• DOLAR 32.553
  • EURO 34.963
  • ALTIN 2444.305
  • ...

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2020 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi ve 2018 Yılı Kesinhesap Kanunu Teklifi'nin geneli ile Sayıştay raporları üzerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler sırasında konuştu.

"Finansal istikrarı tesis etmeyi başardık"

Oktay, 2018 yılında da katılım finans başta olmak üzere yeni finansal araçları da hayata geçirerek yollarına devam ettiklerine işaret ederek, "2018 yılında iç ve dış ekonomik, siyasi ve jeopolitik sorunlara ve ağustos ayında başlayan kur saldırılarına rağmen, enflasyonu dizginlemeyi ve finansal istikrarı tesis etmeyi başardık" dedi.

Türkiye'nin geçen yıl yüzde 2,8 oranında büyüme sağladığını, 2018 yılı yatırım programları kapsamında 88 milyar lira yatırım programlandığını anlatan Oktay, şunları söyledi:

"Yıl içerisinde tahsis edilen ilave ödeneklerle bu rakam 104 milyar lira seviyesine yükselmiştir. Yatırımlardan en yüksek payı ulaştırma sektörü almış, bunu eğitim ve tarım sektörleri takip etmiştir. Eğitimde ve sağlıkta büyük dönüşümler yaşanmıştır. Eğitim sektörüne 2018 yılında 14 milyar lira, sağlık sektörüne ise 7 milyar lira kamu yatırımı yapılmıştır." 

Türkiye'nin, gelecek yıllarda en yüksek insani gelişme sağlayan ülkeler arasına girmeye aday hale geldiğini belirten Oktay, "Sağlıkta devrim yaşanmış, hizmetlere erişimde OECD ortalamaları aşılmıştır. Ar-Ge'nin milli gelir içindeki payı, yüzde 1 seviyelerine yaklaşmıştır." dedi.

"Halkın bütçesi"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2020 yılı bütçesinin halkın bütçesi olduğunu belirterek, bütçeden 3,4 milyon kamu çalışanı için 333,9 milyar lira maaş, ücret ve sosyal güvenlik prim ödemesi yapılacağını bildirdi.

Aileleriyle birlikte 16 milyon vatandaşın bütçeden doğrudan yararlandığına dikkati çeken Oktay, şunları söyledi:

"290 bin işçimizin ücretleri ve sosyal güvenlik prim ödemeleri bütçeden karşılanıyor. Bütçeden işçilerimiz için 23,6 milyar lira ödeme yapılacak. 31 bin KOBİ ve girişimcimize 1,4 milyar lira KOSGEB destek ödemesi yapılacaktır. 2,7 milyon çiftçimize 22 milyar lira ödeme yapılacak. 24,3 milyon ilk, orta ve yükseköğretim öğrencisinin faydalandığı eğitim hizmetleri için 176,1 milyar lira kaynak aktarılacak. Sağlık hizmetleri için 188,6 milyar lira kaynak ayrılmış olup bu hizmetlerden sizler de dahil bizler de dahil 82 milyon vatandaşımız faydalanacaktır. Engelli evde bakım ödemeleri, 65 yaş üstü muhtaç vatandaşlarımızın maaşı, ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primleri gibi sosyal harcamalar için ise yaklaşık 70 milyar lira kaynak ayırdık."

"Esas görülmesi gereken gerçek, geçmişte Türkiye'nin neden IMF'ye teslim edildiğidir"

Oktay,  "3 Kasım 2002'de AK Parti iktidara geldiğinde IMF ile yine kendisinden önce imzalanmış olan 18'inci stand by anlaşması uygulamadaydı. 2001 krizi sonrasında ekonomide yapısal dönüşümü gerçekleştirmek üzere AK Parti bu anlaşmanın devam niteliğinde sadece bir kez IMF ile 19'uncu stand by anlaşmasını gerçekleştirdi ve 2008 yılında bu program tamamlandı. Bir daha da IMF ile program yapmadık" açıklamasında bulundu.

Türkiye ekonomisinin yaptıkları reformlar ve attıkları adımlar sayesinde uluslararası alanda bir başarı hikayesi oluşturduğunu söyleyen Oktay, AK Parti'nin iktidara geldiğinde IMF'ye 23,5 milyar dolar borç bulunduğunu, 2013 yılında bu borcun sıfırlandığını hatırlattı.

"Enflasyon 2020 yılı sonunda ise yüzde 8,5'e gerileyecek"

Programlarda gayri safi yurtiçi hasılanın dolar cinsinden verilmediğine yönelik bazı eleştirilerin bulunduğunu belirten Oktay, gerek 2020 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda gerekse Yeni Ekonomi Programı'nda gayri safi yurtiçi hasılaya ilişkin hem TL hem de dolar cinsinden tahminlerin yer aldığını ifade etti.

Oktay, 2018 yılında 789 milyar dolar olarak gerçekleşen gayri safi yurtiçi hasılanın 2019 yılında 749 milyar dolara gerileyeceğinin, 2020 yılında ise 812 milyar dolara yükseleceğinin tahmin edildiğini söyledi.

Enflasyonla mücadele konusuna da değinen Oktay, "2018 yılı ağustos ayında başlayan spekülatif kur saldırıları, para ve maliye politikaları arasındaki güçlü koordinasyon, zamanında alınan tedbirler, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki gerileme ile toplumsal desteğin de katkısıyla etkisiz hale getirilmiştir. Böylece, enflasyonda hızlı ve belirgin bir düşüş gerçekleşmiştir" diye konuştu.

Atılan kararlı adımlarla enflasyonun eylül ayı itibarıyla tek haneli oranlara gerilediğini, ekim ayı itibarıyla da yüzde 8,55 ile tek haneli seviyelerdeki yerini koruduğunu vurgulayan Oktay, "Bu tek haneli seviyeyi 2020'de kalıcı hale getirmekte kararlıyız. Bunun için Yeni Ekonomi Programı'nda öngördüğümüz para ve maliye politikalarının eş güdümü ile mal ve hizmet piyasalarında rekabet ve verimliliği artıracak yapısal dönüşüm adımlarını hayata geçirmeyi hedeflemekteyiz" ifadesini kullandı.

Fuat Oktay, enflasyon oranlarının istikrarlı bir şekilde aşağı yönlü hareket etmesiyle risk primlerinin düşeceğini, öngörülebilirliğin artması sayesinde ise uzun vadeli finansman imkanlarının gelişeceğini belirtti.

Sonuç olarak ekonomik ve finansal istikrarın güçleneceğini belirten Oktay, "Enflasyon 2019 yılı sonunda yüzde 12'ye, 2020 yılı sonunda ise yüzde 8,5'e gerileyerek, kalıcı olarak tek hanelere düşüşünü sürdürecektir" dedi.

Enflasyon hesaplaması

Enflasyon verilerinin hane halkının durumunu yansıtmadığına ilişkin bir değerlendirme olduğunu ve bu doğrultuda enflasyonun nasıl hesaplandığına dair de değerlendirme yapmak istediğini dile getiren Oktay, şunları kaydetti:

"TÜİK, tüketici fiyat endeksini Avrupa Birliği ve dünya genelinde geçerli olan, uluslararası kurumlar tarafından tavsiye edilen yöntem, tanım ve kavramları kullanarak hesaplamaktadır. Uluslararası alanda uygulanmayan veya önerilmeyen hiçbir yöntem söz konusu değildir. Hesaplamalarda kullanılan ağırlıklar, madde sepeti ve fiyatlar, şeffaflık politikası gereği TÜİK internet sayfasında da yayımlanmaktadır. TÜFE 81 il merkezi ve 225 ilçeden aylık olarak 28 bin işyerinden 895 madde çeşidi için 545 bine yakın fiyat derlenerek hesaplanmaktadır. Enflasyon sepeti ve açıklanan değişim oranları tek bir bireyi değil, ülke ortalamasını ifade etmektedir. Elbette TÜFE rakamlarını bireyler veya haneler kendi harcama ve tüketim yapılarına göre daha fazla veya daha az hissedebilirler. Bu, sadece Türkiye için değil tüm ülkeler için de geçerli bir durumdur."

Çiğ süt prim ödemesi

Oktay, böylece bütçeden tarıma ayırdıkları kaynakları 2020 yılında 33,4 milyar liraya çıkaracaklarını, bu tutarın 22 milyar lirasının tarımsal destek programları, 5,1 milyar lirasının da tarım sektörü yatırım ödenekleri için kullanılacağını anlattı.

Çiğ süt birim miktarına ilişkin eleştirileri hatırlatan Oktay, şunları kaydetti:

"2019 yılı ocak-nisan döneminde süt referans fiyatı 1,7 lira, süt pirimi 25 kuruş olarak belirlenmiş olup süt üreticimizin çiğ süt için eline geçen tutar litre başına 1,95 lira olmuştur. Mayıs ayında süt referans fiyatı 2 lira, çiğ süt pirimi 10 kuruş olarak belirlenmiş olup süt üreticimizin eline geçen tutar litre başına 2,1 liraya yükselmiştir. Dolayısıyla süt üreticimizin çiğ süt için eline geçen tutar artmıştır. Diğer taraftan süt üreticimize üretimin yapıldığı dönemler itibarıyla belirlenen tutarlar üzerinden pirim ödemeleri yapılmaktadır. Dolayısıyla ocak-nisan dönemi için 25 kuruş üzerinden pirim ödemesi yapılmış olup bu tutarın düşürülmesi söz konusu değildir."

Kaynak, AA