'İslam coğrafyasındaki manevi hastalıklar İslam'a zarar veriyor'
4'üncü Âlimler Buluşması moderatörlerinden Mahmut Kılınç, söz alan katılımcıların, özellikle İslam coğrafyasındaki ahlaki çöküntülerin ve manevi hastalıkların İslam'a verdiği zararlara değindiklerine dikkat çekti.
Diyarbakır'da gerçekleştirilen 4'üncü Âlimler Buluşması'nda söz alan katılımcıların, özellikle İslam coğrafyasındaki ahlaki çöküntülerin ve manevi hastalıkların İslam'a verdiği zararlara değindiklerine dikkat çeken toplantı moderatörlerinden Mahmut Kılınç, bu buluşmanın ümmetin kurtuluşuna bir reçete olması temennisinde bulundu.
Kılınç, "Gerek katılımcılar gerekse konuşmacılar, özellikle İslam coğrafyasını sömüren ahlaki çöküntüden, manevi hastalıkların İslam'a ve İslam coğrafyasına verdiği zararlara değinmektedirler. Bu zararlara karşı ümmetin, daha çok âlimlerin üstleneceği roller konusunda gerçekten güzel sunumlar yapıldı. İnşallah bu ümmetin kurtuluşu, coğrafyanın tekrar eski günlerine kavuşması itibarıyla bir reçete olur. Bu tür buluşmalar, bundan sonrası içinde ümmete, İslam coğrafyasına bir ümit ışığı olur." dedi.
Müslümanlar bir araya gelmedikleri müddetçe başarılı olabilmelerinin mümkün olamayacağını belirten İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Abdurrahman Özekinci ise yapılan buluşmada kurumların önemine vurgu yaptı.
"Âlimlerin bu ümmeti bir araya getirmesi gerekiyor"
Özekinci, "Bizler bir araya gelip İTTİHADUL ULEMA'yı kurmamış olsaydık bu insanları burada toplamamız imkânsız olurdu. Bu yüzden Müslümanlar, özellikle de âlimlerin bu ümmeti birleştirmeleri gerekiyor. Bu da öncellikle onların bir araya gelebilmesi ile mümkündür. Bunlar âlim ve yöneticilerdir. Çünkü 'Âlimler Peygamberlerin varisleridir.' Âlimlerin bu noktadaki rolü çok önemlidir. Çünkü tarih boyunca âlimler, insanlara önderlik ve rehberlik yapmış, aynı zamanda halkın teveccühüne mazhar olmuşlardır." ifadelerini kullandı.
İnsanların bir araya gelmeden hiçbir şeyi çözemeyeceklerini söyleyen Özekinci, "Ama insanlar bir araya geldikleri, konuştukları zaman doğru istikameti bulurlar. Yani ümmet kendi aralarında birlik ve vahdeti oluşturmadan, ihtilaf ve ayrılıktan vazgeçmeden kâfirleri kendi topraklarında kovmaları mümkün olmayacak." şeklinde konuştu.
"İslam topraklarının işgal altında olmasındaki etkenlerden biri ekonomidir"
İslam topraklarının işgal altında olması, mukaddesatların ayaklar altına alınmasının en büyük sebeplerinden birinin ekonomi kaynaklı olduğunu belirten Özekinci, "Bugün Yahudiler, ekonomi zenginliğinden dolayı basın ve medya kuruluşları yoluyla çok rahat bir şekilde hükümetler deviriyor, kurabiliyor. Bundan dolayı ekonominin de önemi bizim açımızdan önemlidir." diye belirtti.
Batı'nın özellikle son iki asırdır Müslümanları sömürdüklerini, servetlerini kendi ülkelerine kaçırdıklarını dile getiren Özekinci konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Yaptıkları yetmiyormuş gibi bu işleri daha rahat yapabilmek için kendi aralarında AB'yi, NATO'yu kurmuş; hem silahlı hem de ekonomik birlik oluşturmuşlar. Eğer ümmet bu zayıflığıyla her biri bir yerde olursa, bu ümmetin fertleri, insanları ve Müslümanları onların çizmeleri altında ezilirler. Toprakları, yerüstü ve yeraltı kaynakları yağmalanır, Müslümanlar daima zillet içerisinde olurlar. Ama bir araya gelindiği zaman böyle olmaz. Elhamdulillah, İTTİHADUL ULEMA bu anlamda adımlar atmaya çalışıyor. Âlimleri bir araya getirerek ittihadı oluşturmaya çalışıyorlar." (Ramazan Zeren, Ramazan Casuk-İLKHA)