Hazımsızlık için ne yediğiniz kadar nasıl yediğiniz de önemli
Sindirim sisteminin iyi çalışmamasından kaynaklı olarak ortaya çıkan hazımsızlık ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Züleyha Akkan Çetinkaya, besinlerin iyi çiğnenmesine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Yemekten sonra karın şişkinliği, ağrı veya doygunluk ile kendini gösteren hazımsızlık, toplumda sık rastlanan sağlık problemleri arasında yer alıyor. Sindirim sisteminin iyi çalışmaması sonucu oluşan hazımsızlık bazen de tüketilen besinlerden veya yanlış yeme alışkanlıklarından kaynaklanabiliyor.
Toplumda birçok kişinin mustarip olduğu rahatsızlıklardan biri olan hazımsızlık hakkında bilgi veren Doç. Dr. Züleyha Akkan Çetinkaya, iyi çiğnenmeden yenilen gıdalar uyku öncesi yemek yemek gibi yanlış beslenme alışkanlıklarının hazımsızlığa sebep olduğunu söyledi.
Çetinkaya, “Hazımsızlık sindirim sisteminin iyi çalışmaması sonucu ortaya çıkmaktadır. Sindirim ağızda başlamaktadır ve besinlerin iyi çiğnenmesi gerekliliğine dikkat edilmelidir. Çiğneme hem yiyeceklerin mekanik olarak parçalanıp, mide için daha kolay sindirilebilir hale gelmesini, hem de tükürük içindeki enzimler ile karışıp, sindirimin ağızda başlamasını sağlamaktadır. Kısmen sindirilen gıda midede salgılanan asit ve düzenli kasılmalarla iyice küçültülerek bulamaç halinde ince bağırsağın ilk kısmına iletilir. Pankreas, karaciğer ve safra kesesinden salgılanan enzimlerle gıdaların içindeki maddeler yapı taşlarına dönüşmektedir. Parçalanan ve yapı taşlarına ayrılan gıdanın, vücudun işine yarayabilmesi için bağırsaklarda emilip kana geçip işe yarayacakları organlara taşınması gerekmektedir.” diye konuştu.
“Fazla sıvı düzgün çalışan bağırsaklar sayesinde dışarı atılır”
“Bu emilimin yapılabilmesi ve yine enzim salgılaması için ince bağırsak hücrelerine ihtiyaç bulunmaktadır” diyen Çetinkaya, “Emilimin daha fazla sağlanabilmesi için ince bağırsak hücrelerinin yüzeyi düz değil, kıvrımlıdır. Tüm ince bağırsak emilim alanı yaklaşık 250 m2’ dir yani neredeyse bir tenis kortunun boyutlarına yakındır. Kalın bağırsakta, günümüz tıbbının en büyük mucizevi keşiflerinden biri olan; bakteriler, virüsler, mayaların bulunduğu mikrobiota bulunmaktadır. Mikrobiotanın toplam ağırlığı 2 kg kadar, içerdiği gen sayısı ise, insan vücudunda bulunan genlerin birkaç yüz katı kadardır. Burada bir kısmı bilinen bir kısmı ise henüz bilinmeyen çeşitli mekanizmalarla sindirim devam eder, fazla sıvı emilir ve kalan posa, düzgün şekilde çalışan kalınbağırsak ile dışarı atılır.” ifadelerini kullandı.
Hazımsızlık problemi ile karşılaşılmaması için bazı tavsiyelerde bulunan Çetinkaya, şunları kaydetti:
1- Sindirim sisteminin herhangi bir yerinde yaşanan aksama hazımsızlık gibi şikayetler ile ortaya çıkabilmektedir. Bu aksamanın olmaması için organların düzgün çalışması kadar gün için de dikkat edilmesi gereken durumlar da bulunmaktadır.
2- Öğünler arasında uzun açlık süreleri oluşturmayın. Uzun açlık süreleri sonunda yenen yemekler; artmış mide asit salgısı ile dolu midenin birden genişlemesine ve istenmeyen şişkinlik hissine neden olabilir.
3- İyi çiğnemeden, hızlı yemek veya yemek yerken konuşmak, hava yutmamıza neden olacağı için şişkinlik ve gaz şikayeti olarak ortaya çıkabilir.
4- Yağlı yiyeceklerden uzak durun. Yağlı yiyecekler mide boşalmasını yavaşlatır. Bulantı ve şişkinlik, reflüye neden olabilir.
5- Yatmadan önce yemek yemeyin. Gece geç vakit yenen yemekler, sindirim için gereken zaman kalmadığı için, gece hazımsızlık ve reflü şikayeti yapabilir.
6- Stres kontrolünü sağlamaya çalışın. Stres hazımsızlığı tetikleyebilir. Sınav öncesi gibi stresli dönemlerde karın ağrılarının yaşanması çok sık karşılaşılan bir durumdur. Stres anında salgılanan bazı maddeler, bağırsak hareketlerini etkileyerek hızlandırabilir veya yavaşlatabilir.
“Bu belirtiler olduğunda vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır”
Çetinkaya, “Ağızdan veya makattan kan gelmesi, yutma güçlüğü, devam eden bulantı-kusma, istemsiz kilo kaybı, dışkılama alışkanlığında yeni meydana gelmiş değişiklik, ailede sindirim sistemi kanseri olması, erkek veya menopoz sonrası kadında demir eksikliği olması durumlarında zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.” dedi. (İLKHA)