“Peygamberimizin Veda Hutbesinde verdiği mesajlar iyi anlaşılmalıdır”
Gaziantep'te düzenlenen Mevlid-i Nebi programında konuşan İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Peygamberimizin Veda Hutbesinde verdiği mesajların iyi anlaşılması gerektiğini söyledi.
Gaziantep’te Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle “Hazreti Peygamber, Gençliğin Dünyası ve İslam” konulu bir program düzenlendi.
Şehitkâmil Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve halkın yoğun bir ilgi gösterdiği program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programa konuşmacı olarak katılan İslam Düşünce Enstitüsü Başkanı ve Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Hazreti Peygamber, Gençliğin Dünyası ve İslam” konulu bir konuşma yaptı.
Konuşmasında önemli mesajlar veren Görmez, Peygamber Efendimizin hayatından örnekler vererek, özellikle gençlere önemli tavsiyelerde ve uyarılarda bulundu.
Konuşmasına Veda Hutbesinin bazı kısımlarının açıklamasını yaparak başlayan Görmez, Peygamber Efendimizin Veda Hutbesinde verdiği mesajların çok iyi anlaşılması gerektiğini belirtti.
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in Veda Hutbesinde verdiği mesajların önemine dikkat çeken Görmez, “Öyle ise Allah’ın (CelleCelaluhu) kemale erdirdiği din, tamamladığı nimet ve razı olduğu İslam, bugün dünyayı yaşanmaz hale getiren, insanı aşağılayan, insanın onurunu ortadan kaldıran, insanı soy, sop, makam, mevki, statü, bölgeye göre ayrıştıran anlayışlar değil, insanları aynı Adem’in çocukları olan ve aynı topraktan yaratılmış varlıklar olarak Allah’ın (CelleCelaluhu) nezdinde bir tarağın dişleri gibi eşit gören anlayıştır. Allah’ın (CelleCelaluhu) razı olduğu din, tamamladığı nimet, kemale erdirdiği din bu dindir.” dedi.
“Kemale eren din Allah’ın razı olduğu dindir”
Allah’ın kemale erdirdiği ve razı olduğu dinin İslam olduğunu, İslam dininin iyi anlaşılması gerektiğini belirten Görmez, “Bugün Allah’ın (CelleCelaluhu) razı olduğu İslam, bin bir parçaya ayırdığımız İslam değil. Şii, Sunni, Selefi, Sufi, Kur’an ehli ve hadis ehli gibi paramparça ettiğimiz, parçalara ayırdığımız, hiziplere, fırkalara ayırdığımız anlayışlar değil. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in (Salllahu Aleyhi Vessellem) Veda Hutbesinde ‘Müminler ancak kardeştir. Birbirinize ırzınız, malınız ve canınız haramdır. Tıpkı bugünümüzün, bulunduğumuz mekânın yani Arafat’ın, tıpkı içinde bulunduğumuz bu beldenin her türlü hürmete layık olduğu gibi sizin de canınız, malınız ve ırzınız dokunulmazdır’ buyurmuştur. Ayet ile Veda Hutbesi arasındaki ilişki üzerinde yeniden düşündüğümüzde, bugün bin bir parçaya ayırtarak yorumladığımız, anlamsız, faydasız, lüzumsuz, beyhude tartışmalarla yorduğumuz anlayışlar değil, bugün bizi hakka, hakikate, adalete, fazilete, ahlaka götüren dindir. Kemale eren din Allah’ın (CelleCelaluhu) razı olduğu dindir.” ifadelerini kullandı.
“Allah’ın razı olduğu din cahiliye adetleri ve düşüncelerinden uzak durmaktır”
Görmez, “Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in (Salllahu Aleyhi Vessellem) vefatından ve Veda Hutbesinin üzerinden 14 asır geçtiği halde kadının yaratılışı, aklı, onuru ve konumu üzerinden tartışmaya devam eden anlayışlar değil, Hazreti Muhammed’in (Salllahu Aleyhi Vessellem) Veda Hutbesinde ‘Kadınlarınızın sizin üzerinizde hakkı var. Sizin de onların üzerinde hakkı var. Kadınların hakkına riayet edin. Siz onları Allah’ın (CelleCelaluhu) kanunu, Rabbinizin emriyle eş olarak nikâhınıza aldınız. Öyle ise onların hakkına riayet ediniz’ buyurmuştur. Allah’ın (CelleCelaluhu) razı olduğu ve kemale erdirdiği din budur. Bugün insanların halen cahiliye adetlerini yaşatmaya devam etmesi, halen yanlış törelerin peşinden gitmesi Allah’ın (CelleCelaluhu) razı olduğu din değildir. Veda Hutbesinde Peygamber Efendimizin ‘cahiliyeden kalan bütün faizler, kan davaları ayağımın altındadır. Cahiliyeden kalan bütün yanlış adetler ve gelenekler ayağımın altındadır’ buyurmuştur. Buna rağmen cahili adetlerde ısrar etmek Allah’ın (CelleCelaluhu) razı olduğu din değildir. Allah’ın (CelleCelaluhu) razı olduğu din bütün bu cahiliye adetlerinden, yanlış düşüncelerden uzak durmaktır. İnsan hakları, kadın hakları, faiz belası, cahiliye adetleri, kan davaları ve insanların birbirlerini tekbir getirerek öldürmeye kalkışmaları, bütün bunlar Veda Hutbesinin ana konularıdır. ” şeklinde konuştu.
Gençlerin bugün yaşadıkları en büyük sorununun, yetişkinlerin gençlere örnek olamaması olduğunu belirten Görmez, gençlerin Allah’ın tüm insanlığa rehber olarak gönderdiği peygamberleri kendilerine örnek almalarını tavsiye etti.
“İdraki ölen insan, Allah’ı ve imanı kaybeden insandır”
Gençlere yaratılış gayelerini iyi bilmeleri tavsiyesinde bulunan Görmez, “Hayatınızın daha anlamlı ve daha güzel olmasını istiyorsanız, Peygamber Efendimizin o büyük emanetini kendi omuzunuza almak istiyorsanız, öncelikle üzerinde duracağınız nokta yaratılışın hikmeti, var oluşun gayesi, varlık, insan ve Âdem’dir. Üç kitabı çok iyi okuyacaksınız. Birisi insan, birisi kâinat, birisi Kur’an-ı Kerim’dir. Bu üç kitabı çok iyi okuyup, ‘nereden geldik nereye gidiyoruz? Varlığın gayesi nedir? Var oluşun hikmeti nedir? O zaman güzel bir hayat yaşarsınız. Bir insanın başına gelebilecek en büyük kötülüğün idrak ölümüdür. İnsan yaşar ama idraki ölürse o takdirde yaşamamış gibi olur. İdraki ölürse ne demek? Nereden geldiğini nereye gideceğini bilemeyen bir insanın idraki ölüdür. Varlığın, yaratılışın gayesi, hikmetini anlamadan dünyayı terk eden insan idraki ölüdür. İdraki ölen insan Allah’ı (CelleCelaluhu) ve imanı kaybeden insandır.” diye konuştu.
“Görsel idrak aklın idrakini zayıflatıyor, kalbin idrakini öldürüyor”
İnsanlığın bir idrak ölümüyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Görmez, “Dijitalleşmenin hayatımıza egemen olduğu bu zamanda görsel idrak hayatımızı kuşattı. Elimizdeki telefonlarla dijital dünyanın hayatımızı işgal etmesiyle birlikte, insanda görsel idrak egemen oldu. Görsel idrak, aklın idrakini zayıflatıyor. Kalbin idrakini öldürüyor. Kalbin ve aklın idraki zayıfladıkça insan idrak ölümüyle karşı karşıya kalır.” dedi.
Gençlere hayatlarında üç boşluğa yer vermemelerini tavsiye eden Görmez, birinci boşluğun vakit boşluğu, ikinci boşluğun zihin boşluğu ve üçüncü boşluğun da kalp boşluğu olduğunu belirterek, kalbini, aklını ve ruhunu imar edemeyenlerin yeryüzünü imar edemeyeceğinin altını çizdi.
Gençlere zamanlarını iyi kullanmalarını, zihinlerini ilim ve hikmetle, kalplerini de Allah ve peygamber sevgisi ile doldurmalarını tavsiye eden Görmez, özellikle de kalbi boş bırakmamanın yolunun iman ve Hazreti Muhammed’in sevgisi olduğunu ifade etti.
“Baki hakikatler, fani şahsiyetler üzerine bina edilmez”
Kötülük probleminin gençlerin dünyasını olumsuz etkilediğini belirten Görmez, kötülüklerin gençlerin zihinlerini, kalplerini ve ruhlarını egemenliği altına almasına izin vermeyeceklerini belirterek, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Biz hocaların, ekrandan veya sosyal medyadan dinimizi didişme malzemesi haline getirip paramparça etmemiz, oturup gençlerin, Türkiye’nin ve bütün insanların huzurunda bin senedir halledilmemiş ilmi bir problemi tartışarak, o tartışma üzerinden dini bir tartışma, didişme malzemesi haline getirmemiz, gençlerin dünyasını olumsuz yönde etkiliyor. İslam dinini anlatmakla yükümlü olan insanlar, bir araya gelerek, tartışmalı konularını kendi aralarında halledecekler. İman arayışına çıkmış, benlik, kimlik ve kişilik arayışına girmiş gençlerin huzurunda anlamsız, lüzumsuz ve beyhude din tartışmalarından vazgeçecekler. Din tartışmaları üzerinden birbirlerine saldırmaktan vazgeçecekler. Din tartışmaları üzerinden birbirlerine hakaret etmekten, tekfir etmekten, din tartışmaları üzerinden kendisine taraftar devşirmekten vazgeçecekler. İnancınızı, düşüncenizi ve hayatınızı asla şahıslar üzerine bina etmeyiniz. Şahıs merkezli okumalar yapmayınız. İslam medeniyetini bir bütün olarak görünüz. Kur’an-ı, insanı ve kâinatı bir bütün olarak okuyunuz. İslam medeniyetinin tamamını okuyun. Bütün İslam ilimlerini ve âlimlerinin ilimlerini okuyun. Hiçbir ayrım yapmadan bütüncül bir bakışla okumaya devam edin. İnancınızı, hayatınızı asla şahıslar üzerine bina etmeyiniz. Baki hakikatler, fani şahsiyetler üzerine bina edilmez.” (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)
]]>