"Filistin ve Kudüs meselesi bütün Müslümanların meselesidir"
HÜDA PAR öncülüğünde Hatay'ın İskenderun ilçesinde düzenlenen basın açıklamasında, işgalci Siyonistlerin Gazze'ye yönelik saldırıları tel'in edilerek, Alistin ve Kudüs meselesinin tüm Müslümanların meselesi olduğu vurgulandı.
Terör rejimi Siyonistlerin Gazze'ye yönelik vahşi saldırıları ve Kudüs Seriyyeleri komutanlarını şehit etmesi İskenderun'da HÜDA PAR'ın öncülüğünde düzenlenen basın açıklamasında protesto edildi.
Sunuculuğunu Ömer Cengiz Özkan'ın yaptığı basın açıklaması İskenderun'un merkezi noktalarından biri olan 15 Temmuz Şehitleri Parkında düzenlendi.
Saadet Partisi, AGD, Hatay İHH gibi kuruluşların temsilcilerinin de destek verdiği basın açıklaması Talip Öztürk'ün Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Daha sonra selamlama konuşması için söz alan Saadet Partisi İskenderun İlçe Başkanı Halil İbrahim Çelik, hükümetin Siyonist işgalciler ile tüm ilişkileri kesmesini ve korsan israilin güvenliğini sağlayan Malatya'daki Kürecik NATO Radar Üssünün bir an önce kapatılmasını istedi.
Basın açıklamasını HÜDA PAR İlçe Başkanı Adem Öztürk okudu.
"Kahrolsun israil, Gazze'ye Selam Direnişe Devam ve Aksa'ya Kudüs'e Direnişe Bin Selam sloganları eşliğinde basın açıklaması okuyan Öztürk, şu ifadeleri kullandı:
Siyonizme, zulme ve işgale karşı izzetlice direnen Gazze’ye yıllardır insanlık tarihinin en acımasız kuşatma ve ekonomik boykotu uygulanmaktadır. Temel gıda maddeleri, ilaç, bebek mamaları dahil hiçbir ihtiyaç maddesinin girmesine müsaade edilmemektedir. Bu da yetmezmiş gibi seçimlerde oy oranını yükseltmek, iç sorun ve problemleri unutturmak, hakkında yürütülen yolsuzluk ve rüşvet iddialarının üstünü örtmek isteyen katil Netanyahu, kendince çareyi Gazze’ye saldırmakta buluyor.Üç gün önce, yaklaşan seçimlerde daha fazla oy almak, direniş hareketleri arasında kendince ihtilaf çıkarmak isteyen Netanyahu’nun bizzat emriyle direnişin komutanlarına ve ailelerine yönelik suikastlar düzenlendi ve Gazze alçakça bombalandı.
"Son saldırıda 34 masum insan şehit oldu, yüzden fazla sivil halk yaralandı"
"İslami Cihad hareketinin Gazze komutanlarından Beha Ebu'l Ata ve eşi evine atılan füzeyle şehit edildi." diyen Öztürk, "İşgalci saldırgan siyonistlerin saldırısı bununla bitmedi. Hareketin Siyasi Büro üyesi Ekrem el-Accuri'nin Şam’daki evine de füzeyle saldırı düzenlendi. Saldırıda Accuri'nin oğlu Muaz Ekrem el-Accuri ile Abdullah Yusuf Hasan adlı bir Filistinli şehit oldu. Son saldırıların başladığı üç günden bu yana toplam 34 masum insan şehit oldu, yüzden fazla sivil halk yaralandı. Kadınları-çocukları öldürmeyi, ailelerin oturduğu bina ve evlere füzelerle saldırmayı adet edinen bu işgalci çetelere karşı daha ne zamana kadar dünya sessiz kalacaktır? Siyonistler, ayırım gözetmeden Müslümanları evlerinde, tarlalarında, sokaklarında hedef alıyor. Parklarda oyun oynayan çocukları katlediyor. Bu hangi savaş hukukunda, hangi uluslararası kanun ve sözleşmede vardır? Kaldı ki ortada bir savaş yok, birbirine denk iki ordunun çatışması yok. Dünyanın en gelişmiş savaş araç ve gereçlerine sahip barbar bir rejimin bir halka karşı soykırımı var." şeklinde konuştu.
"Şehitlerin pak kanı siyonizmin sonunu getirecektir"
Cihat ve direnişin durmayacağını vurgulayan Öztürk, "Şüphesiz ki şehitlerin pak kanı siyonizmin sonunu getirecektir. Tarih ve günümüz şahittir ki ümmet, şehit vermekle zayıflamamış, yılmamış, cihat ve direniş asla durmamıştır. Aksine şehitlerin pak kanı davayı büyütmüş, ileri safhalara taşımış, cihat saflarını daha da sıklaştırmıştır. Gazze’ye bu acımasız saldırılar sürerken maalesef Ümmetten gereken ses çıkmamış, ortak bir tavır ortaya konmamıştır. Müslüman ülkelerin birçoğundan tek bir kınama, açıklama dahi yapılmamıştır. Bu da Siyonistleri küstahlaştırmakta, cesaretlendirmekte, Kudüs ve Filistin’e karşı yapılacak saldırı ve tecavüzlerde pervasız hale getirmektedir. Yoksa Siyonistler bu kadar cesur ve güçlü değillerdir. Kudüs’ün ve Filistin topraklarının Siyonist işgalden kurtulup özgürleştirilmesi salt Filistinlilerin ya da Arapların sorunu veya davası değildir. Filistin ve Kudüs meselesi bütün Müslümanların meselesidir." dedi.
"Küresel küfür ve istikbar tarafından ekonomik, siyasi ve askeri olarak desteklenen Siyonizme karşı mücadele, tüm Müslüman ülkelerin sorumluluğudur." diyen Öztürk açıklamasına şu şekilde devam etti:
Siyonizm’e karşı olmak ve Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşmasını sağlamaya çalışmak bir akide meselesidir. Kudüs, sıradan bir belde ya da toprak parçası değildir. Kudüs’ün özgürlüğü ümmetin özgürlüğüdür. Müslümanlar bütün imkân ve olanaklarını ortaya koymak, aralarındaki ihtilaf ve çekişmeleri bir tarafa bırakarak birleşmek zorundadır. Yarın çok geç olabilir. Allah muhafaza Mescid-i Aksa tamamen işgal edildikten veya yıkıldıktan sonra ne Allah’a ne ümmete ne de gelecek nesillere verebileceğimiz bir cevabımız olamaz.
Açıklamasının sonunda İslam ülkeleri başkanlarına çağrıda bulunan Öztürk, "Bütün İslam ülkelerinin hükümet ve başkanlarına, hassaten Türkiye Cumhurbaşkanı ve Hükümetine çağrıda bulunuyoruz: Bu işgal ve talanın durması için gereken adımları atın. İslam ülkeleri bir araya gelerek gerekli kararları alın ve bu kararları bir an önce pratiğe geçirin!" dedi. (İLKHA)
]]>