FARUK KUZU – HABER YORUM

Türkiye’de dindarlık üzerine yapılan araştırma sonuçları pek iç açıcı görünmüyor. Toplum diğer ülkelerde olduğu gibi “Küreselleşmenin” getirdiği yeni tarz yaşam şeklini benimsemiş, giyim kuşam, hal hareketler, davranışlar… her şey değişmiş.

Kısacası toplumda İslami bir yaşam tarzı aranan-özlenen bir hayal olmaya doğru gidiyor.

Resulullah’ın (s.a.v) ““Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.”  buyrulmuştur. (Ebû Dâvûd, Libâs, 4/4031)
şeklindeki veciz ifadesinin günümüzdeki yansıması bu olsa gerek.

Toplum hızla dönüşürken bu işin arkasında “Şeytani bir aklın” yattığını söylersek yanılmış olmayız. İslami bir toplum böylesi bir hızla tam aksi istikamette yol alıyorsa, bu işte bir bit yeniği var! Diye düşünmek gerekir.

Bir toplumda güzel ahlakın, adaletin, gelir dağılımında adaletin/eşitliğin, edeb ve adabın, hayanın, büyüklere saygı küçüklere sevgi ve merhametin, yardımlaşmanın, iç barış ve huzurun… yerini ahlaksızlığın, gelir dağılımında uçurumun, edepsizliğin, saygısızlık ve merhametsizliğin, güvensizliğin, iç kavgaların alıyorsa orada durup “Ne oluyor ?” diye sormak gerekmez mi?

İşte Türkiye’nin hızla değiş(tiril)en çehresinden bir portre :

“Ankara’da hayat çok mu monoton? Hadi biraz marjinallik katalım!

Şehrin en çılgın , en eğlenceli ,en korkunç ve en büyük Halloween Partileri  geliyor!

Cadılar Bayramı, dünyanın birçok kentinde her yıl 31 Ekim'de kutlanıyor.

Cadılar Bayramı, Ankara'da da farklı etkinliklerle kutlandı. Çeşitli mekanlarda düzenlenen organizasyonlara özel kıyafet ve makyajlarla katılan vatandaşlar dikkat çekti.”

Bakar mısınız ABD kültürünün bir parçası olan ve İslam inancına göre batıl/saçma bir anlayışın bir de kutlaması yapılıyor.

Ortaçağ Avrupa’sında kadınlar bazı kiliselerce “Cadı” ilan edilerek diri diri yakılıyordu. Şimdi kalkmış “Cadılar Bayramı” diye bir icatla kutlamalar yapılıyor.

Avrupa’lının yaptığı zaten bir tezat, ABD’linin yaptığı daima çılgınlık, peki ama “Ben Müslümanım” diyen Anadolu insanına ne oluyor?

Ankara gibi bir yerde “Cadılar Bayramı” kutlamaları olsa olsa “Pusulasını yitirmek” olarak açıklanabilir.  İnsan bu taşkınlıklara “Sodom ve Gomore” ahalisini mi hatırlatsa yoksa Üstad Necip Fazıl’ın şu sözünü mü bilemedim !?

“Hava kirliliğinden değil HAYA kirliliğinden nefes alamıyoruz!”