Her 9 erkekten biri bu kansere yakalanıyor
Dünya genelinde her 9 erkekten birinin hayatı boyunca karşılaştığı prostat kanseri erkekler arasında görülme sıklığı en yüksek kanser türleri arasında.
Erkeklerde kanserden ölüm nedenlerinde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alan prostat kanseri, hastaların yüzde 10’unda kalıtımsal geçişle ortaya çıkıyor.
Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde bu yıl yaklaşık 30 bin hastanın prostat kanseri nedeniyle hayatını kaybetmesinin beklendiğini belirten Prof. Dr. Ali Rıza Kural, tüm bunlara karşın hastalığın tanı ve tedavisinde ilgili son yıllarda çok önemli ilerlemeler kaydedildiğinin ve açık ameliyatların yerini özellikle ‘da Vinci’ robotu ile yapılan robotik ameliyatlara bıraktığının altını çizdi.
Genetik geçişe dikkat
Kural, "Kalıtımsal olarak da bir sonraki nesile geçebilen prostat kanserinde kanser görülen ailenin erkek çocukları veya kardeşlerinin 40 yaşından itibaren serum PSA oranlarına baktırması ve düzenli olarak üroloji muayenesi yaptırması gerekiyor. Aslında tüm erkeklerin en azından 45 yaşından itibaren yılda en az bir kez üroloji muayenesi yaptırmasında fayda var ancak ailesinde prostat kanseri öyküsü olanlarda 40 yaş itibarıyla düzenli kontroller mutlaka yaptırılmalı. Bu bize daha yüksek risk grubundaki hastalar için erken tanı imkanı sağlıyor." dedi.
Kural, özellikle 1980’lerde PSA kullanılmaya başlandıktan sonra bu hastalıktan ölüm oranlarında azalma sağlandığını hatırlattı.
Prostat kanserinin tedavisinde ‘da Vinci’ robotu ile yapılan robotik ameliyatlar giderek daha fazla kullanıldığını söyleyen Kural, "Robot teknolojisinden biz de yararlanıyoruz ve artık açık ameliyatlar yerine daha çok da Vinci robotu ile yapılan ameliyatları tercih ediyoruz. Bu teknolojilerin yanı sıra fokal ve sistemik tedavilerde de farklı ilerlemeler kaydedildi. Fokal tedavi yani sadece tümörün tedavi edildiği yöntemler henüz deneme aşamasında ve kullanımı sınırlı. Ancak sistemik tedavilerde geliştirilen ilaçlar kanserin metastaz yapması yani yayılmış olması nedeniyle ameliyat edilemeyen hastaların bile daha uzun yaşayabilmesini sağlıyor. Uygulanacak tedavinin şeklinde ve başarısında erken tanı, tümörün tipi gibi faktörler önemlidir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)