• DOLAR 34.441
  • EURO 36.382
  • ALTIN 2837.738
  • ...
"Dünya ve ahiret mutluluğu için çocuklarımızı iyi yetiştirmeliyiz"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

İdeal Eğitim Vakfı Malatya Temsilciliği tarafından Malatya Büyükşehir Belediyesi Şehit Astsubay Ömer Halisdemir Konferans Salonu'nda "çocuk eğitimi" semineri düzenlendi.

Sunuculuğunu Murat Fırat’ın yaptığı seminerin açılışı, Hafız Muhammed Musa Can’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından seminerin açılış konuşmasını yapan İdeal Eğitim Vakfı Malatya Temsilcisi Mesut Gezer, düzenledikleri seminerlerin, toplumun ihtiyaç duyduğu çok önemli konuları barındırdığını söyledi.

"Çocuk sadece dünya neşesi değil aynı zamanda ahiretimiz için sadaka-i cariyedir"

Açılış konuşmasının ardından çocuk eğitimi ile ilgili bir sunum yapan Eğitimci Metin Kaya, çocukların hikâyesinin anne karnından başladığını hatırlatarak şöyle konuştu:

Çocuk doğumdan sonra herkesin sevdiği evin neşesi dediğimiz bir yaşa gelir. Toplumda şöyle bir değerlendirme var;  Anne-baba yemez, içmez ama çocuğuna yedirir-içirir. Giymez ama ona giydirir. Çocuklarımız bizim yanımızda o kadar kıymetli ki bu anlamda ne varsa hepsini onlar için yapıyoruz ve her şeyimizi onlara veriyoruz. Ama bir bakıyorsunuz anne ve baba sonunda huzurevinde bırakılıyor ve gün be gün huzurevlerinin sayıları artıyor. Çocuk bizim geleceğimizdir ve hayatımızın en verimli ürünüdür. Eğer biz bu ürünü yetiştiremezsek, artık acı bir meyve haline dönüşür. Çocuk sadece dünya neşesi değil, aynı zamanda ahiretimiz için sadaka-i cariyedir. Çocuğumuzu sadece dünyamız için yetiştirmiyoruz aynı zamanda ahiretimiz için de yetiştiriyoruz. Çocuğumuz evimizdeki bir çiçek gibidir, bahçemizdeki bir meyve ağacı gibidir. Eğer onu iyi yetiştirmişsek o çiçeği de meyveyi de almış oluruz. Bunun için her çocuğu önce İslam'a, sonra ailesine ve topluma faydalı bir birey olacak şekilde yetiştirmeliyiz. Çünkü bütün toplumların ve ülkelerin geleceği yetişen nesiller üzerinde inşa edilir. Eğer biz iyi bir nesil yetiştirirsek, inşallah geleceğimiz için çok daha olumlu bir seviyeye gelecektir. Çocuk bizim için aynı zamanda geleceğe bir meyve verecek tohumdur. Hani israilin yetiştirmiş olduğu ve bütün dünyaya servis ettiği o verimsiz tohum vardı ya bizim ülkemizi de kasıp kavurmuştu. Eğer çocuğumuzu iyi yetiştirmesek neslimizin sonucu da o verimsiz tohumlar gibi olur.

"Geleceğimizi iyi inşa etmek için çocuklarımızın yetişmesine önem vermeliyiz"

Ailelerin çocuk yetiştirmeyi ikinci plana attıklarını söyleyen Kaya, "Hayatımızı idame etmek için hepimiz farklı meslek gruplarında çalışıyoruz ve canla başla koşuşturuyoruz. Ama iş çocuklarımızı yetiştirmeye gelince çoğunlukla çocuk yetiştirmeyi ikinci plana atıyoruz. Çocuk bizden ilgi, bilgi ister ama biz önceliği işimize veriyoruz. Baba işine anne ise yemek yapmaya bakar. Tabii çağın hastalığı televizyon ve telefonda eklenince çocuk eğitimi önceliğini en sona bırakıyoruz. Geleceğimizi iyi inşa etmek için çocuklarımızın yetişmesine önem vermeliyiz." dedi.

"Dünya ve ahiret mutluluğu için çocuklarımızı iyi yetiştirmeliyiz"

Hafta da bir olsa bile çocuklarla kitap okuma saatinin oluşturulması gerektiğini belirten Kaya, son olarak şunları söyledi:

Ben bunu denedim ve faydasını gördüm siyerden, tefsirden elinizde ne varsa hafta da bir saat dahi okuma saati ayarlarsanız emin olun kısa bir sürede faydasını görürsünüz. Çocuklarımızı yetiştirmek için son nefesimize kadar mücadele etmemiz lazım ve pes etmememiz lazım. Biz pes ettiğimiz yerde kaybederiz bu sefer çocuklarımız bizim istediğimiz yöne değil, başkalarının istediği yöne gideceklerdir. Çocuklar bizim geleceğimizdir. Dünya ve ahiret mutluluğu için çocuklarımızı iyi yetiştirmeliyiz. Çocuk şiddetle, baskıyla, başıboş bırakmayla, azarlamayla, küçük düşürülmeyle, olumsuz kıyaslamayla, yanlış değer yargılarıyla eğitilmez. Televizyona, bilgisayara ve telefona harcadığımız vakti çocuklarımıza ayırırsak çocuklarımız istediğimiz şekilde yetişir. Eğer çocuk sürekli eleştirilirse kınama ve ayıplamayı öğrenir. Eğer çocuk kin ortamında büyütülürse kavga etmeyi öğrenir. Eğer çocuk alay edilip aşağılanmışsa sıkılıp utanmayı öğrenir. Asla kendi çocuklarımızla alay etmeyelim başkalarının da alay etmesine müsaade etmeyelim. Çocuk sürekli utanç duygusuyla yetiştirilse kendini suçlamayı öğrenir. Eğer çocuk hoşgörü ile yetiştirilse sabırlı olmayı öğrenir. Eğer çocuk desteklenip yüreklendirilse kendine güven duymayı öğrenir. Biz çocuklarımıza destek versek onlara güven vermiş oluruz ve bu güven ortamında yetişir. Eğer çocuk ödüllendirilip, beğenilirse takdir edilmeyi öğrenir. Eğer çocuk, hakkına saygı gösterilerek büyütülürse adil olmayı öğrenir.

"Çocuk eğitimiyle ilgili ciddi bir seferberlik başlatmamız gerekir"

Ailelerin çocuklarıyla yeterince ilgilenmediğinden yakınan Süleyman Kızılçınar ise şunları söyledi:

Çocuklarımızla yeterince ilgilenmediğimiz için maalesef toplum, istemediğimiz bir şekilde yetişiyor. Aslında çocuk eğitimi İslam’da en temel maddelerden bir tanesidir. Ama maalesef bizler bunu yeterince önemsemedik. Bundan dolayı bugün bu sorunlarla karşı karşıyayız. Bununla ilgili İdeal Eğitim Vakfının ve Peygamber Sevdalılarının Bu şekilde bir seferberlik başlatmış olmaları çok önemlidir. Bizde aynı şekilde özen göstermemiz gerekir. Hem kendi çocuklarımızla hem komşularımızın çocuklarıyla hem de ulaşabildiğimiz kadar tüm çocuklarla ilgilenmeliyiz ve bu anlamında ciddi bir çalışma içerisine girmeliyiz. Çünkü çocuk eğitimi demek toplumu eğitmek demektir. Allah-u Teâlâ (Celle Celalühu) ona kulluk etmemiz için bizleri dünyaya gönderdi. Çocuk eğitimi bugün sadece bizim için önemli değil, aynı şekilde diğer sistemler için de geçerlidir. Gayri Müslimler de çocuk eğitimini önemsiyorlar. Bugün çocuklarımızın bu noktada maalesef bizler bu konuyu eksik bıraktık. Bu konuyla ilgili ciddi bir seferli seferberlik başlatmamız gerekiyor. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir hadis-i şerifte ‘hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden mesulsünüz' diye bizlere buyuruyor.  Çocuk eğitimi Allah-u Teâlâ tarafından bizlere tebliğ edilen bir farziyettir, bunu yapmak zorundayız.

Seminer, Hafız Erkan Dönmez’in yaptığı duayla sona erdi. (Mehmet Aslan-İLKHA)

 

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir