"Kadının güçsüz olması nedeni ile kadına verilen pozitif ayrımcılığı erkek üzerinde psikolojik şiddet olarak kullanan kadın profilleri ile maalesef metropollerde tanıştım." diyen kadın Hakim, "Kürsüden gelen bir hakim olarak erkeklerin yasalar ve adli merciler önünde ikinci sınıf vatandaş durumuna düşürüldüğünü fark ettim. Tüm hakimlik hayatımda bir cinsel istismar dosyasında dahi herhangi bir kadının, 'Evet, bu benim zorla ırzıma geçmedi. Biz rızai olarak birlikteydik.' dediğini şahit olmadım." şeklinde konuştu.

6284 Sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi
Kadının beyanının esas alınmasına eleştiride bulunan kadın Hakim, "Kadının beyanı esas alınırken erkeğin ne dediği kimsenin umurunda olmadı. 6284 Sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi yasalar önünde erkeğin ikinci sınıf vatandaş olarak tescil edilmesinin belgeleri oldu. Sadece şunu söylüyorum ki toplumda erkek ya da kadın olsun iki cinsiyet bir arada yaşar ve iki cinsiyetin barış içinde yaşaması ile toplum huzur ve barışı daimi olur." şeklinde konuştu.

Kadın Hakim sözlerini şöyle tamamladı:

"Cinsiyet noktasından toplumdaki bir unsuru ayrıştırıp ikinci sınıf insan muamelesi yaparak, adli merci önündeki hak arama özgürlüğünü elinden alırsanız bu toplumda daha büyük sorunlara neden olur."

Kaynak: yeniakit.com.tr