MEHMET TAHİR ÖZSOY / DOĞRUHABER

İslam karşıtı politikalarıyla ülkedeki Müslümanlara olan düşmanlığı ve ırkçı yaklaşımı ile tanınan Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve hükümeti, ilk olarak Keşmir’in özel statüsünü kaldırarak eyaleti ikiye böldü. Bölgede binlerce Müslümanı alıkoyarak hapseden Hindistan hükümeti, zindanlarda da Müslümanları katletmekten geri durmadı. Irkçı Başbakan daha sonra, çıkardığı Vatandaşlık Yasasıyla 2014’ten önce ülkeye gelen bütün göçmenlere vatandaşlık verdi ancak Müslümanları bu yasanın dışında tuttu. Hindistan hükümetinin Pakistan, Afganistan ve Bangladeş'ten gelen 6 dini gruba vatandaşlık yolunu açan, ancak aynı durumdaki Müslüman göçmenleri kapsam dışı bırakacak şekilde değiştirilen "Vatandaşlık Yasası"nı protesto etmek için bir araya gelen milyonlarca insan, Kerala'nın kuzeyindeki Kasargod bölgesinden, güneyindeki Thiruvananthapuram bölgesine kadar 620 kilometrelik insan zinciri oluşturdu. Sol Demokratik Cephe'nin (LDF) organize ettiği insan zinciri protestosuna katılanlar arasında Kerala eyaleti Başbakanı Pinarayi Vijayan ve ailesi de yer aldı.

“VATANDAŞLIK YASASI” KENDİ LAİK YAPILARINA DA AYKIRI!

Kerala eyaleti hükumeti 14 Ocak'ta, "Vatandaşlık Yasası"nda yapılan değişikliklere karşı Yüksek Mahkemeye, yasada yapılan bu değişikliğin Hindistan Anayasası'nın laik yapısını ihlal ettiğini ve ayrıca Hint hükümetinin bu yaklaşımı ile toplumsal bölünmeye ve huzursuzluklara yol açtığını da belirten bir dilekçe vermişti.

Göstericiler arasındaki ismi açıklanmayan Müslüman bir kadın, siyaset için burada olmadıklarını ve bu gösterilerin herhangi bir parti ile ilgisinin olmadığını belirtip “Hindistan'da, burada yaşayıp burada öleceğiz." ifadelerini kullandı.

Yasanın geri çekilmesi için yola çıkan bir diğer gösterici de "Bizi korkutmaya çalışıyorlar. Hepimiz Hindistanlıyız, hepimiz insanız. Bu yüzden insan zincirine katıldık." değerlendirmesini yaptı.

PROTESTOLARDA 25 KİŞİ KATLEDİLDİ

Modi’nin ırkçı ve İslam karşıtı politikalarına karşı dünya Müslümanları sessiz kalsa da ülkedeki Müslümanlar bir süredir sokaklarda. Ancak sokaklardaki Müslümanlar da bu zorba yönetimden nasibini aldı. Gösterilerde şimdiye kadar 19'u Uttar Pradeş'te olmak üzere 25 kişinin katledildiği belirtildi.

Yürürlüğe giren kanun kapsamında, söz konusu ülkelerden gelen Budist, Sih, Jain, Parsi, Hindu ile Hristiyanlar kimliklerini ve Hindistan'da 6 yıldan uzun süredir yaşadıklarını kanıtlamaları halinde vatandaşlık elde edebilecek. Ancak aynı pozisyondaki Müslümanlar ise kapsam dışında tutulacak.

Yasa, dünyada en çok Müslüman nüfusa sahip ülkelerden biri olan Hindistan'daki Müslümanları ikinci sınıf vatandaş haline getirmek ve birçoğunu vatansız bırakmak için atılan bir adım olarak değerlendiriliyor.