"Mekke'nin Fethi bir kıblenin fethidir"
Gaziantep’te Mekke’nin Fethi’nin yıldönümü dolayısıyla düzenlenen programda konuşan İlahiyatçı Muzaffer Ceylan, Mekke'nin Fethi’nin bütün insanlığa rehber olacak bir kıblenin fethi olduğunu vurguladı.
Yeryüzünün ilk binası Kâbe'nin bulunduğu şehir olan Mekke'nin, İslam orduları tarafından 1 Ocak 630 tarihinde fethedilmesi dolayısıyla Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gaziantep Şubesi tarafından halkın yoğun ilgi gösterdiği “Mekke'nin Fethi Programı” gerçekleştirildi.
Büyükşehir Belediyesi Onat Kutlar Tiyatro ve Konferans Salonunda düzenlenen program Hafız Doğan Temiz’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Program Mekke’nin Fethini konu alan sinevizyon gösterimi ile devam etti.
Programın açılış ve selamlama konuşmasını Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gaziantep Şube Başkanı Fevzi Karakaya yaptı. Program daha sonra AGD Bölge Başkanı Özcan Fidan, Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök’ün selamlama konuşmaları ile devam etti.
Programa konuşmacı olarak katılan İlahiyatçı Muzaffer Ceylan, Mekke’nin Fethi’nden önce ve sonra yaşananları anlatarak, Mekke'nin fethinin Müslümanlar için çok önemli ve kıymetli bir fetih olduğunu söyledi.
“Bir fetih hareketi başlatmak durumundayız”
Mekke'nin Fethi’nin bir toprak fethi olmadığının altını çizen Ceylan, “Mekke’nin Fethi bir mekan fethi değildir. Mekke'nin Fethi bütün insanlığa rehber olacak bir kıblenin fethidir. Namahrem eller kıbleden çekilmeliydi, kıble tertemiz kılınmalıydı. Kıbleyi temiz kılmak, Cenabı Allah'ın (Celle Celaluhu) İbrahim ve İsmail’den (Aleyhisselam) atamızdan aldığı bir sözdür. Allah (Celle Celaluhu) ‘Beytü'l-Haram’ı tüm insanlığa yol gösterici kıldığı Kabe'yi ve çevresini bütün şirk düşüncelerinden, küfürden kibirden, gösterişten, ucupdan, her türlü pislik ve kirlilikten arı ve duru hale getireceksiniz, bana söz verin’ demişti. İbrahim ve evladı İsmail (Aleyhisselam) Hazreti Muhammed (Sallalahu Aleyhi Vesellem) bu sözü verdiler. Bu söz onlardan bize geldi. Şu anda sıra bizdedir. Biz de o evin namahrem ellerin musallatından, tecavüzünden, kurtarılması arı ve duru tertemiz hale getirilmesi için bir fetih hareketi başlatmak durumundayız.” dedi.
“Mekke’nin Fethi ‘Allah'tan başka ilah yoktur’ demektir”
Ceylan, “Fetih hareketi hicri sekizinci yılda fiziken yaşanmış olsa bile Hazreti Muhammed’e (Sallalahu Aleyhi Vesellem) hira mağarasında ‘oku seni yaratan Rabbinin adıyla’ ayetinin indiği tarih itibari ile başlamıştır. Kur’an-ı Kerim fethin kılavuzudur. Cenabı Hakk'ın hayat kılavuzu olarak indirdiği vahiy, aslında müstakbel Fatihleri yetiştiren ana kaynaktır. Fetih orada başlar. Fetih sadece son kertesinde anmak, düşünmek ve konuşmak değildir. Eğer böyle olursa gerçekten sadece bir avuntudan öteye geçmeyecektir. Fetih saf bağlamak, taraf olmak ve renk vermek ile başlar. Mekke’nin Fethi, ‘Allah'tan (Celle Celaluhu) başka kainatta egemen hiçbir güç yoktur. Bütün otoriteleri ret ediyorum’ demek ile başlar. ‘Hazreti Muhammed (Sallalahu Aleyhi Vesellem) onun yasal sözcüsüdür’ demek ile başlar. ‘Bu ikisinin üstünde hiç bir söz kabul etmiyorum’ demek ile başlar. Bunu demek ise o gün dünyayı karşına almak demekti. Bunu demek işkencelere, tecritlere ve hakaretlere muhatap olmak demekti.” şeklinde konuştu.
“Fethin ilk adımı Kelime-i tevhittir”
“İman saf bağlamaKtır, tarafını belli etmektir” diyen Ceylan, “İman Allah'tan (Celle Celaluhu) başkası yok demektir. Allah'tan (Celle Celaluhu) başka hiçbir bağlayıcı, düzen koyan, belirleyici, sınır koyan, besleyen, yaşatan ve öldüren de yoktur’ demektir. Fethin ilk adımı budur. Yani fethin ilk adımı Kelime-i tevhittir. Bu çok büyük bir anlam ifade eder. Fetih bir ahlaki hayattır. Fetih bir hak ve hukuk riayeti demektir. Fetih açların, miskinlerin, yetimlerin, fakirlerin gözetilmesi demektir. Fetih en büyük Allah (Celle Celaluhu) hatırına büyüğü büyük olarak saymak, rahman ve rahim hatırına küçüğü küçük olarak görmek ve merhamet etmektir. Fetih bu anlamıyla vahiy öğretisinde yetişen bir toplumun Allah'tan (Celle Celaluhu) almış oldukları bir bağış olarak gerçekleşmiştir. Mekke'nin Fethi 20 yılın çilekeş emeği sonrasında Allah'ın kullarına (Celle Celaluhu) bağışlamış olduğu önemli bir lütuftur. Bizler, Mekke'nin Fethi’ni konuşur, hadiseyi sadece Mekke'nin Fethi ile sınırlı tutarsak ve kardeşlik hukukunu göz ardı edersek, Allah'ın (Celle Celaluhu) yanında saf bağlama inanç ve kararlılığını bilgiye, bilince tasdike ve eyleme dönüştürmezsek, biz fetih yolunda değiliz demektir.” ifadelerini kullandı.
Program daha sonra ise Türkiye birincisi Hafız Doğan Temiz ve Türkiye üçüncüsü Hafız Mustafa Tayyip Yaşar’ın Kur’an-ı Kerim ziyafeti ile devam etti.
Program seslendirilen ilahi ve ezgilerin ardından, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) tarafından Türkiye genelinde bu sene 7’ncisi organize edilen "Liseli Gençler Efendimizin İzinde Siyer-i Nebi Yarışması”nda dereceye giren öğrencilere ödül takdimi ve yapılan dua ile sona erdi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)