Bu şatafat da neyin nesi?
İslam karşıtlarının İslami kesime yönelik çok farklı eleştirileri olsa da belki de en dikkat çekeni “İslami kesimin zenginleştikçe yozlaştığı!” konusudur.
FARUK KUZU – HABER YORUM
Ne yazık ki Müslümanlar, Hz Peygamberin işaretiyle “Dünya malına rağbet ettikçe” gerilemeye ve mağlup olmaya mahkûm olmuşlardır.
Dünyalığa teslim olma görüntülerinden biri de geçen gün “Şatafatlı Bebek Mevlidinde” yaşanandı.
2016 yılında Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atanan Ahmet Emin Söylemez ve eşinin bebekleri için düzenlediği lüks mevlid görüntüleri sosyal medyada çok büyük eleştiriler, tepkiler aldı.
“Ihlamur Kasrında” düzenlenen bu mevlid, “Küçük bir bebek için bu kadar lükse bu kadar şatafata ne gerek vardı?” diye soranların yanı sıra
Twitterdan tepkilerini bu şekilde gösterenler de oldu.
"İnsanların açlıktan topluca intihar ettiği bir ülkede, saraylarda şatafatlı bebek mevlidi kutlayan ‘müslümanların’ dininden değilim ben"
Bir başkası, "Ne gerek vardı bu kadar görgüsüzlüğe, şatafata, israfa? Mevlid adı altında insanlara sadece gösteriş yapmaktan başka bir şey degil. Bütün insanlar senin bebeğinin mevlidine ne kadar para harcadığını görmek zorunda mı? Umarım o bebek de ileride sizin zihniyetinizde bir birey olmaz" yorumunda bulundu.
Anne babanın bebeğini sevmesi, onun için kutlamalar yapması kadar doğal bir şey olamaz. Ancak bu,“Toplumda anti patiye yol açacak, tepki çekecek,fitneye sebep olacak sevgi gösterilerinde bulunmaya varmamalıdır. Hele hele işsizliğin bu denli artığı, fakirliğin ve açlık sınırının insanları canından bezdirmeye doğru gittiği bir zamanda hiç yapılmamalıdır.”
Türkiye’nin çevresindeki ülkelerde yaşananlar ortada iken bu tür şatafatlı törenlerin İslam karşıtlarına ciddi bir malzeme vereceğini de bilmek gerekir. Hem İslam’a hem
Müslümanlara saldırmak için malzeme vermek !
Acaba kundaktaki bebeğe bir faydası oldu mu?
Acaba buraya katılanlardan kimse kalkıp “Ya Allah için bu işin İslam’daki yeri nedir? Bu caiz mi? Diye sordu mu?
Hz Ali’nin ifadesiyle son sözümüzü söyleyelim
“İslam’ı Müslümanlarla değil, Müslümanları İslam’la tanımak gerekir!” Yani temel ölçü İslam’ın öğretileridir, Müslümanım diyenlerin yaptıkları değil.