'Mütedeyyin kesimin sinema yapması önemli'
Hassan Bin Sabit Sinema Akademisi final programına katılan sinema yazarları ile yönetmenler, mütedeyyin kesimin de sinema yapması konusunda dikkat çektiler.
Hassan Bin Sabit Sinema Akademisi final programına katılan Sinema Yazarı ve Eleştirmeni Suat Koçer ile Yönetmen Abdülhamit Güler, İslami hassasiyete sahip kişi ve kurumların sinemaya ilgi duymalarının çok önemli olduğunu söylediler.
Siyer Vakfı ile Âlemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Yarışması bünyesinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın katkılarıyla yürütülen Hassan Bin Sabit Sinema Akademisi projesinin 5’inci dönem final programı yapıldı.
Birçok ünlü oyuncu, yönetmen, senarist ve sinema eleştirmenlerinin katıldığı programda sinemaya dair İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Sinema Yazarı ve Eleştirmeni Suat Koçer ile Yönetmen Abdülhamit Güler, Siyer Vakfının organize ettiği bu projelerin çok değerli olduğunu ve İslami hassasiyete sahip olanların bu alana ilgi duymalarının önemli olduğunu ifade ettiler.
“Bu tür işlerin artmasını değerli buluyorum”
“Hassan Bin Sabit Sinema Akademisi” projesini çok değerli bulduğunu belirten Sinema Yazarı ve Eleştirmeni Suat Koçer, “Ben projeyi çok değerli buluyorum. Çünkü bu tarz akademiler, seminerler ülkemizdeki sinema atmosferini zenginleştiren ortamlardır. O yüzden sayılarının artmasını temenni ediyorum. Bir şeyin çokça yapılması, sayılarının artması belki bir yönüyle olumsuz görülebilir ama bir taraftan daha nitelikli yapımların, daha nitelikli kişilerin ortaya çıkması bu işlerin artmasıyla olur. O yüzden bu tür işlerin artmasını değerli buluyorum. Elimden geldiğince de destek olmaya çalışıyorum. “ diye konuştu.
“Sinema çok geç kalınmış bir alan”
Koçer, “Dini duyarlılığı olan arkadaşlarımızın, çevrelerin bu işin içerisinde olmaları, sinemanın farkında olmaları, sinemayı kendilerini ifade etme biçimi olarak görmeleri çok anlamlıdır. Son zamanlarda mütedeyyin camia sinema ile ilgili bir takım girişimlerde yatırımlarda bulunuyorlar. Fakat çok geç kalınmış bir alan. Zararın neresinden dönülürse kardır diye düşünüyorum. Allah sayılarını arttırsın.” dedi.
“İlham kaynağı ne kadar güçlü olursa film o denli başarılı olur”
Sinema alanına yeni giren gençlere tavsiyelerde bulunan Koçer, “Bol bol kitap okuyup gözlemlesinler. Hayatı anlamaya, anlamlandırmaya çalışsınlar. Çünkü bir sinema filmini kıymetli yapan şey onun kaynağıdır, ona ilham veren şeydir. Dolayısıyla bu ilham ne kadar güçlü olursa, ne kadar gerçek olursa film o denli başarılı olur.” şeklinde konuştu.
“Zamanın ruhu artık bu araçlar üzerinden yürüyor”
Siyer Vakfı’nın organize ettiği Âlemlere Rahmet Kısa Film Festivali ve Hassa Bin Sabit Sinema Akademisinin çok önemli projeler olduğunu vurgulayan Yönetmen Abdülhamit Güler ise, “Bu organizasyon 5 yıldır yapılıyor ve artık bir dinamizm oluşturdu. Yakın zamana mütedeyyin kesimin sanatla, sinemayla arası pekiyi değildi. Dönem dönem bazı önemli isimlerin çalışma ve çabalarıyla ortaya çıkan ürünlerle bu mesafe kapanıyor gibi görünüyordu ama genel manada açık bir mesafe vardı. Sünnetullah dediğimiz mevzu, zamanın ruhu, teknolojik gelişmeler mütedeyyin camiayı da bu hususlara bigâne kalamaz hale getirdi. Bunun neticesinde de sinema atölyeleri ve benzeri çalışmalar çoğaldı. Bu çok önemlidir. Çünkü zamanın ruhu artık bu araçlar üzerinden yürüyor.” dedi.
“Bu tür çalışmaların artmasını temenni ediyorum”
Derdi olan herkesin bu araçları kullanarak bir şeyler söylemesi gerektiğini belirten Güler, “Biz Müslümanların da derdi olmaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Derdimizi dile getireceksek, çözüm yolu arayacaksak kullanabileceğimiz en önemli araçlardan birisi sinemadır. Bu noktada kısa filmler çok önemlidir. Gençlerin kendilerini güvende hissedecekleri bir takım organizasyonlarla bu mecrada yer alabilmeleri çok önemlidir. Bu açıdan Siyer Vakfı gibi çabalayanların çoğalmasını temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Gençler her alanda olduğu gibi bu alanda da kendilerini yetiştirmeliler”
“Sinemacı olmak demek bu işin tekniğine vakıf olmak değildir” diyen Güler, gençlere de şu tavsiyelerde bulundu:
“Sinema bir sanattır ve herhangi bir sanatla iştigal edecek olan herkesin hayatını o sanata vakfetmesi gerekiyor. Setin haricinde de sinema ile ilgilenmesi gerekiyor. Gençlerin de işe o şekilde bakmaları gerekiyor. Dolayısıyla hayattan beslenmesi, kendisini yetiştirmesi gerekiyor. Sinemanın tekniği, tecrübesi bir şekilde elde edilir. Ama hiçbir şeyin yerini tutmayacak olan şey yetenektir ve yeteneği doğuracak kapıların açılmasıdır. Biz kendi çapımızda bunu yapmaya çalışıyoruz. Kapıları açmaya çalışan organizasyonların çoğalması gerekiyor. Gençlerin de hayatla sinemanın bağını koparmadan her alanda olduğu gibi sinema alanında da kendilerini geliştirerek yol almaları gerekiyor. Onun dışındaki her şey bir şekilde halledilir.” (Nizamettin Aşkın- İLKHA)