• DOLAR 34.55
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3006.52
  • ...
Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Stratejik bir öneme sahip olan Antep fıstığına alan bazlı destek verilmesi gerektiğini ifade eden Seçkin, rekoltenin yüksek olduğu yıllarda, bir müdahale kuruluşunun Antep fıstığını depolaması ve rekoltenin az olduğu yılda piyasaya arz etmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin iç piyasa, baklava ve çikolata üretimi ile ihracatta dahil yıllık Antep fıstığı ihtiyacının 120-130 bin ton olduğunu belirten Seçkin, rekolte düşüklüğüne rağmen geçen yılki fıstıkla birlikte yeteri kadar fıstık olduğunu ifade etti.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde halk arasında "yeşil altın" olarak nitelendirilen ve aynı zamanda da bölgenin yöresel lezzetlerinden olan Antep fıstığında kayıt dışı sorunu üretici ve tüketiciyi olumsuz etkiliyor.

Gaziantep'in ve bölgenin önemli tarımsal ve endüstriyel ürünü olan Antep fıstığında bu yıl rekoltenin düşük olmasından dolayı fıstık fiyatları yüksek seviyelerde seyrediyor. İki yılda bir büyük oranda ürün veren Antep fıstığı üretimi konusunda sürdürülen rekolte belirleme çalışmalarında yüzde 100 sonuç elde edilememesi, üretimde yaşanan kayıt dışı sorununu bir kez daha gündeme getirdi.

Antep fıstığı üretimine ilişkin yapılan rekolte çalışmalarında ortaya konulan sonuçların, reel rakamları tam olarak yansıtmaması, üreticinin fiyat politikasını etkiliyor. Üreticiler, ürettikleri ürünleri açıklanan rekolte oranına göre belirliyor. Belirlenen rekolte az olduğunda Antep fıstığı fiyatları artarken, yüksek olduğu dönemlerde ise bu rakamlar aşağıya düşüyor ve bu durumda da hem üretici hem de tüketici mağdur oluyor. Aynı zamanda bu durum bir fırsata çevrildiği için Antep fıstığı ve baklava gibi fıstığın kullanıldığı ürünlerin fiyatları cep yakıyor.

Türkiye'nin her yıl için Antep fıstığı ihtiyacının yaklaşık 130 bin ton civarında olduğunu belirten Seçkin, Antep fıstığında üretim fazlalığı olmasına rağmen yüksek fiyatlara ve fıstığın yetersiz olduğunun dile getirilmesine anlam veremediklerini söyledi.

 

"Fıstık fiyatlarındaki artışlar piyasadaki stokçular ve spekülatif nedenlerden kaynaklanıyor"

Seçkin, fıstık fiyatlarının yükselmesinin rekolte düşüklüğünden kaynaklı olmadığını, geçen sene ile bu senenin rekoltesinin yeterli olduğunu belirterek, "Bakın şimdi baklava fiyatlarının artması gündemde ve gerçekten anormal bir fiyat artışı var. Baklava fiyatlarındaki artışın fıstık fiyatlarındaki artışa bağlı olduğunu söylüyorlar. Fakat şunu hepimiz net olarak biliyoruz; büyük işletmelerimiz, özellikle baklava sektöründe lokomotif olmuş baklava firmaları kendi ihtiyaçlarını zaten üretim sezonunda alıp stokta bulunduruyorlar. Bundan dolayı fiyat dalgalanmalarından öyle çok da olumsuz etkilenmiyorlar. Hem piyasadaki stokçular hem de spekülatif bazı nedenlerden dolayı fiyat dalgalanması yaşandı. Bunu tüm kamuoyu biliyor." dedi.

"Üretim fazlalığı olmasına rağmen fiyat artışları neden kaynaklanıyor"

İhracat dahil yıllık Antep fıstığı ihtiyacının yaklaşık 120 bin ton olduğunu belirten Seçkin, "Antep fıstığı üretimine 2018 yılına baktığımızda bu son iki yıldır, bu ülkenin rekoltesi 240 bin tondu. 2018 yılında ise rekolteyi 90 bin ton olarak hesaplıyoruz. 330 bin ton civarında rekoltemiz var. TÜİK verilerine göre ise, ihracat dahil 115-120 bin ton Antep fıstığı ihtiyacımız var. Yok yılını da baz aldığımızda yıllık ortalama olarak 160 bin ton Antep fıstığı üretimimiz ortaya çıkıyor. Bizim üretim fazlalığımız var. Ama bu fiyat artışı nereden kaynaklanıyor?" diye sordu.

Fiyatların bir dengede kalması için hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyacak bir birliğin kurulmasını istediklerini belirten Seçkin, her yıl rekoltenin düşüklünün fırsata çevrildiğini ve bu durumda da hem üreticinin hem de tüketicinin mağdur olduğunu belirtti.

"Antep fıstığında müdahale alımlarını yapacak devlet destekli bir kuruma ihtiyaç var"

Seçkin, "Gaziantep'te fıstık üreticilerini destekleyen müdahale alımları veya müdahil satımları yapan Güneydoğu Birlik Kooperatifimiz vardı. Bu kooperatif kapandı. Bugün Karadeniz'deki Fiskobirlik ve Çaykur, Marmara'daki birlik gibi Gaziantep'te de Antep fıstığında bir müdahale alımının yapılacağı, devlet tarafından desteklenen bir kuruma ihtiyaç var. Bu da şu anda Gaziantep şartlarımıza baktığımızda da en uygun olarak Toprak Mahsulleri Ofisi'dir. Burada devletin çıkaracağı kanunları ve yönetmeliklerini uygulayacak olan da TMO'dur. Gaziantep'te fiyatlar düşük olduğu zaman çiftçilerin mağdur olmamaları için fiyatlar anormal şekilde yükseldiği zaman esnafın veya işletmecinin mağdur olmaması için mutlak surette müdahale satışlar yapması gerekir. Aksi taktirde her sene fıstık fiyatlarında bu şekilde dalgalanma olacak." ifadelerini kullandı.

"Antep fıstığının, altın gibi yatırım aracı olarak kullanılmasından vazgeçilmeli"

Baklava sektörü başta olmak üzere birçok alanda ve son yıllarda mutfak alanında da kullanılan Antep fıstığının altın gibi yatırım aracı olarak kullanılmasının yanlış olduğunu ifade eden Seçkin, şunları dile getirdi:

Şu anda Antep'te yatırımcı olsun, elinde fazla parası olan kişiler olsun Antep fıstığını altın gibi yatırım aracı olarak kullanmakta ve fiyatlar tavan yapmadan satış yapmamaktalar. Bunu da engellemenin yolu müdahale alımları ya da dahili işlemdir. Çünkü Antep fıstığı ihracatının yüzde 80'nini yapan bir iliz ve yurtdışında müşterilerimiz var. Esnafların müşterileri var. Bu piyasa fiyat dalgalanmalarından olumsuz etkileniyor. Çünkü sadece bizde fıstık yok. Amerika ve İran'da da fıstık var. Bizden sonra Suriye var. Anormal fiyat artışlarında bu müşterileri kaybediyoruz. Müşteriler diğer fıstık piyasalarına kayıyorlar. Dolayısıyla da esnafımızın ve ihracatçımızın yurtdışındaki müşterilerini ellerinde tutmaları lazım.

"Dünya piyasasındaki müşterileri kaybetmemek için fıstık ithalatına kısmen izin verilmelidir"

Antep fıstığında ithalatı gerektirecek bir durumun olmadığını ancak yüksek fiyatların önüne geçilmesi, ihracatçıların da dünya piyasasındaki müşterilerini kaybetmemeleri ve müşterilerinin diğer ülkelere yönelmemesi için kısmen de olsa ithalata izin verilmesi gerektiğini belirten Seçkin, "İhracatçı dahili alımını yapacak, devlet tarafından yetkilendirilecek olan kurumun ihracatçıya oradan fıstık vererek destek olacak ki diğer dünya ülkeleri ile rekabet edilebilsinler. Dahili işletme kapsamında da fıstığı yurtdışından getirebiliriz. Ama hiç olmazsa anormal fiyat yükselmelerinde ihracatçılar yurtdışındaki müşterilerini kaybetmemeleri bağlamında o insanlara dahili işlem kapsamında izin verilmesi lazım. İhracatçı fıstığını getirsin, işletsin, tekrar yurtdışına ihraç etsin. Bizim şu anda serbest bölgelerimizde Antep fıstığı ihracatı yapılmıyor mu, yapılıyor. Amerika'dan, İran'dan diğer Türki Cumhuriyetlerden fıstıkları getiriyoruz, serbest bölgelerde satıyoruz. Ama yurtdışında müşterisi olan Türk ihracatçıların serbest bölgede değerleri yok. Onlar bu işten zarar görüyorlar, müşterilerini kaybediyorlar. Anormal fiyat yükselişlerinden dolayı Avrupa'daki veya dünyadaki kendi piyasamızı kaybediyoruz." dedi.

"2020 yılından itibaren hızlı bir rekabet ve kota artışı olacak"

Antep fıstığının Türkiye'ye değer katan bir ürün olduğunu belirten Seçkin, "Çünkü Gaziantep geneline baktığımızda büyük oranda ekili tarım var. Bunun büyük bir kısmı ise Antep fıstığıdır ve biz yurtdışında halen müşterimizi kaybetmeden bahsediyoruz. Yeni müşteriler bulmak zorundayız. Çünkü bu şehirde ve bu bölgede 2004'ten bu yana başlayan ve periyodik aralıklarla devam eden kuraklık sıkıntımız var. Kuraklık sıkıntılarından dolayı bu şartlarda tarım yapan çiftçilerin tamamı dikili tarımdan Antep fıstığına döndü. Antep fıstığında iki kısırlık dönemi var. Şimdi o süreç artık doldu. 2020 yılından itibaren hızlı bir rekabet ve kota artışı olacak. Bizler bu rekolte artışını değerlendirmek için yeni pazarlar bulup ürünleri oraya satmamız gerekir. Anormal fiyat dalgalanmalarından dolayı dünyadaki piyasamızı kaybettik, müşterilerimizi kaybediyoruz. Onun için mutlak surette fıstıktaki bu anormal fiyat artışlarında müdahil olacak, devlet tarafından yetkilendirilecek bir kurumun olması şart." diye konuştu.

"Fıstık fiyatları düşse de bakla fiyatları düşmüyor"

Baklavacıların çoğu kendi ürünlerini sezonda aldıklarını, Antep fıstığındaki fiyat dalgalanmalarından da çok etkilenmediklerini belirten Seçkin, her yıl Antep fıstığındaki fiyat artışında sıkıntı yaşandığını ancak fıstık fiyatları düştüğü zaman ise baklava fiyatlarının düşmediğine dikkat çekti.

Baklava fiyatlarının çok yüksek olduğunu belirten Seçkin, vatandaşların artık baklava alamadıklarını, baklava maliyetinin çıkarılması, fiyatının ona göre belirlenmesi gerektiğini ve kimsenin haksız rekabet etmemesi gerektiğini de sözlerine ekledi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)



Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız