FARUK KUZU –HABER YORUM

Çocuklarının HDP tarafından dağa kaçırıldığı gerekçesiyle Diyarbakır il binası önünde evlat nöbeti tutan ailelere İstanbul ve Gaziantep’ten katılan iki anne daha katılarak sayı 48’e yükseldi.

HDP Diyarbakır İl Başkanlığının önündeki evlat nöbetine katılımlar devam ediyor. 3 Eylül'de 3 kişiyle başlayan oturma eyleminde sayı 48 oldu.

İstanbul Sultangazi’de ikamet eden İmmihan Nilifırka, Ege Üniversitesi okuyan oğlu Mehmet’in 4 yıl önce kaybolduğunu ve bir daha kendisinden haber alamadıklarını söyledi.  

Acılı anne Nilifırka, “Oğlumun hayalleri vardı, mezun olduktan sonra muhabir olacaktı. Gazeteci olacağını söylüyordu. Oğlumun hayalini yıktılar. Mezun olmasına 2 ay kalmıştı ama bırakmadılar, götürdüler. İçimizi yaktılar.” dedi.  

Oğlu Adil Kabaklı’nın Tunceli-Pülümür yolunda kaçırıldığını belirten Cennet Kabaklı, “Oğlum, usta birliğine giderken kaçırıldı. Oğlumun bırakılmasını istiyorum, HDP’liler isteseler getirebilirler. Bütün annelerin evlatlarını bıraksınlar artık, dayanamıyoruz bu acıya… Oğlum yetimdi babası o küçükken vefat etti ben onu zor durumda büyüttüm. Oğlumun artık geri gelmesini istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Her anne kutsaldır derler. Annelerin kutsallığı evlatlarına duydukları sevgi ve şefkatten olsa gerek. “Evlat nöbetindeki anneler de çocuklarının hasretiyle 26 gündür HDP il binası önünde nöbet tutuyorlar. Aslında bunda şaşılacak bir şey yok sayılır. Bir anneden böyle bir fedakarlık olağan görülür.

Ancak karşısına dikildikleri Pkk’yi tanıyanlar bu anneleri bir daha tebrik etmeleri gerektiğini iyi biliyorlar. Doğrusu şu ana kadar Pkk’nin bu annelere veya ailelerine tehditten öte bir zarar vermesi beklenirdi. Sanırım olayın medyatik olması Pkk’yi bu konuda çaresiz bırakmış. Yoksa en küçük bir muhalif sese tahammül etmeyen,geçmişi BEBEK- ÇOCUK  CİNAYETLERİYLE DOLU OLAN bu zihniyet bugüne kadar sessiz kalmazdı.

Haber kritiğinde bir haberin gündemde kalma süresi 21 gündür. Bu haberin üzerinden 26 gün geçti. Bu arada Erdoğan’ın BM konuşması, İstanbul’daki DEPREM Annelerin Nöbetinin gündem dışı kalmasına sebep oldu.

Ancak bunlar da gündemde eskimeye başladığına göre medya yine Diyarbakır’daki Annelere dönecektir. O zaman bu soruların sorulması elzemdir:

-“Annelerin Nöbetinde” dikkat çekici önemli bir nokta da bu işin ne zamana kadar süreceği ve nereye evrileceği konusudur.

-PKK olayın unut(turu)lmadığını görünce nasıl bir tepki verecek? Pkk’nin hiçbir şartta “Çocuk savaşçı” geleneğinden vazgeçmesi, bu konuda BM kararlarına uyması söz konusu değil. O halde Pkk ne yapacak? Maazallah Bu annelerin çocuklarını dağda infaz mı edecek, ailelere gözdağı mı verecek, yoksa hükümetin bir yasa çıkarması şartını mı koşacak?

-İktidar ve Devlet bu oturumları büyütebildiği kadar büyütecektir. Bu olay son dönemlerde Devletin eline geçen en büyük fırsat. Şehirdeki böylesi bir PR çalışmasının Pkk’ye verdiği zarar dağdakinden daha fazla olduğu kesindir.

-HDP ve Pkk sessiz kalarak bu işten sıyrılmaya çalışsalar da olayın büyümesi halinde nasıl bir tepki vereceklerini kestirmek güç. Pkk sürekli kan kaybetmesine rağmen iki şeyle ayakta kalmayı başarıyor 1- Dış destek 2- Devletin Pkk Sorunu ile KÜRD MESELESİ'ni birbirinden ayırt edememesinden kaynaklı hataları. Pkk’ye (İşleri düştükçe)dış destek  her zaman olacaktır ancak Devletin Kürd Meselesine bakışını gözden geçirmesi çok daha elzem ve kolaydır.