“İslami değerlerden çok ciddi sapmalar yaşıyoruz”
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, “İslami değerlerden gelen toplumlar olarak çok ciddi şekilde sapmalar yaşıyoruz.” dedi.
Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından “Ahlakın Aktüel Değeri” temalı bir sempozyum düzenlendi.
Gaziantep Üniversitesi Kültür Sahnesinde düzenlenen sempozyum İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Mustafa Tayyip Yaşar’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Sempozyumun açılışında konuşan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, dünyanın bir buhrandan geçtiğine dikkat çekerek, “Ancak bu buhranın tek kurtuluş çaresi de Müslüman dünyanın kendisine çeki düzen vermesi ve önce kardeşi için yaşamayı öğrenmesidir.” dedi.
ahlak konusunda bir taraftan ontolojik kaymanın diğer taraftan ise ahlak kavramının yozlaşmasıyla karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Gür, “İslami değerlerden gelen toplumlar olarak Türkiye gibi bir toplumda dahi olmak üzere çok ciddi şekilde sapmalar yaşıyoruz. Siz buna ahlaki yozlaşma, dejenerasyon, ahlaki değişim veya modern çağa uyan seküler yapılardaki uyum ve adaptasyon deyin. Ne derseniz deyin sonuçta bir kayma yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
Müslümanların kendilerine çeki düzen vermesi gerektiğini ifade eden Gür, “Bir taraftan ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere geldim’ diyen bir Peygamber, diğer taraftan Hazfreti Aişe’nin tanımıyla ‘O’nun ahlakı Kur’an’dı.’ Günümüz dünyasına bakıldığında Müslüman’ım dediğinizde insanların biraz kaçmaya başladığı bir korkunç ifrata dönüşen bir yapıdayız. Hani daha Peygamber Efendimizin vefatından kısa bir süre sonra Hazreti Ebubekir döneminde dahi sınır ötesini aşarak hatta okyanusları aşıp gittiklerinde bilinmeyen coğrafyalara vardıklarında tacirlerimiz, tüccarlarımız e sanatçılarımız ‘sizler kimsiniz’ denildiği zaman ‘Biz Müslümanlardanız’ denildiğinde onların bıraktıkları imge; bunlar güvenilirdir, bunlardan zarar gelmez, bunlar toplumun en faydalılarıdır’ ve bu yüzdendir ki İslam ordularının gitmediği Uzak Doğu’da, Malezya, Endonezya gibi yerlerde hiçbir savaş olmadan sadece Müslüman’ın kendi üzerinde yaşadığı ahlaki değerler üzerinden koca milletler Müslüman oldu. Ancak bu çağımıza geldiğimizde Müslüman’ım diyen bizlerden eğer insanlar bizi gereksiz savunmalara sokuyorlarsa sizce burada bizim de payımız yok mu? Dünya bir buhrandan geçiyor ancak bu buhranın tek kurtuluş çaresi de Müslüman dünyanın kendisine çeki düzen vermesi ve önce kardeşi için yaşamayı öğrenmesidir. Bunu başardığımız anda o ahlakın olgunluğuna ulaştığımız dönemde biz kurtulduğumuz gibi dünya da bizimle birlikte kurtulacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Ahlak Kur’an’ın özüdür”
Gaziantep Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehmus Demir de güncel bir sorun olarak ahlak ve ahlakın hayatın merkezine taşınamamasının en büyük problemlerden birisi olduğunu ifade etti.
Kur’an’ın tam manasında ahlaki bir öğreti olduğuna dikkat çeken Demir, “Ahlak Kur’an’ın özüdür. Kur’an aslında öncelikle insan davranışları konusunda ahlaki bir tutumun gelişmesi için uğraş sarf eder. Ahlaki tutum; dini, sosyal, siyasi olsun neticede İslam açısından ibaret sayılır. Kur’an-a dayalı bir ahlak sistemi geliştiremediğimizden dolayı birey ibadet esnasında Allah’ı hissetmekte ancak geriye kalan zaman dilimlerinde Allah’ı unutmakta, ihmal etmekte, devre dışı bırakmaktadır. Bu da Müslüman bireyi bir parçalanmışlığa sürüklemekte ve nihayetinde ahlaki bir çöküntüye sürüklemekte ve aynı zamanda sekülerleşmeye de kapı aralamakta. O halde en büyük problemlerimizden birisi modern dönemde din ile hayat arasında yaşanan ayrışma ve parçalanma. Bunun üzerinde mutlaka durmalıyız.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından sempozyuma geçildi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)