Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Bölgemiz savaşlardan yoruldu
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, toplantıda gündeme ilişkilerin ele alındığını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’na ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ele alınan konular ve gündemdeki gelişmelere dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, basın mensuplarının sorularını da cevapladı.
Kamuoyu ile canlı olarak paylaşılan toplantıda, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın şunları söyledi:
Bugünkü 2020 yılının ilk Kabine Toplantısı’nda Sayın Cumhurbaşkanımız takdim konuşmalarında öncelikle 2019’un bir genel değerlendirmesini yaptılar. Ayrıca 2020 yılına ilişkin de öngörülerini paylaştılar. Özellikle tabii bu çerçevede ilgili bakanlıklarımıza, kurumlarımıza direktifleri ve talimatları oldu.2020 tabii büyük zorluklarla başladı. Gördüğünüz gibi, bölgemizde yaşanan birtakım siyasi krizler gündemin merkezine oturmuş durumda. 2019’da da benzer krizlerle karşı karşıya idik. Buna rağmen hem güvenlik alanında hem ekonomi alanında hem de genel manada sosyal politikalar alanında aldığımız tedbirler sayesinde nispeten çevremizde yaşanan büyük krizlere rağmen 2019’da çok önemli adımlar da atıldı.
Bütün bu 2019 icraat programlarıyla ilgili de Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay Bey’in de bir takdimleri oldu. İnşallah Allah’tan bir mani olmazsa da bu 2019 yılında yapılan icraatlarla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın 16 Ocak’ta kamuoyuyla bir paylaşım toplantısı planlanıyor. Burada kendileri 2019 yılının başından hedef olarak koyduğumuz projeleri, faaliyetleri, bunların gerçekleşme oranlarını kamuoyuyla paylaşacaklar. Böylece 2019 yılı içerisinde ekonomide, ticarette, savunmada, ulaştırmada, sağlıktı, eğitimde ve diğer alanlarda atılan önemli adımları da vatandaşlarımızla paylaşma imkânları olacak. Dolayısıyla inşallah 16 Ocak’ta böyle bir programının yapılması ve 2019 icraat programının kamuoyuyla paylaşılması planlanıyor.
"Bölgemiz savaşlardan yoruldu"
İran-ABD gerilimi Bakanlar Kurulu’nun da önemli gündem maddelerinden bir tanesi olduğunu söyleyen Kalın, şöyle konuştu:
3 Ocak’ta meydana gelen bu hadise, yani Kasım Süleymani’nin ve Mühendis’in öldürülmesiyle birlikte başlayan süreci biz de yakından takip ediyoruz. Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız ilk günden, hatta ilk saatlerden itibaren yoğun bir diplomasi trafiği başlattılar. Almanya, Fransa, İngiltere, hemen öncesinde Amerika Birleşik Devletleri, Katar ve en son olarak da bugün bildiğiniz gibi Birleşik Krallık Başbakanıyla, devlet ve hükûmet başkanlarıyla yoğun diplomasi görüşmeleri, telefon görüşmeleri oldu. Yarın ülkemizi ziyaret edecek olan Sayın Putin ile de bu konu da dahil olmak üzere diğer gündem başlıklarını ele alacaklar.Tabii bu gerilimin bölgenin tamamını etkilemesi kaçınılmaz görünüyor. Biz Cuma gününden itibaren, bu hadisenin meydana geldiği 3 Ocak’tan itibaren bütün taraflara sükunet ve itidal tavsiyesinde bulunduk. Atılacak yeni provokatif adımlar, saldırılar bölgedeki gerginliği daha da artıracak, kırılganlıkları daha da derinleştirecektir. Bu savaşın kazananı olmayacaktır. Bölgemiz gerçekten savaşlardan yoruldu, çatışmalardan yoruldu, özellikle dış müdahalelerden, vekâlet savaşlarından yoruldu. Artık bu çatışmaların sona ermesi geriyor. Ama maalesef şu anda tarafların, Amerika Birleşik Devletleri’nin olsun, İran tarafının pozisyonlarının giderek keskinleştiğini maalesef görüyoruz. Bunu minimize etmek için de bizim itidal ve sükûnet çağrımız devam edecek. Önümüzdeki günlerde de Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyla ilgili temas trafiğini yoğunlaştırarak devam edecekler.
"Güvenli bölgeyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor"
Kalın, "Suriye konusu da bugün yine Kabine’nin gündemindeki başlıklardan bir tanesiydi. Orada da bildiğiniz gibi yürüttüğümüz bir siyasi süreç var. Hem Cenevre hem Astana başlıkları altında. Burada özellikle İdlib bölgesindeki kritik durum masaya yatırıldı. Bu konu bildiğiniz gibi son günlerde tekrar sadece bizim değil bütün bölgenin ve dünyanın gündeminde, çünkü Rusya destekli rejim saldırıları yoğun bir şekilde devam ediyor. Bu bizim geçen sene vardığımız Astana ve İstanbul Mutabakatlarına aykırı bir uygulama. İdlib mutabakatı ve İstanbul’da ulaştığımız mutabakatın ihlali anlamına geliyor. Bu konuda biz rejime tekrar bu saldırıları derhal durdurması çağrısında bulunurken, aynı zamanda Rusya tarafına da özellikle rejimi durdurma noktasında gerekli adımları atması çağrısında bulunuyoruz. Çünkü orada açıkçası Rusya Federasyonu’nun hava desteği olmadan rejimin karada bir ilerleme sağlamasının mümkün olmadığı açık bir gerçek. Orada yaşanacak siyasi kriz, insani kriz, yeni bir mülteci dalgası bütün bölgeyi sıkıntıya sokacaktır. Ülkemize dönük olarak harekete geçmiş olan on binlerce Suriyeli zaten şu anda bizim için öncelikli gündem maddelerinden birisi. Biz onlara insani yardım ve muamele anlamında gerekli tedbirleri almış olmakla birlikte bu meselenin, İdlib’in Türkiye’nin ötesine geçeceği de bir hakikat. Dolayısıyla İdlib meselesi de hem sahada takip ettiğimiz bir konu hem de yarın Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Putin’le görüşeceği öncelikli konu başlıklarından bir tanesi olacak." İfadelerini kullandı.
Libya’daki olaylar
Bir diğer önemli konumuz tabii Libya meselesiydi.
Toplantıda Libya’da da son günlerdeki gelişmelerinde ele alındığını söyleyen Kalın, "Sirte’de yaşanan hadiseler, dün sabah bir askerî okula yapılan saldırı aslında bizim çağrılarımızın ve uyarılarımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha göstermiştir. Burada Nisan ayında imzalanan Trablus ile Bingazi arasındaki anlaşmayı ihlal eden Hafter tarafı saldırılarını pervasız bir şekilde devam ettiriyor. Buna bir dur denilmezse Libya’da siyasi sürecin işletilmesi elbette mümkün olmayacak ve daha fazla kan dökülecektir. Burada özellikle Türkiye’nin Libya hükûmetiyle yaptığı anlaşmaya itiraz edenler yahut eleştiri getirenlerin öncelikle, burada saldırgan tarafın kim olduğunu, anlaşmaları kimin ihlal ettiğini, dün askerî okula saldırarak 40’a yakın gencecik askeri öğrenciyi kimin öldürdüğünü açık bir şekilde ortaya koymaları ve kınamaları gerekir. Türkiye aslında oradaki çatışmaya denge getiren ve siyasi sürecin önünü açan hamleler yapmaktadır. Ama bazen içeriden, bazen dışarıdan buna yönelik birtakım eleştirilerin, itirazların geldiğini de görüyoruz." şeklinde konuştu.
Kalın, "Peki, çözüm nedir dediğimizde, BM süreci ya da BM şemsiyesi altında yürütülen faaliyetler sahada nasıl gerçekleyecek dediğimizde, bunun da bir cevabının olmadığını görüyoruz. Yani Hafter’in yaptığı her tür saldırı, her türlü ihlal âdeta yanına kalmakta, uluslararası toplumdan bir kınama dahi çıkmamakta. Ama buna mukabil Türkiye’nin barışçıl girişimlerin, diplomasinin ve siyasi sürecin önünü açacak meşru iki hükûmet arasında imzalanmış anlaşmaların sağladığı çerçevede atılacak adımlar eleştiri konusu olabiliyor. Biz bu süreci tabii yakından takip etmeye devam edeceğiz. Libya’da bizim önceliğimiz, çatışmaların bir an önce durması, bir ateşkes ilan edilmesi ve bütün tarafların, yani öncelikli olarak Hafter tarafının Nisan ayındaki pozisyonlarına geri dönmesidir. Daha önce Abu Dabi’de yapılan Nisan ayı anlaşması da zaten bunu kayıt altına almış idi. Bu anlaşmayı ihlal eden Hafter olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Taraflar o pozisyonlarına geri çekildikleri zaman siyasi sürecin de önü açılacak. Berlin’de yapılması planlanan liderler düzeyindeki Libya Zirvesi de o zaman bir netice alma imkân ve ihtimaline kavuşacak. Ama bu süreç devam ettiği müddetçe, Libya’daki gerilimin, çatışmaların, saldırıların daha da derinleşeceği ve süreci daha da kırılgan hâle getireceği de açıkça ortada bulunmakta." diye konuştu. (İLKHA)