• DOLAR 34.423
  • EURO 36.335
  • ALTIN 2845.861
  • ...
Beklemediğiniz Bir Not mu Aldınız?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Dönem sonunda öğretmenlerin yükü ağırdır; yanlış değerlendirme ihtimalleri artıyor.

Kendimize ve bizimle ilgili olanlara hesap sormak, bu hesabın neticesinde değerlendirme yapmak planlı, başarılı bir hayat için vazgeçilmezdir.

Gelişkin toplumlar,

1. Hakkımı düşmanıma kaptırmam

2. Yakınıma hesap sormayı yanlış bulmam, der. Hakkını herkese karşı arar.

Gelişkin olmayan toplumlar ise,

1. Düşmanımdır, hakkımı yer, ne yapabilirim ki?

2. Dostumdur, ona ne diyebilirim ki, der; durumu kabullenir.

Gelişkin olmayan toplumlara ait bu iki tutumdan birincisi sinmişliğin, en önemli insani sermaye olan iradeyi kaybetmenin işaretidir.

Ikincisi ise, dargınlığın, nahoş tartışmaların, mahkemelere konu olmaya değmeyecek kavgaların en önemli sebebidir.
Gelişkin olmayan toplumlarda özgüveni sağlam, cesur kişiler, birinci durumu aşsalar da ikinci durumu çok az kişi aşar. Bu toplumlarda “hesap sorulan”, kendisine hesap sorulmayı hakaret görür; hakkı yenen de dostuna hesap sormayı ayıp sayar. Durumunu ya içine atar; dostuna karşı gizli bir kırgınlık içinde olur ya da yazılı belgelerde tayin edilen eseslarla hakkını soracağına bir yerde patlar ve hesap sormaya bile utandığı dostu ile kötü bir kavgaya girişir; onu da kendisini de güç durumda bırakır. Ya da bunu yapmaz ama “kendisine hakim olamadığından “içine atma” gayretini sürdüremez; bir yerde patlar ve sevdiği insanın ardından konuşur, dedikodu yapar.

Bunun için gelişkin toplumların “mahkemeleri,” “değerlendirme” toplantıları” çoktur. Gelişkin olmayan toplumların ise “dost kavgaları” ve “dedikoduları…”

Müslümana iradesini kullanmak; İslam toplumuna da haklar konusunda gelişkin bir toplum olmak yakışır.

Öğretmenin iyi bir insan olması, onun yanlış bir değerlendirme yapmayacağı anlamına gelmez: İnsandır; yanılır, ihmal eder, unutur…

Bizim bir öğretmenden notumuzla ilgili yeni bir değerlendirme yapmasını istememiz, ona saygısızlık etmemiz, onu güç durumda bırakmaya çalışmamız anlamına gelmez: Yeni bir değerlendirme, ya doğruyu ispat eder ya da yanlışın ortaya çıkmasını sağlar.

Sınavda hiç beklemediğimiz bir not almışsak, hakkımızı arayacağız:

1. Önce kendi bünyemizde

2. Sonra dışarıda

Biz, gerçekten soruları doğru cevapladık mı? Öğretmenin istediği cevapları verdik mi? Sorulara verdiğimiz cevaplarla ders kitabı ve ders notları arasında uyum var mıdır? Bunu önce kendimize soracağız; eksiksiz bir değerlendirme yapacağız. Kendi açımızdan nesnel verilerle haksızlığa uğradığımız neticesine ulaşmışsak öğretmene gideceğiz ve kendisinden yeni bir değerlendirme yapmasını isteyeceğiz.

Bu durumda öğretmenin önünde sadece iki yol vardır:

1. Ya bizim yanımızda, hatta bir iki arkadaşımızın huzurunda yeni bir değerlendirme yapacak.

2. Ya da değerlendirme yapmayı reddedip bizden resmi bir itiraz isteyecek. Bu durumda bizim dilekçemizin neticesinde sınavımız bir kurul tarafından incelenecek ve notumuz yeniden belirlenecek.

Unutmayalım ki “hakkını aramak”, irade sahibi olmanın en önemli işaretidir; irade, insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliktir ve bir “süs” olsun diye insana verilmiş değildir.

Allah (cc) yardımcınız olsun.

Abdulkadir Turan / doğruhaber / rehberlik
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir