Kentsel Dönüşüme Dikkat!
Kentsel dönüşümün bir mülkiyet dönüşümü olduğunu, bu imar uygulamasının uzun vadede insanların geleceğini planlamak olduğunun altını çizen HKMO Bursa Şube Başkanı Ufuk Ay, Kentsel dönüşümün mutlak gerekliliğini savunduklarını, ancak henüz `Ulaşım Master Planını` bile tamamlamamış bir kentin sağlıklı dönüşmesinin de pek mümkün görünmediğini vurguladı.
BURSA - Kentsel dönüşüm sürecinin çok çok iyi yönetilmesi gerektiğini belirten Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Bursa Şube Başkanı Ufuk Ay, kentsel dönüşüm sürecinde, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve vatandaşların bu sürecin içinde olmasının çok önemli olduğuna değindi.
Kentsel Dönüşüm Sosyal Bir Olgudur
Kentsel dönüşümün geleceği planlamak olduğunu vurgulayan Ay, kentsel dönüşümün sosyal bir olgu olduğunu, çevre düzenine, tarihi dokuya uygun olması ve tamamlandığında yeni trafik ve çevre sorunları doğurmaması gerektiğini ifade etti. Kentsel dönüşüm sürecinin insanlara daha yaşanabilir ortamlar sağlamak olduğunun altını çizen Ay, \"Önemli olan, bu kentte yaşayan insanların daha iyi ortamlarda yaşayabilmesini sağlayan planlamanın yapılabilmesidir. Üst ölçek-alt ölçek plan uyumunun sağlanarak, halkın bilinçlendirilmesi ve kent yaşamına uygun ortamın oluşturulmasıdır. Kentsel dönüşüm ile birlikte kentsel dönüşüm olgusunun var olmasına neden olan mühendislik hizmetlerinden ve planlamadan uzak kaçak yapılaşmayı engelleyecek bir iradenin de ortaya konması gerekir. Kentsel dönüşüm alanlarının o ilin çevre düzeni planı bütününde belirlenerek, yeni çevre sorunları en önemlisi de trafik sorunu doğurmaması gerekir. Kentsel dönüşüm alanları şehrin Ulaşım Master Planlarına işlenerek, raylı sistemleri ve çağdaş toplu ulaşım sistemleri ile entegre olması gerekir\" dedi.
Bursa`nın henüz tamamlanmış bir Ulaşım Master Planı`nın olmadığına vurgu yapan Ay, \"Kentsel dönüşüm çalışmalarına ana hatları ile bakıldığında yeni oluşturulması düşünülen kentin ekonomik ve sosyal yapısı, tarihi ve kültürel dokusu, teknik ve mimari özellikleri yoğrularak yeni yaşam alanlarının tasarlanmasıdır. Bu tasarımın içerisinde de önemli yeri imar planları tutmaktadır. İmar planlarının yapılması, uygulanması, hak sahiplerine tapularının teslimi projenin başarısında önemli etkenlerdir\" diye konuştu.
İmar Kanunu Değişmeli
Kentsel dönüşüm çalışmalarının İmar Kanunu ile doğrudan ilintili olduğunun altını çizen Ay, \"Fakat uygulanan İmar Kanunu 1985`te yürürlüğe girmiş ve geçen 27 yılda çeşitli değişikliklere uğramasına rağmen günümüz ve gelecek yılların ihtiyacını karşılamaktan çok uzak kalmış durumdadır. İmar Yasası yürürlüğe girdiğinde Türkiye`de, Büyükşehir Belediyeleri, TOKİ uygulamaları, yapı denetimleri, kentsel dönüşüm çalışmaları gibi birçok oluşum mevcut değildi. Bunlar münferit yasal düzenlemeler olarak yürürlüğe girdi. Ancak imara yönelik hareketlerin düzenleyicisi olan 3194 sayılı İmar Kanunu`na da paralel olarak bir düzenleme yapılmadı. Bu da uygulamada büyük sorunlara neden olmaktadır. En somut örnek ise `Kentsel Dönüşüm` uygulamalarıdır. Şimdi 2013 yılında çıkması beklenen Torba Yasa`nın içerisinde İmar Kanunu`nda 19 madde, Yapı Denetim Kanunu`nda 15 madde, Kat Mülkiyeti Kanunu ile Kıyı Mülkiyeti Kanunlarında 6`şar madde, Çevre ve Şehircilik Kanunu, Belediye Gelirleri Kanunu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kanunlarında değişiklikler yer alıyor. Bu yasa ile İmar hareketleri kökten değişecek. Aslında gelişmiş ülkelerde olması gereken Teknik Müşavirlik Firmaları olgusu hayata geçecek. Ama sağlıklı bir şekilde planlanmaz ise bu yenilik beraberinde bir sürü sorun ve karışıklığı getirir\" şeklinde konuştu.
Çare Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu
Kentsel dönüşümün, imar planı ve mevcut yasal mevzuat çerçevesinde ancak, 16/5/ 2012 günü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun`un uygulanmasıyla mümkün olabileceğini belirten Başkan Ufuk Ay, \"Bu kanun Bursa`yı yakından ilgilendiriyor. Çünkü Bursa`da riskli yapılar çoğunlukta ve kentin her bölgesi deprem kuşağı içerisinde yer alıyor. Hal böyle olunca risk tespit edilen bölgelerde dönüşüme hızlı bir şekilde başlanabiliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın belirlediği lisanslı kuruluşlarca yapılan riskli bina tespitleri sonucunda riskli bina kararının çıktığı binalarda oturanların taşınması için 60 günlük bir süre başlayacak. Bina sahiplerinin 15 günlük itiraz süresi bulunuyor bu süreçte bu hak kullanılmaz ise bina idare tarafından yıkılıyor ve maliyeti mülk sahiplerine ödetiliyor. Burada bir sorun da mülkiyet hakkında çıkıyor\" dedi.
Maliyet Nasıl Karşılanacak?
HKMO Bursa Şube Başkanı Ufuk Ay, \"Kentsel dönüşümde yaklaşık 7 milyon konut elden geçecek. Evler taşınacak, binalar yıkılıp yeniden yapılacak. Türkiye`de milyonlarca kişi yer değiştirecek. İnşaat süresince kiraya çıkanlara 500 lira kira yardımı yapılacağı söyleniyor. 60 bin liralık bir dairede oturan aile, yapılan dönüşüm sonrasında 90 bin liralık bir konut sahibi olduğunda, aradaki 30 bin liralık farkı kendisi karşılayacak. Bu farkı ödeyebilmesi için de uygun kredi imkanlarından yararlanabilecek. Kullanılacak kredide 5 puanlık faizi devlet karşılayacak. İşyerlerine ise 4 puanlık faiz desteği sağlanacak. Kredinin vadelerinde ve faiz oranlarında konut büyüklüğü belirleyici olacak. Kredi borcu 120, 84 veya 60 aya yayılacak, faiz oranı da o dönemdeki TEFE ile TÜFE`nin ortalamasına göre hesaplanacak. Geri ödemeler inşaatın bitiminden sonra veya kredi sözleşmesinin imzalanmasından 24 ay sonra başlayacak. Eğer bina kaçaksa ya da oturanlar işgalci konumundaysa enkaz bedelini bakanlık verecek. Geri kalan daire bedelini işgalci konumundakiler ödeyecek. Verilen dairenin, eskisinden daha ucuz olması durumunda ise, aradaki farkı devlet karşılayacak. Hesaplamalara göre, risk raporu, yıkım ve enkaz kaldırma maliyeti konut başına 4 bin lirayı buluyor. 7 milyona yakın konut için düşünüldüğünde maliyet milyarlarca lirayı buluyor. Sadece İstanbul`da 2 milyon konutun değişmesinin 400 milyar dolara mal olacağı hesaplanıyor\" dedi. (Zeki Aras-İLKHA)