ile ümmetin Kudüs konusundaki hassasiyetini bölmek…

Başardılar mı? İhanet anlaşmasının açıklandığı esnada Beyaz Saray’da BAE, Bahreyn ve Umman elçilerinin olması acaba ne anlama geliyor?

Körfez ülkelerinden gelen “olumlu bir anlaşma” mesajları ne anlama geliyor?

Çok net. Yöneticiler Kudüs davasına ihanet ettiler, şimdi halklarını “bakın Filistin kuruluyor” masalı ile kandırmaya çalışacaklar.

Yani bir bölen olacaklar.

Özetle ne Amerika’nın ne de Siyonistlerin ipi ile kuyuya inilmez, sözüne güvenilmez