Zalim Çin'in zulmü İstanbul'da protesto edildi
İstanbul Sarıye'deki Çin Konsolusluğu önünde bir araya gelen siyasi parti, STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş, zalim Çin'in, Doğu Türkistanlı Müslümanlara yaptığı zulmü protesto etti.
Köklü Değişim Dergisi, "Doğuı Türkistan’a Kim Yardım Edecek, Zalim Çin’e Kim Dur Diyecek" sloganıyla Türkiye'nin birçok ilinde protesto gösterisi ve basın açıklaması düzenledi.
İstanbul’da yapılan protesto gösterisi ve basın açıklaması ise Sarıyer Çin Konsolosluğu önünde gerçekleştirildi. Yapılan basın açıklamasına birçok STK temsilcisi ile birlikte HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük de katıldı.
Sarıyer sahilden Çin konsolosluğuna kadar yürüyen grup teşrik tekbirleri ile birlikte ’Katil Komünist Çin Türkistan’dan defol!’ şeklinde sloganlar attı.
Konsolosluk önünde yapılan basın açıklamasını Köklü Değişim adına Musa Bayoğlu okudu.
Bayoğlu, "Ey Müslümanlar! Ey insanlar arasından çıkartılmış en hayırlı ümmet! Ey 'Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez onu düşmana teslim etmez' diye buyuran Rasulullah’ın Ümmeti! Doğu Türkistan’dan yükselen feryatlar arşı inletiyor duyuyor musunuz? Kardeşleriniz yardım çığlıkları arşı titretiyor hissediyor musunuz? Müslüman Uygur kardeşlerimiz dünyanın gözü önünde yavaş yavaş değil hızlıca ve acımasızca katlediyor görüyor musunuz? Kömünist Çinliler işgal ettiği Doğu Türkistan’da 1949’dan bugüne kadar tam 35 milyon Müslüman Uygur’u acımasızca katletti. Onlar öyle işkencelere, öyle zulümlere tabi tutuldular ki, insan olan bu vahşet karşısında ürperir, dehşete kapılır. ’Allah'a inanmıyorum, İslamı reddediyorum’ yazılı kağıtları imzalamayanlar elleri ve koları arkadan bağlanarak tavana asıldı, ağızlarına beton dökülerek canice katledildiler." diye konuştu.
5 milyon Uygur Müslümanın toplama kamplarında fiziksel ve psikolojik işkence gördüklerini ve esir kamplarında kalan bu Müslümanların ailelerinin ise daha büyük bir eziyet altında olduğunu belirten Bayoğlu, her eve bir Çinli erkek yerleştirdiğini, aile mahremiyetinin ayaklar altına alındığını söyledi.
"1949 yılında Doğu Türkistan’da yüzde 3 olan Çinli nufüs bugün yüzde 53’e yükselmiştir"
Bayoğlu, "Ey Müslümanlar! Ey Allah’ın kulları! Düşünebiliyor musunuz? Kocası, babası ya da oğlu toplama kampında olan Müslüman kadınlarımızın evlerine Çinli erkekler sokuldu! Subhanallah! Bu nasıl bir aşağılamadır! Bu nasıl bir eziyettir! Bu zulme dağlar dayanmaz, bu eziyet karşısında yer yerinden oynar. 1 milyon Uygur çocuk ya kamplarda esaret atlında ya da Çinli bir aileye teslim edilmiş durumda, dinlerinden, kültürlerinden uzak Komünist Parti kültürüyle yetiştiriliyorlar. 1 milyondan fazla Müslüman Uygurlu kadın ağır işlerde yahut ahlaksız işlerde çalıştırılmaya zorlanıyor. Mümine kadınlar zorla Çinli kafirlerle evlendiriliyor, bunu biliyor musunuz? Müslüman annelerin yüzde 22’si tamamen kısırlaştırıldı, iki çocuktan fazlasına da müsaade edilmiyor. Bu asimilasyon politikaları neticesinde 1949 yılında Doğu Türkistan’da yüzde 3 olan Çinli nufüs bugün yüzde 53’e yükselmiştir." şeklinde konuştu.
"Doğu Türkistan'daki meseleye büyük kavgamızın bir parçası olarak bakıyoruz"
Yapılan basın açıklamasının ardından konuşan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, "Doğu Türkistan'da yaşanan zulme karşı bir duruş sergileyen bu noktada zulmün karşında saf bağlayan bütün kardeşlerimi en içten duygularımla selamlıyorum. Değerli kardeşlerim bizler HÜDA PAR olarak Doğu Türkistan'daki meseleye büyük kavgamızın bir parçası olarak bakıyoruz. Nasıl ki Mısır'da Tahrir Meydanı'nda Sisi'ye karşı saf duran Müslüman kardeşlerimizin yanında yer aldıysak, nasıl ki Ruslara karşı Afganistan’da mücadeleye duran kardeşlerimizin yanında saf durduysak, nasıl ki Bosna’da sırplara karşı Aliya'nın yanında durduysak, bugün de Çin zulmüne karşı Doğu Türkistan'daki kardeşlerimizin yanında yer alıyoruz. Bizler HÜDA PAR olarak insanlığın menfaati söz konusu olduğu zaman hiçbir realpolitik duruşu öncelemeden mazlumdan yana olma, hakkı söyleme ve tarihe bir not düşme adına bu saftaki duruşumuzu her zaman ortaya koyduk, bundan sonra da koyacağız."ifadelerini kullandı.
"Peygamber ve onunla olanlar o kadar büyük sıkıntılara ve zorluklara maruz kaldılar, depremler gibi sarsıldılar ki peygamber ve yanındakiler Allah'ın yardımı ne zaman diyorlardı" (Bakara 214) ayetini okuyarak konuşmasına başlayan Türkistan Derneği Başkanı Burhan Kavuncu, Türkistanlıların da bugün başka hiç kimseden hiçbir şey beklemeden Allah'ın yardımı ne zaman diye feryat ettiklerini söyledi.
"Orada yaşayan 35 milyon insanın yaşadıklarını artık bütün dünya biliyor"
Kavuncu, "İyi bilin ki Allah'ın yardımı yakındır. Bizler buna iman ediyoruz. Sevgili kardeşler! Doğu Türkistan 1949 yılında beri Komünist Çin'in işgali altında. Her türlü asimilasyon politikalarıyla Çinlileştirmeyi başaramayan komünist Çin devleti son üç yıldan beri Doğu Türkistanı yeryüzünden silmek üzere, ortadan kaldırmak üzere büyük bir imha operasyonu başlattı. Orada yaşayan 35 milyon insanın yaşadıklarını artık bütün dünya biliyor." dedi.
"Doğu Türkistan bugün hakikaten yeryüzünde çığlıkların dinmediği bir coğrafyadır" diyen Aksa Derneği Başkanı Hamza Er ise şu ifadeleri kullandı:
"Neden sesini duymuyoruz? Neden elimizi uzatamıyoruz veya uzatılan ellere neden cevap veremiyoruz? Coğrafi uzaklıklardan mı kaynaklanıyor? Bizim bir mazlumiyete, zulme uğramış bir topluluğa elimizi uzatmanın ölçüsü coğrafi yakınlık olamaz. Bir mazluma elimizi uzatmanın ölçüsü etnik kimlik olamaz. Hatta ve hatta dini kimlikler de olamaz. Yeryüzünde inançları, değerleri, kimlikleri, gelenekleri bastırılmaya çalışılan asimile edilmeye çalışılan kim varsa biz Müslümanlar bunun teminatı olmak zorundayız. İşte bugün bizim Doğu Türkistan’a 70 yıldır Komünist Çin zulmü altında inleyen, zulme uğrayan dünyanın en büyük açık hava hapishanesine çevrilmiş Türkistanlı kardeşlerimizin yanında olma gerekçemiz inancımızdan kaynaklanıyor. Değerli kardeşlerim şunu sormak istiyorum. ’Yalnızca Müslümanlar kardeştir’ inancına ve akidesine sahip olan Müslümanlar, bu kardeşlik hukuku içerisine Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz girmiyor mu? Neden bu konuda geç kaldınız? ’Doğu da bir Müslümanın eline diken batsa batıdaki onu hissetmelidir’ diyen bir peygamberin ümmeti olan Müslümanlar, neden bu eline diken batan Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin acıları sıralamalarımıza ya hiç girmedi ya da arka taraflara atıldı? Müslümanlar neredesiniz! etnik kimlik üzerine politika yapanlar, sadece kavmiyetçilik adına politika yapanlar, neden Doğu Türkistana sahip çıkmıyorlar?"
Programda bir konuşma yapan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ali Öner de, ’İnsan Hakları Bildirgesi’ni imzalayan 5 ülkeden birisi olan Çin’in Doğu Türkistan’a zulmettiğini söyledi. Program yapılan dua ile son buldu. (Nizamettin Aşkın-İLKHA)