• DOLAR 34.66
  • EURO 36.359
  • ALTIN 2928.919
  • ...
Kudüs Müftüsünün Mescid-i Aksaya girişini yasaklayan karar protesto edildi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Namaz sonrası basın açıklaması okundu. Açıklamada işgalci ABD'nin elçiliğini Kudüs'e taşımasından bu yana siyonist işgal rejiminin Mescid-i Aksâ ve Kudüs halkı üzerindeki hukuksuz hareketlerini artırarak devam ettirdiğine vurgu yapıldı.

Basın açıklamasını okuyan Genç İHH Başkanı Abdurrahman Demirkaya, "Siyonist israil 2017 Temmuz'unda kapılarına metal detektörler yerleştirerek Mescid-i Aksâ'ya giriş ve çıkışları kontrol altına almak istemişti. Bu hamle Mescid-i Aksâ'yı zamansal olarak bölme planının ilk adımı idi. Tüm dünya Müslümanlarının ve tabi ki Kudüs halkının büyük direniş göstermesi sonucu işgalci israil geri adım atmak zorunda bırakılmıştı. Bu geri adımı hazmedemeyen siyonist işgalci yönetim, 2019 Şubat ayında Mescid-i Aksâ'nın içerisinde bulunan Rahmet Kapısını işgal ederek sinagoga çevirmek istedi. Böylece Mescid-i Aksâ'nın mekânsal olarak bölünmesini gerçekleştirmek için bir adım atmış oldu. Aslında 2003 yılından beri kapalı ve zincirli olan mekânın bu şekilde işgal edilmek istenmesi üzerine yine tüm Kudüs halkı tüm dünyanın da desteği ile ayaklanarak bu sefer mekânı muhafaza etmekle kalmayıp 16 yıldır kilit altında tutulan mekânı açarak ismini Rahmet Mescidi koydular." dedi.

 

"Kadınlar başta olmak üzere birçok Müslümanı gözaltına aldı"

Terör rejiminin Filistin halkına her tür şiddeti uyguladığını belirten Demirkaya, "Tüm bu yaşanan olaylar yıl boyunca sayısız baskınlar ve gözaltılarla devam etti. Bu süreçte Kudüs Muhafızı Şeyh Raid Salah gözaltına alınarak hapis cezası verildi. Uzun bir süre hapsedilen Şeyh Raid Salah geçtiğimiz aylarda ev hapsine alındı. Ancak şubat ayında hakkında verilecek olan kararla yeniden hapsedilmesi gündemde. Ayrıca geçen hafta pazar günü Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri, Rahmet Mescidi konusunda insanları Cuma hutbesinde provoke ettiği iddiasıyla gözaltına alındı. Şeyh İkrime Sabri'ye bir hafta süre ile Mescid-i Aksâ'ya giriş yasağı getiren siyonist israil, sürenin bir yıla çıkarılmasını istedi. Mescid-i Aksâ'da 50 yıldır hutbe veren ve Kudüs halkının gönlünde büyük yeri bulunan Şeyh İkrime Sabri aleyhine alınan bu karar üzerine Kudüs halkı ayaklanarak Rahmet Mescidinde toplanmaya başladı. Son 2 günde bu toplanma çağrısına uyan herkese karşı orantısız güç uygulayan siyonist israil güçleri kadınlar başta olmak üzere birçok Müslümanı gözaltına aldı. Özellikle kadınlara uygulanan şiddetin dayanılmaz boyutlara gelmesi üzerine Kudüs halkı bu Cuma'yı Umut Cuma'sı olarak ilan ettiler. Siyonist israilin, Rahmet Kapısı yasağına karşı seslerini yükseltecek olan Kudüs halkı tüm dünya Müslümanlarının Kudüs'ten yükselecek sese karşılık vermelerini bekliyor." ifadelerini kullandı.

"Siyonist israilin Mescid-i Aksâ'nın, değil içerisine, herhangi bir taşına bile müdahale etmesini kabul edemeyeceğimizi tüm dünyaya en yüksek sesimizle haykırmalıyız." diyen Demirkaya şöyle devam etti:

Çünkü bu meseleyi kabullenmek Mescid-i Aksâ'nın bölünmesini kabul etmektir ki bu Müslüman alemi için bir kıyamettir. Şeyh İkrime Sabri gibi ömrünü Mescid-i Aksâ'ya adamış birinin Mescid-i Aksâ'dan uzaklaştırılması tüm Müslümanların Mescid-i Aksâ'ya girmesinin yasaklanması ile aynı anlama geldiğini anlamalı ve bunun kabul edilemez bir şey olduğunu haykırmalıyız. Tüm sivil toplum kuruluşları kendi bölgelerindeki merkezi camilerde cuma günü sabah namazı sonrası basın açıklaması yapmalı ve diğer sivil toplum kuruluşlarını bu basın açıklamasına ortak olmaya davet etmelidirler. Her sivil toplum kuruluşu kendi bünyesinde ulaşabildiği tüm mensuplarına meselenin önemini anlatmalı ve insanları bu konuda bilinçlendirmelidir.

"Rahmet Kapısı sadece yıllardır kapalı olan bir kapıdan ibaret değildir"

Rahmet Kapısının neden önemli olduğuna değinen Demirkaya, "Öncelikle şunu anlamamız gerekmektedir ki Rahmet Kapısı sadece yıllardır kapalı olan bir kapıdan ibaret değildir. Bu kapı, içerisinde İmam Gazalî'nin İhya eserini yazdığı ve inzivaya çekildiği odaların da bulunduğu bir müştemilattır. Siyonist israilin şu an müdahale etmek istediği, içerisinde binaların da bulunduğu bin metrekarelik Rahmet Kapısı Müştemilatı ve buna ilave, içerisinde zeytin ağaçlarının ve bazı diğer binalarında bulunduğu 20 dönümlük alandır. Mescid-i Aksâ'nın bir bölümünü ele geçirerek Süleyman mabedinin inşası için bir basamak olarak kullanmak istemektedirler. Rahmet Kapısı Selahaddin Eyyubi tarafından duvar örülerek güvenlik gerekçesi ile kapatılmıştır. Çünkü Mescid-i Aksâ'ya şehre uğramadan direk olarak girilebilen bir kapıdır. Bu tarihten beri kapalıdır. 1970'lerden 2003'e kadar Mescid-i Aksâ hizmetinde bulunan bir dernek tarafından merkez olarak kullanılmış ve bu dernek merkezi 2003 yılında kapatılmıştır. 2019 Şubat ayında yaşanan olaylar sonrasında kapı Müslümanlar tarafından açılarak mescit haline getirilmiştir. Rahmet Kapısı, Hristiyan ve Yahudi inancında da önemli bir yer tutmaktadır. Çünkü her iki din mensupları da kıyamete yakın bir zamanda Mesih'in buradan Kudüs'e gireceğine ve o zamana kadar bu kapının kapalı kalması gerektiğine inanmaktadırlar." şeklinde konuştu.

"Mescid-i Aksâ içerisindeki her türlü tasarruf Ürdün Vakıflarına aittir"

İşgal rejiminin Mescid-i Aksa üzerinde söz sahibi olmadığını belirten Demirkaya, "Esasında Rahmet Kapısının Mescid-i Aksâ içerisinden girilen kısmında 2003 yılından beri bir kilit vardı. Ancak Müslümanlar buraya zaman zaman girip ibadet edebiliyordu ve buna siyonist israilin herhangi bir müdahalesi söz konusu değildi. Çünkü siyonist israil zaten Mescid-i Aksâ içerisinde bir karar verme yetkisine sahip değildir. Mescid-i Aksâ içerisindeki her türlü tasarruf Ürdün Vakıflarına aittir. 17 Şubat 2019 Pazar günü siyonist israilin silahlı teröristleri Mescid-i Aksâ'ya baskın düzenleyerek bazı Müslümanların Rahmet Kapısında namaz kılmalarını bahane göstererek merdivenlerin başındaki demir kapıya kilit vurdular." dedi.

Demirkaya son olarak, "18 Şubat 2019 Pazartesi günü Mescid-i Aksâ'daki murabıtlar ve Kudüs halkı siyonist israilin bu davranışının Mescid-i Aksâ'ya bir müdahale olduğunu söyleyerek zinciri ve kilidi kırarak içeride namaz kıldılar. Bunun üzerine siyonist israilin eli silahlı teröristleri buradaki Müslümanlara saldırarak birçok genci Mescid-i Aksâ içerisinde önce darp edip sonra da gözaltına aldırlar. Ayrıca Mescid-i Aksâ'nın tüm kapılarını kapatarak giriş çıkışları yasakladılar. Kudüs halkının tepkisinin ve ayaklanmasının üzerine çok geçmeden kapıları tekrar açmak zorunda kaldılar. Rahmet Kapısı olayları sırasında Kıyamet Kilisesi'ne yapılan siyasi ve ekonomik baskıları protesto etmek amacıyla Kudüslü Hristiyanlar da kiliseyi kapattı ve Müslümanların Rahmet Kapısı direnişine destek verdiler." ifadelerini kullandı. (Cemil Özdaş-İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir