ABD'den YPG'ye verilen silahlar için açıklama geldi
Sözde müttefikimiz ABD, bugünkü brifingde Suriye'deki güvenli bölge konusunda bilgiler paylaştı.
ABD IŞİD ile Mücadele Görev Gücü Direktörü Chris Maier, Pentagon'da düzenlenen brifingde, Türkiye ile ABD arasındaki, Suriye'nin kuzeydoğusunda güvenli bölge kurulması çalışmalarına ilişkin soruları yanıtladı.
Maier, Suriye'de Türkiye ile ABD'nin güvenli bölge konusunda mutabık kaldığı alanda, halen YPG unsurlarının bulunduğunu ve örgütün siperlerini yıkmasının o alanın müdahaleye açık olduğu anlamına gelmediğini söyledi.
Bölgedeki ortak çalışmalara değinen Maier, iki ülke güvenlik güçlerinin havadan ve karadan devriye faaliyetlerine devam edeceğine dikkati çekti.
Şu anda devriye operasyonlarının Tel Abyad ve Rasulayn ilçelerini kapsadığını ifade eden Maier, güvenli bölgenin uzunluk ve derinliği konusunda yorum yapmaktan kaçındı.
YPG'nin halen iki ülkenin üzerinde mutabık kaldığı alanda varlığını sürdürüp sürdürmediği ve bölgedeki paravan konseylerde örgüt mensuplarının yer alıp almadığına ilişkin bir soruya yanıt veren Maier, yönetişim unsurlarının, konsey ve çeşitli güçlerin, o alanda faaliyet gösterdiğini belirtti.
"YPG'Lİ OLMAYAN DİĞER GÜÇLER DE VAR, KALICI GÜVENLİK MEKANİZMASININ PARÇASI OLACAKLAR"
Paravan konseylerde YPG mensuplarının varlığı sorusuna yanıt vermeyeceğini belirten Maier, şöyle devam etti: "Bizim şu anda yapma konusunda kararlı olduğumuz şey YPG'nin oradan çıkarılması ve bunun nihayetinde bir güvenlik boşluğuna yol açmamasını sağlamaktır. Dolayısıyla orada YPG'li olmayan diğer güçler var. Bunlar kalıcı güvenlik mekanizmasının parçası olacaklar. Bu da nihayetinde orada daha fazla askeri güç gerektirebilir ki bunu Türkiye ve diğerleri ile çözmemiz gerekecek."
"DSG İLE ORTAKLIĞIMIZ DEVAM EDİYOR"
ABD'nin, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile Suriye'nin kuzeyinde devriye operasyonları da gerçekleştirdiğini teyit eden Maier, ABD'nin DSG'yle IŞİD ile mücadele kapsamında ortaklığının devam ettiğini kaydetti.
"YPG HALA O BÖLGEDE"
Maier, YPG'nin bölgedeki varlığına ilişkin ise "Güvenlik gücü olarak o alanda halen YPG unsurları var." dedi.
"DSG'YE SİLAH SAĞLAMAYA DEVAM EDİYORUZ, BİLGİLERİ TÜRKİYE İLE PAYLAŞIYORUZ"
ABD'nin halen DSG'ye silah verip vermediğine ilişkin bir soruya Maier, "DSG'ye faaliyetlere uygun silah ve ekipman sağlamaya devam ediyoruz, ancak bunlar spesifik olarak IŞİD ile mücadeleye yöneliktir." yanıtını verdi.
Bu konuda şeffaf olduklarını savunan Maier, sağlanan ekipman ve silahlara ilişkin bilgileri her ay Türkiye ile paylaştıklarını aktardı.
"TÜRKİYE'NİN SURİYE'YE GİRME FİKRİNİN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE GERİLEDİĞİ KONUSUNDA İKNA OLDUK"
Maier, YPG'nin bazı siperlerini yıkmasının ardından ABD'nin, Türkiye'ye karşı örgüte herhangi bir güvence verip vermediğine ilişkin bir soru üzerine de şu değerlendirmede bulundu: "Güvenlik mekanizmasının temel amacı, hem Türkiye ile müşterek bir çalışma vasıtasıyla onların güvenlik kaygılarını çözmek, hem de DSG'nin güvenliğini sağlamaktır. Bizim onlarla (DSG) ilişkimizin geçmişi de orada amacımızın IŞİD ile mücadele olduğunu onlara yeni riskler getirmek olmadığını gösteriyor. Bununla şunu kastediyorum, siperlerin kaldırılması, Suriye'nin kuzeydoğusundaki halkın daha az güvende olduğu anlamına gelmemeli. Çünkü Türkiye ile çalışırken, Türkiye'nin Suriye'ye girme fikrinin önemli ölçüde gerilediği konusunda ikna olduk."
TÜRKİYE - ABD MUTABAKATININ SONRAKİ ADIMI
Güvenli bölge mutabakatının bir sonraki adımının ne olacağına ilişkin bir soruyu ise Maier, "Şu anda bu sürecin ilk günlerinde sayılırız. Ağustos sonundan bu yana uygulanmaya başladı. Burada kullanacağım ifade, (sonraki adım olarak) yaptığımız faaliyetleri daha da yoğunlaştırmak olacak diyebilirim. Bu alanda zaten 5 hava keşif uçuşu, müşterek devriyeler, siperlerin yıkılması gibi birçok askeri faaliyet gerçekleştirdik. Bu zaman alacak bir süreç, dolayısıyla aşağı yukarı aynı şeyleri göreceksiniz." diye yanıtladı.
Ankara ile Washington arasında bu anlaşma konusunda bir güven sorunu olup olmadığına ilişkin soru üzerine Maier, Türkiye'nin, 70 yıldan uzun süredir ABD ile müttefiklik ilişkisi içinde bulunduğunu belirterek, bu süreçte iki ülkenin karşılıklı güvene dair oldukça deneyimli olduğunu dile getirdi.