İDEV, Siirt Üniversitesinde "Evlilik" konulu seminer düzenledi
Seminerde konuşan İlahiyatçı Mehmet Remzi Uçar, geciken evliliklerin daima zarar getirdiğini, maddi rızık endişesi ile evliliklerin geciktirilmemesi gerektiğini kaydetti.
Siirt'te, İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) ve Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından her ay düzenli olarak gerçekleştirilen eğitim seminerleri kapsamında bu ay "Evlilik" temalı program gerçekleştirildi.
Siirt Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen programa konuşmacı olarak İlahiyatçı Mehmet Remzi Uçar ve Eğitimci-Yazar Fatih Taş katıldı.
Sunuculuğunu Hasan Tetik’in yaptığı program, Emin Tetik Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programda yaptığı konuşmada İslam’ın evliliğe bakış açısının sadece maddi ve şekil bakımından olmadığını dile getiren ilahiyatçı Mehmet Remzi Uçar, "Rum suresinin 21’inci ayetinde Yüce Allah şöyle buyuruyor; ‘Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.’ Evlenen, imanının yarısını kurtarmıştır.” dedi.
Uçar, “İslam, bugünkü şekilci dünyanın madde bakışı ile bakmıyor. Aslında siz nasıl bir can iseniz eşiniz de aynı sizin gibi bir candır. Onlar sizin elbiseniz sizler de onların elbiselerisiniz. Demek ki evlilik bir elbise gibidir. Nasıl ki insan elbise olmaksızın yaşayamazsa aynı şekilde eşi olmaksızın insanoğlu bu dünyada yaşayamaz. Bu nedenle Peygamber Efendimiz şu şekilde buyuruyor; ‘Evlenen imanının yarısını kurtarmıştır. Diğer yarısında da Allah’tan korksun.” diye konuştu
“Geciktirilen evlilikler daima zarar getirir”
Bu asırda özellikle sükûnet bulmak isteyenlerin evlilikte sükûnet bulacağına dikkat çeken Uçar, “Birçok insan sükûneti arıyor. Kalp ferahlığını arıyor fakat yanlış yerlerde arıyor. Kalp ferahlığı ancak evlilikte bulunabilir. Buna çok dikkat etmek gerekiyor. Geciktirilen evlilikler daima zarar getirir. Hiçbir zaman maddi rızık endişesi ile evliliğinizi geciktirmemeniz gerekmektedir.” şeklinde konuştu
"Sizin kapınıza dininden ve ahlakından razı olduğunuz bir kişi gelirse onu evlendiriniz. Eğer siz bu evliliği gerçekleştirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve fesat meydana gelir.” diyen Uçar, “Özellikle kapınıza evlenmek isteği ile gelen kişilerin dini ve ahlaki yaşantılarına dikkat etmemiz gerekiyor. Eğer kişi dindar ve ahlaklı biri ise o kişiyi geri çevirmemeli, maddiyatı öne sürmemelisiniz.” dedi.
“Bu dünyadaki iyilik; Allah’ın salih veya saliha bir eş vermesidir”
"Maddiyat, bugün Avrupa’ya nasıl bir yarar sağlamadıysa bizlere de fayda sağlamayacaktır." diyen Uçar, “Bugün insanoğlu teknolojinin en üst çağını yaşamaktadır. Ama İnsanoğlu halen dert, keder, buhran ve bir intihardadır. Maddiyat hiçbir zaman bizlere fayda getirmez. Bu dünyadaki iyilik Allah’ın insana salih veya saliha bir eş vermesidir. Salih nesiller yetiştirmemiz gerekiyor. Çocuklarımızın Kur’an ve sünnetle yetişmesi gerekiyor. Çocuklarımız evlerinde Kur’an ve sünnetle iç içe olmalı ki salih zevceler, salih nesiller arkamızdan yetişsin. Özellikle bu hususa çok dikkat etmemiz gerekiyor. Evlilikte salih olanları seçmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Dikkat etmemiz gereken hususlardan biri evliliği kolaylaştırmak”
Dikkat edilmesi gereken hususlardan birisinin de evliliği kolaylaştırmak olduğunu ifade eden Uçar, “Evliliklerde zorluk çıkarmamak gerekiyor. Kolaylaştırdıkça Allah-u Teâlâ da bizlere kolaylaştırır. Biz kızlarımıza ve çocuklarımıza evliliği kolaylaştırdıkça onlar daha da mutlu olacak. Kızlarını seven anneler, çocuklarını seven babalar evliliği kolaylaştırmalı, masrafları düşürmelidir. Bakın Elmalı Hamdi Yazır, şunu diyor; ‘Evliliğin zorlaşması zinanın kolaylaşmasına yol açar.” şeklinde konuştu
İDEV Eğitim Vakfı olarak insanlığı Allah’a ve iyiliğe yönlendirmek için bir eğitim ordusu ve bir kitlenin mevcut olduğuna vurgu yapan Eğitimci-Yazar Fatih Taş, "Bizler ne yapabiliriz? Önceliğimiz ne olmalı? Öncelikli konular, hayati konular olmalı?' dedik ve en fazla dert ve sorun olarak gördüğümüz konuları önceliğimize aldık.” ifadelerini kullandı.
“Gençliğin ifsadına yönelik çalışmaların yüzde 99’u Batı kaynaklı”
Neslimizin altına dinamit yerleştiren birilerinin var olduğunu düşündüklerini ve araştırmalarda elde ettikleri bilgiyi bu alana yaymaya karar verdiklerini dile getiren Taş, “Nedir bu öncelikli sorunlarımız? En başta heba olan bir nesil var, bir gençlik var. Bu gençliğin yetiştiği bir aile ortamı var. Aile temelini oluşturan bir evlilik kurumu var. Gençliğin ifsadına yönelik çalışmalar var. Bunların yüzde doksan dokuzu Batı kaynaklı, Batı özentisidir. Uyuşturucu sorunu var.” dedi.
“Ekin ve neslin bozulması insanlar için iki büyük tehlikedir”
Ellerinin ulaştığı her noktaya, Hakkâri’den, Şırnak’a, Karadeniz’den İstanbul’a kadar salon toplantıları ile bir yandan eğitim gönüllülerinin gözü bir yandan da ilmi bir bakışla bu soruna çare aramak istediklerini ifade eden Taş, “Ekin ve neslin bozulması insanlar için iki büyük tehlikedir. Evlilikler kolay, boşanmalar zor olmalı, çünkü aile Allah-u Teâlâ’nın helal kıldığı, teşvik ettiği bir kurumdur.” diye konuştu.
“Evlilik ve aile çok zorlaşmış ama boşanmalar da çok sıradan olmuş”
Konuşmasında İstanbul Sözleşmesi'ne atıfta bulunan Taş, İstanbul Sözleşmesi'nin ailede oluşturduğu tahribat ve neslin nasıl bozulmak istendiğine dikkat çekti.
Taş, “Evlilik ve aile maalesef çok zorlaşmış ama boşanmalar da çok sıradan olmuş. Kadın yalan bile olsa bir sözü ile hâkim boşanmayı sağlayabiliyor. Bir özenti var, Batı medeniyeti bize her şeyi vermiş gibi önümüze İstanbul sözleşmesi diye bir sözleşmeyi dayatıyor. 'Bu sözleşme ile kişiler istedikleri cinsiyete girebilir.' diyor. Veya kadınlara aşırı haklar tanıma, aşırı hassasiyet, aşırı bir tepkisellik ortaya koymaya sevk ediyor. Haberlere baktığımızda sanki kadın ve erkek birbirinin düşmanıymış gibi iki gurup olarak gösteriliyor. Bu şekilde sürekli haberler yapılıyor. Bu neye sebep oldu? Bakan kalkıp dedi ki 'Bizim için kadının beyanı esastır.' Eskiden delil aranırdı ama şimdi delile de gerek yok. Kadın bir şey diyorsa önlem alınacak. Ne yapılacak? Erkek evinden uzaklaştırılacak ki araştırma yapılsın, peki erkeğin hali ne olacak, kadın yalan söylemiş olamaz mı? Olabilir ama bu umurumuzda değil, işte bu hassasiyet istemediğimiz tabloları ortaya çıkarıyor.” şeklinde konuştu. (Murat Orhan-İLKHA)