HÜDA PAR: Halkı vergi yükü altında ezmek sürdürülebilir bir politika değildir
Son açıklanan enflasyon rakamlarını değerlendiren HÜDA PAR, halkı vergi yükü altında ezmenin sürdürülebilir bir politika olmadığını ifade ederek hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi.
Ekonomi yönetiminin devlet kaynaklarını tüketerek halkın sofrasına göz diktiğine vurgu yapan HÜDA PAR Genel Merkezi, ekonomik kriz ile mücadele konusunda önemli tavsiyelerde bulundu.
HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yapılan haftalık iç gündem değerlendirmesinde ayrıca KYK mağdurlarına değinildi. KYK kredisini ödeyemeyen 5 milyonu aşkın üniversite mezunu gençlerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
KYK mağdurları
KYK borçlarının öğrencileri ve ailelerini mağdur ettiğine dikkat çekilen değerlendirmede, “Üniversite okuduğu dönemde aldıkları KYK kredisini ödeyemeyen üniversite mezunu sayısı 5 milyona ulaştı. Genç nüfus dediğimiz 15-24 yaş aralığında işsizlik oranlarının yüzde 24 olduğu bir dönemde doğal olarak üniversite mezunlarının kahir ekseriyeti iş dahi bulamazken, düşük ücretle çalışanların maaşlarına da e-haciz yöntemiyle el konulmaktadır. Halkın büyük çoğunluğu asgari ücret ve daha da altında bir ücretle geçinmeye çalışmaktadır. Bu durum ailelerin de çocuklarının KYK borçlarını ödemelerini imkânsız kılmaktadır. Eğitim-öğretimin her aşamasında dar gelirli ailelerin çocuklarına geri ödemesiz nakit yardımı yapmak sosyal devlet olmanın bir gereğidir. Bu yapılmadığı gibi çok zor şartlarda öğrenimini tamamlayan öğrencilerden mezun olduktan iki yıl sonra aldıkları kredinin tahsil edilmesi, işsiz üniversite mezunlarını ve ailelerini zor durumda bırakmaktadır.” denildi.
Borçların ya tamamen silinmesi ya da ödeme takviminin çıkarılması gerektiği önerisinde bulunulan değerlendirmede, “Eğitim ve öğretimde dünya standartlarını yakalamak ve erdemli bir nesil yetiştirebilmek için eğitime daha fazla kaynak aktarılmalı, dar gelirli kesimlere pozitif ayırım yapılmalıdır. Nitelikli eğitim alabilme ve bilimde kariyer gibi hususlar, sadece maddi imkânları olan insanlara has olmamalıdır. Düşük ve orta gelirli ailelerin de bu yönde önlerinin açık olabilmesi, sosyal devlet olmanın doğal bir sonucudur. Bu nedenle 5 milyon üniversite öğrencisinin bu mağduriyetine makul bir çözüm bulunabilmelidir. Bunun için bu borçlar ya tamamen silinmeli ya da dar gelirli vatandaşlarımızı sıkıntıya sokmayacak bir ödeme takvimi belirlenmelidir. Bu amaçla Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu’nda ‘kredinin iki yıl sonra ödenmesi’ ibaresi kaldırılarak yerine ‘öğrenci bir işe başlayıp belli bir gelir sahibi olunca, gelir seviyesine uygun bir şekilde taksitlendirilerek geri alınır’ şeklinde değiştirilebilir. Böylece mağduriyetler kısmen de olsa giderilmiş olur.” ifadelerine yer verildi.
Yeni yılda vergiler ve zamlar
Enflasyon rakamlarına değinilen değerlendirmede, “Ekim ayının enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla yeniden değerleme oranlarında esas alınan ekim ayı üretici fiyat enflasyonu büyük bir yükün habercisi oldu. Eğer Cumhurbaşkanı tarafından aksi bir karar alınmaz ise 2020 yılı itibarı ile birçok vergi, harç ve ceza Maliye ve Hazine bakanlığı tarafından belirlenen Yİ-ÜFE (Yurtiçi Üretici Enflasyonu) oranı olan yüzde 22,58 oranında artacaktır. Bu oran şüphesiz halkın belini bükecek çok yüksek bir rakamdır.” denildi.
Ekonomik kriz ile mücadele konusunda önerilerin sunulduğu değerlendirmede, “Kamu hizmetleri, elektrik ve doğalgaz gibi hayati önemdeki hizmet ve ürünlere yapılan fahiş zamlar, yeni getirilen vergi kalemleri ve tüm bunlarla birlikte yüzde 22.58 olarak belirlenen değerleme oranı, bundan sonra halkın hükümetin mali gediklerini kapatmak için çalışacağını, hazine açığını kapatmanın işçiliğini yapacağını ortaya koymaktadır. Ekonomik kriz ile mücadele etmenin yolu vergiler ve zamlarla açığı kapatmak değildir. Yolsuzluk ve usulsüzlükler nedeniyle devasa açıklar veren bütçenin denkleştirilmesi, iç ve dış borcun faizine verilen günlük 50 milyon TL'lik paranın temin edilmesi halkın aşından, katığından zorla kısmak suretiyle olamaz. Yapılması gereken başta kamu harcamalarında olmak üzere israfın önüne geçmek ve faiz yükünden kurtulmaktır.” diye kaydedildi.
Son olarak değerlendirmede, “Bilmek gerekir ki faiz ve yolsuzluk canavarlarını doyurabilmek mümkün değildir. Ekonomi yönetimi devlet kaynaklarını tüketmiş, şimdi halkın sofrasına göz dikmiştir. Halkı vergi yükü altında ezmek sürdürülebilir bir politika değildir. Halkın alım gücü göz önüne alınarak söz konusu değerleme oranı gözden geçirilmeli ve tek haneli rakamlara çekilebilmelidir. İşsizliğin tavan yaptığı bu dönemde üretimin ve yatırımın önünü açan temel politikalar benimsenmelidir.” şeklinde ifade edildi. (Ramazan Casuk-İLKHA)