• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Şanlıurfa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Progen Tohum A.Ş. işbirliği ile “Soya ve Pamuk AR-GE Çalışmaları” konulu bir etkinlik düzenlendi.

Programa katılan konuşmacılar,  soyanın mısır ve pamukta umduğunu bulamayan çiftçiler için önemli bir alternatif olabileceğine dikkat çekti.

Yapılan konuşmalarda, Türkiye’nin petrolden sonra en çok ithal ettiği ürünün ham yağ olduğu belirtilerek, soya üretiminin artırılmasının ülke ekonomisine katkı sağlayacağı belirtildi.

Progen GAB Araştırma İstasyonunda düzenlenen programda konuşan Şanlıurfa İl Tarım ve Orman Müdür Yardımcısı Faik Çelik, Türkiye’nin sertifikalı tohum konusunda ilerleme kat ettiğini söyledi.

Çelik, “Bundan birkaç yıl öncesine kadar ülkemize sertifikalı tohum maalesef dışardan gelir, altından daha pahalı fiyatlarla çiftçilerimize sunulurdu. Ancak, son yıllarda hükümetin desteği ve iş adamlarımızın girişimleri ile bugün sertifikalı tohum üretiminde dünyada belirli bir yere gelmiş bir ülkeyiz. Sertifikalı tohumda ilimiz, Türkiye’de ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizin, petrolden sonra en çok ithal ettiği ürünlerden birisi de ham yağdır. 2018 yılında dünyada 318 milyon ton soya üretilirken, maalesef ülkemizde 140 bin ton civarında üretilmiştir. İnsan ve hayvan beslenmesinde kullanılan soyanın, gerek ham yağ açığı gerekse de yem açığı olan bir ülke için ne kadar önemli olduğunu takdir edersiniz.” diye konuştu.

Çukurova’da pamuk üretiminden vazgeçildiğini belirten Progen Genel Koordinatörü Prof. Dr. Cafer Mart, “ Birçok zararlı ile mücadelede ve verimin artırılmasında ana parametrelerden birisi ‘ekim nöbeti’dir. Soya şu an ekim sistemi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Eğer monokültür denilecek bir düzeyde pamuk, mısır ya da başka bir ürünün tarımını yaparsanız, hem verim düşer hem de hiç ummadığınız zararlarla karşılaşırsınız. Geçmiş yıllarda 4 milyon hektar alanda pamuk tarımı yapılan Çukurova’da, pamuk ekiminden vazgeçilmesinin yegâne sebeplerinden birisi Çukurova’da pamuğun monokültür tarım haline gelmesiydi. Buna bağlı olarak ‘zararlı’ problemi çok arttı, zirai mücadelenin maliyeti toplam maliyet içerisinde yüzde 30’lara ulaştı. Bundan dolayı Çukurova pamuktan vazgeçti. Aynı sorun şu an mısır için söz konusudur.” ifadelerini kullandı.

Programın ardından değerlendirmelerde bulunan Progen Tohum A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Özbuğday, “Bizler Progen Tohum olarak 25 yıldır GAP ve Harran Ovası’nda, pamuk tohumları ile başlayan hizmetlerimiz ve bu bölgedeki pamuk verimi ve kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarımız hızla devam ediyor. İnanıyoruz ki ülkemiz, bizim geliştirdiğimiz tohumlar ve diğer firmaların katkılarıyla Dünya’da ilk sıralara yükseleceğiz. Şu anda, Avustralya ve İsrail’den sonra, Dünya’da verimli ve yüksek kalitede pamuk üreten üçüncü ülkeyiz.” şeklinde konuştu.

“Birçok ülkede desteklemelerle birlikte pamuk tarımı devam ediyor”

Ülkemizde dönem dönem oluşan ekonomik sıkıntılardan dolayı alternatif üretimlere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Özbuğday, “Türkiye, tekstilde de Dünya’nın önde gelen ülkelerinden biridir. Tekstilin de temel girdisi pamuktur. Ancak pamuk, dönem dönem mali krizler, küresel gelişmeler, piyasalardaki iniş çıkışlarla birlikte dezavantajlı konuma gelebiliyor. Fiyatlar düşebiliyor. Ekonomik sıkıntı malum olduğu üzere bu sene de had safhaya ulaşmış durumda. Pamuk üreten birçok ülke desteklemelerle birlikte pamuk tarımını devam ettiriyor. Ülkemizde dönem dönem oluşan ekonomik sıkıntılardan dolayı alternatif üretimlere ihtiyaç vardır.” diye konuştu.

“Harran’da başarılı bir şekilde soya üretilebilir”

Soya bitkisinin Harran’da başarılı bir şekilde üretilebileceğini belirten Özbuğday, “En çok ithal ettiğimiz ürünlerin başında soya bitkisi geliyor. Soya, yağlı tohum olarak protein açığı ve yağ ihtiyacını karşılayan en önemli alternatif ürünlerden biridir. Türkiye, yılda 2,5 - 3 milyar dolarlık soya ve ürünleri ithal ediyor. Bizde bu noktada toprağa çok büyük oranda organik madde katkısı sağlayan, azot bağlaması, gübre ihtiyacının olmaması, yeraltı sularını kirletmemesi ve çoraklaşmayı azaltması bakımından soyanın çok önemli olduğuna inanıyoruz. Ancak uzun yıllardır sadece Çukurova’da kısıtlı kalan soyanın, Harran’da yetiştirileceğini ispatlamak için bir araya geldik. Burada Progen Ar-GE merkezimizde geliştirdiğimiz yeni soya tohumlarının Harran’da son derece başarıyla üretilebileceğini hem üreticilerimize hem de teknokratlarımıza göstermeyi arzuluyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Soya alternatif ürün arayışında önemli bir seçenektir”

Soyanın, üreticinin alternatif ürün arayışında önemli bir seçenek olması gerektiğini vurgulayan Özbuğday, “Soya öylesine güzel bir bitki ki, toprağa bağladığı azot ile bir sonraki senenin ürün mahsulüne daha az gübre atılmasını sağlıyor. Organik maddesi yüksektir. Mısır ve pamuğa göre daha az su ihtiyacı olduğu için toprağın çoraklaşmasına karşı mücadelede önemli bir alternatiftir. Bunun yanında zaten kendisi direk ülkemizin 3 milyar dolar ödediği bir üründür. Dolayısıyla da yerli üretim ile karşılanması elzemdir. Bu sebeple arzu ediyoruz ki, bugün Çukurova’da geniş çapta üretilmekte olan soya bitkisi, mısır üretimine bir alternatif olsun. Üreticinin alternatif ürün arayışında önemli bir seçenek olsun. Bunun ispatı ise arazilerimizde, araştırma merkezimizde görülebilecektir. Umut ediyoruz ki, soya üretimi ülkemize hem yüksek katma değeri sağlayacak hem de üreticilerimizin dönem dönem pamuk ve mısırda yaşadığı ekonomik sıkıntılara alternatif olacaktır.” dedi. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız