• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...
​Şehadetinin 20'nci yılında arkadaşları Hüseyin Velioğlu'nu anlattı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hizbullah Cemaati Kurucu Rehberi Hüseyin Velioğlu, 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul Beykoz'da bulunduğu eve yönelik baskında şehid edilmesinin yıldönümünde, yakınları ve sevenleri tarafından rahmet ve minnetle yâd ediliyor.

Yakın arkadaşları şehadetinin 20'nci yılında Velioğlu'nu, hatırlarını, gaye ve amacını İlke Haber Ajansı'na anlattı. Merhum Velioğlu'nun arkadaşları, O'nun İslam'ı ve Müslümanların istikbalini dert edinen, bunun için gece gündüz demeden çalışan, muttaki, hayâlı, ahlaklı, cesur biri olduğunu söylediler.

Hüseyin Velioğlu'nun yakın arkadaşlarından olan Ahmet Seyitoğlu, Velioğlu'nun hayatını İslam davasına adadığını söyledi.

Merhum Hüseyin Velioğlu'yla 1980 yılları öncesinde Milli Türk Talebe Birliği'nde (MTTB) tanıştıklarını belirten Seyitoğlu, "Ben TPAO'da çalışıyordum. Daha sonra sendika seçimleri vardı ve bir sendika başkanı adayı gerekiyordu. O zaman TPAO'da çalışan Müslümanların bir araya gelmesiyle bir aday arayışına girdik ve Hüseyin Velioğlu adayı üzerinde ittifak kuruldu. Tabi o dönemin ehemmiyetini söylemek istiyorum. O dönemde geniş bir sol kitle içerisinde yeni ortaya çıkan PKK, çok hızlı bir şekilde tehditlerle, eylem ve baskınlarla bütün sol grupları sindirmiş, ağalara karşı sindirme operasyonlarına girişmiş ve özellikle işçi sınıfı üzerinde çok büyük baskı oluşturmuştu. O dönemde, Müslüman olan kişilerin bile o baskı ortamında sendika başkanlığına aday olabilme imkânı çok güçtü. Kimse kendini ortaya atmıyordu. Biz, TPAO'daki dindar arkadaşlarımızla sendika başkanlığı için adaylık işini konuştuktan sonra isim üzerinde anlaşmaya varıldı. İşte o isim Hüseyin Velioğlu'ydu." diye konuştu.

"Çok cesaretliydi"

Velioğlu'nun önemli tespitleri olan çok bilge ve mütevazı bir kişiliğe sahip olduğunu, Müslümanların izzetli duruşunda onun payının çok büyük olduğuna dikkat çeken Seyitoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

MTTB'de de mütevaziliğiyle, önemli tespitleri ve bilgeliğiyle, özellikle Müslümanların geleceğiyle ilgili ortaya koyduğu fikirlerle arkadaşlarımızın içinde çok büyük yeri ve etkisi vardı. Ona başkanlık adayı teklifi yapıldıktan sonra, o ortamın tehditlerine aldırmadan kabul etti. Ben de o zaman onun listesinde yer alıyordum. TPAO'nun sendika seçimlerine girdik. Tabi o zamanlar bize oy vermesi muhtemel olan kitlenin üzerinde baskılar oluşturup, tehditler yaptılar. Ama Elhamdülillah o dönem birçok arkadaşımız tehditlere aldırış etmedi. Özellikle bu, rahmetli Velioğlu'nun dirayetiyle, bilgisiyle, cesaretiyle ortaya çıktı. O zamanki Müslümanların duruşunda da 90'lardaki dönemde de Müslümanların izzetli duruşunda onun payı çok büyüktü. Biz bunu o zaman açık bir şekilde hissediyorduk.

"O, Peygamberin sünnetine çok bağlı bir kişiliğe sahipti"

Velioğlu'nun dile getirdiği fikirlerin insanların zihinlerinde yeni ufuklar açtığını ve onları harekete geçirdiğini ifade eden Seyitoğlu, onun Hazreti Muhammed'in sünnetine de çok bağlı bir kişiliğe sahip olduğunu kaydetti.

Seyitoğlu, "Özellikle kişisel ibadetlerine de çok şahit oluyordum. Çok muttaki bir insandı. Hatta sünnetlerin hiçbirini terk etmiyordu. Onun insanlar üzerindeki etkisinin en önemli tarafı, Müslümanların gelecekteki programları üzerindeki fikirleriydi. Bu herkesin zihninde soru işareti oluşturuyor, ufuklarını açıyor ve insanları harekete geçiriyordu. Tabi biz tüm tehditlere rağmen sendika seçimlerine girdik. Ama ne yazık ki o dönemde de bazı kişiler, evlerine araç gönderdiğimiz halde seçim sandıklarına gelmediler. Tabi bu tür şeyler her dönemde olabiliyor. İnşallah gelecekteki Müslümanlar bu durumlara düşmeyeceklerdir." ifadelerini kullandı.

"Onları harekete geçiriyordu"

Görüştüğü tüm âlimlerin, insanların merhum Velioğlu'ndan etkilendiğini ifade eden Seyitoğlu, şöyle konuştu:

Velioğlu'nun şu anda Müslümanların izzetli duruşunda payı çok büyüktür. İnşallah Allah-u Teâlâ, onun hizmetini kabul eder ve cennetiyle mükâfatlandırır. Bizim birlikteliğimizin olduğu dönemde Müslümanların gelecekteki izzetlerini koruyabilecek programlar üzerinde çok ciddi önerileri vardı. Ulema üzerindeki çalışmaları bunu net bir şekilde gösteriyordu. Hemen hemen kendileriyle görüştüğü tüm âlimlerin kendisinden etkilenmemesi mümkün değildi. Herkesin kafasında soru işaretleri yaratıyor ve onları harekete geçiriyordu.

"Müslümanların yapması gerekenleri anlatıyordu"

Bölgedeki Müslümanların onun o günkü çalışma ve cesaretine borçlu olduklarını vurgulayan Seyitoğlu, "O dönemdeki Müslümanların durumu içler acısıydı. PKK'nin baskılarına hemen hemen toplumun yüzde 90-95'i boyun eğmiş durumdaydı. Hüseyin Velioğlu, bu zaviyeden gelecekteki sıkıntıları gördüğü için tüm insanları dolaşıp, Müslümanların yapması gerekenleri anlatıyordu. Tekrar ediyorum; günümüzde, özellikle Kürdistan'daki Müslümanlar onun o günkü çalışma ve cesaretine borçludurlar. Onun etkisiyle bugünkü izzeti elde ettiklerine inanıyorum. Müslümanların bu tür mümtaz şahsiyetlerin kıymetini iyi bilmesini istiyorum." dedi.

"İslam'ı, Müslümanların istikbalini dert edinmişti"

Hüseyin Velioğlu'nun yine yakın arkadaşlarından biri olan Molla Mustafa Durgun, Hüseyin Velioğlu'nun İslam'ı ve Müslümanların istikbalini kendine dert edindiğini aktardı.

Durgun, "Şehit Rehber Hüseyin Velioğlu herkese gider, müspet olsun menfi olsun tüm fikirleri dinler ve değerlendirirdi. İslam'a daha iyi nasıl hizmet edilir, bunu müzakere ederdi. Bir defasında bölgedeki yüzlerce âlimle bir toplantıda bir araya geldi. O kendine İslam'ı, Müslümanların istikbalini dert edinmişti. Kar kış demeden köyleri gezer âlimleri ziyaret ederdi. İbadetlerine çok dikkat eder, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Bir davetçi nasıl olması gerekiyorsa kendini öyle yetiştirmişti." diye konuştu.

"İslam davası için gece gündüz çalışıyorlardı"

Velioğlu'nun yaptığı tüm işi ihlasla yaptığına işaret eden Durgun, sözlerine şöyle devam etti:

Devamlı istişareler yapar, etrafındakilerle görüş alışverişinde bulunurdu. O ve dava arkadaşları var güçleri ile İslam davası için gece gündüz demeden çalışıyorlardı. Kısıtlı imkânlara rağmen çok büyük işler yapmaya çalışıyorlardı ve Allah'ın izniyle başardılar. Şehid Hüseyin Velioğlu, bazı arkadaşların fedakârlığı karşısında çok etkilenir ve o arkadaşları takdir ederdi. Davanın büyük olduğunu, daha fazla emek istediğini daima dile getirirdi. Davasına olan bağlılığı ve ihlası kısa zamanda daha fazla yerlere ve kişiye ulaşma fırsatı verdi. Çalışmalarının, fedakârlığının semeresini alıyordu.

"O çok iyi bir tebliğciydi"

Velioğlu'nun ilmi, ahlaki, cesareti, hayâsı ve cömertliğiyle mükemmel bir kişiliğe sahip olduğuna dikkat çeken Durgun, "Gençlerin, üniversite öğrencilerinin kişisel gelişimine çok önem verirdi. Gençlerle sık sık bir araya gelirdi. Onların fıkıh, siyer, tefsir ve akaid alanında yetişmeleri için gayret gösterirdi. Kısa zamanda Allah'ın yardımıyla çok büyük işler başardı. O çok iyi bir tebliğciydi. Bununla beraber fakir ve muhtaçlara karşı da çok merhametliydi. Elindekini bir başkasıyla paylaşmasını bilirdi." şeklinde konuştu.

"Ümmet için büyük bir kayıptır"

Merhum Velioğlu'nun İslam için mücadele ettiğini söyleyen Durgun, onun ümmet için büyük bir kayıp olduğunu belirtti.

Molla Mustafa Durgun konuşmasının devamında şunları söyledi: "Şehit Rehber sadece kendi cemaati için değil, tüm ümmet için büyük bir kayıptır. Hüseyin Abe sağ olsaydı ümmetin birliğinin gerçekleşmesi için gayret gösterirdi. Zaten bunu kendine gaye edinmişti. Şehidin hedefi İttihad-ı İslam'dı. Bütün kâfirlerin amacının Müslümanların birleşmesini, ümmet olmalarını engellemek olduğunu iyi biliyordu. Hep bu konuda Müslümanları uyarıyor ve geleceğe dönük hesaplar yapıyordu. Mücadelesi boyunca önüne çok engeller çıktı. Ama Allah'ın izniyle tüm güçlüklere direnebiliyordu. Çok sağlam bir iradesi, korkusuz ve tavizsiz bir karakteri vardı."

"İşi davasıydı"

Hüseyin Velioğlu'nun dava arkadaşlarından Şeyh Fatih ise onun mücadelesinin, çalışmasının İslam davası için olduğunu, onun İslam ümmetini içinde bulunduğu kötü durumdan kurtarmak için çaba sarf ettiğini kaydetti.

Velioğlu'nun diyar diyar gezerek bölge halkına İslam'ı anlattığını belirten Şeyh Fatih, "Bölgede âlim, seyda ve şeyh olup da Rehber'in ziyaret etmediği bir kişi olduğunu sanmıyorum. Mutlaka birbirlerinden istifade etmişlerdir. Şehit Rehber çok ileri görüşlü bir fikir adamıydı. Son zamanlarda çoğu kez beraberdik. Bir günde ancak 3 saat uyuyabiliyordu. İşi davasıydı. İnsanları Allah'a yöneltmek, kulluğa döndürmekti. Sürüsüne kurtlar düşen bir çobanın telaşı ve çabası gibi o da İslam ümmetini içerisinde bulunduğu durumdan kurtarmak için çabalıyordu. Gencinden yaşlısına kadar herkese koşuyordu. Bazen biz dinlenmesini, uyumasını istiyorduk. O ise ceketini yastık yapar, 10 dakika dinlenir ve tekrar çalışmaya başlardı." dedi.

Hüseyin Velioğlu kimdir?

Hacı Osman ve Fatma çiftinin 11 çocuğundan biri olan Hüseyin Velioğlu, resmi kayıtlara göre, 1 Ocak 1952 yılında Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı Bağözü (Xiro) köyünde dünyaya gözlerini açtı.

Batman ve çevresinde kalabalık bir topluluğa sahip olan Habizbini aşiretine mensup olan ve İslami hassasiyete sahip bir anne ve babanın çocuğu olan Velioğlu, daha küçük yaşlardan itibaren İslami bir karakter edindi. 6-7 yaşlarında iken köy imamının yanında Kur'an-ı Kerim dersi alan Velioğlu, köylerinde okul olmadığı için orada kaldıkları süre içerisinde okula gidemedi.

Velioğlu 9 yaşına geldiğinde ailesi Batman'a yerleşti. İlkokulu Batman Devrim (şimdiki ismi Mehmet Akif Ersoy) İlkokulunda, ortaokulu Batman Site Ortaokulunda (Bu okul sonradan Batman Petrol Ortaokulu adını almıştır.), liseyi Mardin Yatılı Lisesinde okuyup ardından üniversiteye başladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü'nü bitirdikten sonra resmi bir görev almadı ve Batman'a yerleşip, orada İslami faaliyetlere başladı.

Hüseyin Velioğlu daha üniversite öğrencisiyken 18 Mayıs 1978 tarihinde evlenmiş, bu evliliği 20 Kasım 1978 itibariyle resmi kayıtlara geçmiştir. Evlilik hayatı boyunca 7 erkek ve 4 kız olmak üzere toplam 11 çocuğu olmuştur.

1979 yılında beraberindeki arkadaşlarıyla Batman'da Hizbullah Cemaati'ni kuran Velioğlu, gizli bir şekilde cemaatsel faaliyetlere başladı. Bununla beraber, henüz okula devam ettiği için Ankara'dan ilişkisini kesmemişti ancak Batman'a sık aralıklarla gidip geliyor ve arkadaşlarıyla ilişkilerini canlı tutuyordu.

1999 yılında İstanbul'a gidip yerleşen Hüseyin Velioğlu, İstanbul'a yerleştikten bir yıl sonra, 17 Ocak 2000 tarihinde Beykoz'daki Kavacık Mühendis Sokak'ta bulunduğu evin ablukaya alınarak saatlerce uzun namlulu silahlarla taranması sonucu şehit edildi. (Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)













Bu haberler de ilginizi çekebilir