"Camilerden tabure ve sandalyelerin kaldırılması için tüm görevlilere talimat verildi"
Malatya İl Müftü Yardımcısı Dr. Mehmet Taşdelen, cami adabına uygun bir ibadetin yerine getirilebilmesi için tabure ve sandalyelerin kaldırılması hususunda tüm görevlilere talimat verildiğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın camilerdeki tabure ve sandalyelerin kaldırılması için yayınladığı genelgeye bir destek de Malatya İl Müftülüğünden geldi. Daha önce ciddi mazeretleri olanlar için camilerde bulundurulan tabure ve sandalyelerin amacını aştığına dikkat çeken Malatya İl Müftü Yardımcısı Dr. Mehmet Taşdelen, cemaatten bağımsız kılınan namazın cami ve ibadet ruhuna uygun olmadığını, ayakta namaza duramayanların cemaatle birlikte saf tuttuktan sonra oturarak namaza devam etmelerinin daha faziletli ve cami adabına daha uygun olduğunu söyledi.
Malatya'daki camilerde bulunan tüm görevlilere, cami cemaatini bu konuda bilgilendirip tabure ve sandalyelerin kaldırılması talimatının verildiğini söyleyen Taşdelen, bu yanlış uygulamanın bir an önce kaldırılacağını, cami ve cemaat adabına daha uygun bir hale getirileceğini dile getirdi.
"Cemaatten ayrı bir şekilde namaz kılınması saf düzenine aykırıdır"
İlk önce tabure ve sandalyelerin cemaatin ihtiyacına göre çıktığını ama cemaat arasında iyi anlaşılamadığını söyleyen Taşdelen, şöyle devam etti:
Eskiden hepimizin hatırladığı gibi cemaatimiz camiye geldiği zaman bir şekilde mazereti olanlar cemaatin içerisine girip saf tutarak namaz kılarlardı. Ayakta kılamayanlar oturarak, oturduktan sonra kalkamayanlar ise ayakta namaza başlayıp oturduğu yerden namazına devam ederdi. Olması gereken de budur. Fakat zamanla nasıl olduysa sandalye ve tabureler cemaatimizin arasında yayılmaya başladı ve arka tarafta safa katılmadan cemaatten ayrı bir şekilde saf tutulmaya başlandı. Bu saf düzenine aykırı bir şeydir.
"Camilerimizin bir adabı ve bir ibadet şekli vardır"
Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in namaza başlarken "Sünnet olan saflarınızı sıkı tutun, aranıza şeytan girmesin. Birliğinizin sağlanması için safların sıklaştırılması gerekir." şeklindeki sünnetini hatırlatan Taşdelen, "Cemaatimizden Resulullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in ilk saf sevabı, ikinci saf sevabı ve üçüncü saf sevabı… böyle peyderpey saydığı çeşitli hadis-i şeriflerde geçen saf sevabı vardır. Bunlara binaen cemaatimiz saflara girmekte yarışıyordu. İşte belki zamanın getirdiği rahatlık dolayısıyla cemaatimizden rahatsız olanlar, belirli bir sıkıntısı olanlar ve yaşlı olanlardan kimisi sandalye, kimisi tabure şeklinde cemaatin arka tarafında oturmaya başladı. Fakat bu öyle bir hal almaya başladı ki cemaatimizin bir kısmı bu şekilde oturmaya başladı. Tabi bu da camilerimizin saf düzeninin bozulmasına neden oldu. Camilerimizin bir adabı ve bir ibadet şekli vardır. Camide namazda nasıl durulacağı ile ilgili bir adabı vardır." ifadelerini kullandı.
"Yerde oturamayacak kadar rahatsızlığı olanlar katlanabilir tabureleriyle cemaatle saf tutarak namaz kılmalıdır"
Taşdelen, "Bunu gören Diyanet İşleri Başkanlığımız müdahale etme gereğini gördü ve yayınladığı bir talimatla artık bu tabure ve sandalyelerin gelişi güzel olmaması gerektiğini belirtti. Ve buradan hareketle zaruret durumunda olan, oturamayacak kadar veya oturup da kalkamayacak kadar rahatsızlığı olan insanların nasıl yapmaları gerektiği ile ilgili talimat yayınladı. Buradan hareketle bu şartları taşıyanların katlanabilir taburelerde oturması gerekir fakat bu da katlanabilir tabureyi arka tarafta cemaatten uzak bir şekilde değil, cemaatin arasına katılmak suretiyle olması gerekir." şeklinde konuştu.
"Cemaat ruhunu zedeleyerek saf tutmak cami adabına uygun değildir"
Namazın farzlarından birisinin de "kıyam" olduğunu belirten Taşdelen, "Eğer güç yetirebiliyorsak ayakta namaz kılmamız gerekir. Buna da güç yetiremiyorsak yere oturmamız gerekir. Eğer buna da güç getiremiyorsak, ciddi bir hastalık veya mazeret varsa o zaman bir tabure de oturabiliriz. Fakat bu da özellikle katlanabilir bir tabureyle, farz namazda cemaatin arasına katılarak kılınması gerekir. İkincisi; yapabiliyorsak en azından önce ayakta namaza başlayacağız. İftitah tekbirimizi getirip ondan sonra secdeye gidilebiliyorsa secdeye, secdeye gidilemiyorsa oturduğumuz yerde ima yoluyla başımızı hareket ederek rükû ve secdemizi yapıyoruz. Ondan sonra gerçekten zor bir durumdaysak oturduğumuz yerden namaza devam ediyoruz. Öncelikle yere oturuyoruz. Yere oturamayacak kadar bir rahatsızlığımız varsa o zaman saf içerisinde cemaatle beraber katlanabilir taburelerin üstünde namaza devam etmemiz gerekir. Yoksa cemaatin arkasında, cemaatten ayrı ve uzak bir durumda, saf düzenini bozarak, cemaat ruhunu zedeleyerek saf tutmak cami adabına uygun değildir. Diyanet İşleri Başkanlığımız buna dikkat çekmek için böyle bir talimat yayınladı. Cemaatimizden de özellikle namazlarının daha faziletli olması için Resulullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in saflara katılımdaki sevaba nail olma müjdesine mazhar olmak için elimizden geldiği kadar namazımızı kılarken cemaatin saf düzeni içerisine katılalım." tavsiyesinde bulundu.
"Tabure ve sandalyelerin kaldırılması için tüm görevlilere talimat verildi"
Camilerdeki sandalye ve taburelerin kaldırılması için Malatya'daki cami görevlilerine talimat verildiğini söyleyen Taşdelen, "Görevliler cemaate güzel bir lisanla anlatarak mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda kaldırılması için cemaatimizin alıştırılması yoluyla inşallah bunu tatbik edeceğiz. İnşallah kısa zamanda bu yanlış uygulama kalkar ve ibadet, namaz, cami ruhuna, saf ve cemaat adabına daha uygun bir hal alır. Bunu da hatırlatmak istiyorum; cami cemaatimizden belki ciddi manada rahatsızlığı olanlar vardır. Bunu yayınlamakla cemaatimizi rahatsız etme gayemiz yoktur. Burada ki gaye o ibadet ruhuna daha çok erişebilmektir. O sevaba daha çok nail olmak için daha çok gayret göstermeliyiz." diye belirtti. (Mehmet Aslan-İLKHA)