Bitlis’te “Teröre lanet, kardeşliğe davet mitingi” yapıldı. Çocukları dağa kaçırıldığı gerekçesiyle HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemini sürdüren ailelere destek için binlerce Bitlisli yürüyüş yaptı.

Bitlis Merkez Gökmeydan’da bir araya gelen binlerce Bitlisli sık sık tekbir getirerek, “Kahrolsun PKK” sloganları attı. Merkez Ulu Camii önüne kadar yürüyen kalabalık burada bir miting gerçekleştirdi.

Çocukları dağa kaçırıldığı gerekçesiyle HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemini sürdüren ailelere destek verilen mitingde, ailelerin yalnız olmadığı mesajı verildi.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlanan mitingde konuşan Eğitime Destek Platformu Doğu Anadolu Bölge Koordinatörü Avukat Kadir Köstekçi, basın açıklaması şeklinde planladıkları programın, yoğun katılım nedeniyle mitinge dönüştüğünü söyledi.

“35 yılda 20 bin çocuğu dağa götürdüler”

35 yılda 20 bin çocuğun dağa götürüldüğüne dikkat çeken Köstekçi, “Geçmişe baktığımızda; 283 Okul hasar gördü/yakıldı. 142 Öğretmen şehit oldu. 135 Cami hedef alındı.11 Kur’an kursu tahrip edildi. Sağlıkçılara saldırıldı, ambulanslar yakıldı. 35 yılda 20 bin çocuk, 2013-2015 arası ise 2 binden fazla çocuk dağa götürüldü. Defalarca sivil halk hedef gösterildi ve katliamlar yapıldı. Kürt halkına huzur getireceğini belirten terör örgütünün sivillere verdiği zararın bir kısmı bunlardır. Bu nedenle artık siviller olarak biz de önceden olduğu gibi bundan sonra da bu eylemlere karşı sesimizi yükseltiyoruz.” dedi.

“Analarının cesaretini kutluyoruz”

Diyarbakır’da evlatların için nöbete devam eden ailelerin direnişini desteklediklerini dile getiren Köstekçi, şunları söyledi:

“Diyarbakır analarının cesaretini kutluyoruz. Bu cesaret hepimizde büyük bir umut uyandırmıştır. O anaların mücadelesine, azmine, cesaretine ve duruşuna selam olsun. Rabbim onlarla olsun. Bu duruş, huzur adına inanılmaz imkanlar sunmaktadır. Bu nedenle bu cesareti, bu eylemi gönülden alkışlıyoruz. Bu duruşun terörü bitireceği inancı hepimizi sarmıştır. Terör örgüttü tarafından kaçırılan çocuklar için başlatılan ‘Analar Kıyamı’ ülkemizin ve milletimizin geleceğine dair sevinç ve barış ümitlerini yeşertecek bir anlam ve hakikatli bir sesi içinde barındırmaktadır.  Her türlü etkiden uzak, sadece ana yüreğinin gücünün sürdürülmesi konusunda tüm dualarımız ve desteklerimiz analarımızla beraberdir. Allah; bu belanın defedilmesi, onların eli ile olacaksa, o ellere güç ve kudret versin. Terörün bölgenin üstündeki kara bir bulut olduğu hepimizin malumudur.  Bu kara bulutun üstümüzden uzaklaştırılmasında hepimize düşen vazifeler vardır. Bu nedenle bizler terör örgütünü ve kanlı eylemlerini nefretle kınıyor, bölgemizin üstündeki kara bulutun dağılmasını, bölgenin artık huzur ve refaha kavuşmasını diliyoruz.”

“Anaların direnişi bizim direnişimizdir”

Mitingde bir konuşma yapan Medeniyet Platformu Dönem Başkanı Cengiz Şahin ise “Anaların direnişi bizim direnişimizdir.” diyerek, çocukları dağa kaçırılan ailelerinin acılarını paylaştıklarını ve direnişlerini desteklediklerini belirtti.

Konuşmasında Şahin, “Bizler teröre karşı sivil inisiyatif olarak zülüm, acı gözyaşı nereden ve kimlerden gelirse gelsin, siyasi görüşüne, mezhebine, meşrebine ve inancına bakmaksızın tepkimizi vermek, sonuna kadar mağdurun ve mazlumun yanında olacağımızı göstermek için buradayız olmaya da devam edeceğiz. Kulp’ta meydana gelen saldırıyı nefretle kınıyoruz. Bu saldırının amacı, anaların duruşunu etkilemek ve onları korkutup davalarından caydırmak ve zarar vermek gayesi ile yapıldığı aşikârdır. Ancak anaların duruşunda bir değişiklik olmadığını görüyoruz. Anaların direnişi bizim direnişimizdir.  Çocukları dağa kaçırılan ailelerinin acılarını paylaşıyor ve direnişlerini destekliyoruz.” dedi.

“Anneler fedakârlık ve şefkatin sembolüdür”

Diyarbakır’da bulunan fedakâr annelerin arşa yükselen feryadının herkesi derinden yaraladığının altını çizen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diyarbakır’da bulunan fedakar annelerimizin arşa yükselen feryatlar ve yürekleri inleten gözyaşları, hepimizi derinden yaralamıştır. Anneler, evlatlarını dağlara göndermek istemiyor. Evlatlarına kavuşmak istiyorlar. Buna kulak verilmeli ve hiçbir güç annelerin iradesine karşı koyamaz ve koymalıdır. Bir evlat kolay yetişmiyor, bugün gelinen noktada kimin mezar başında evlat, eş ve baba acısını çekiyor. Kimi de dağda bayırda evladının akıbetini arıyor. Artık bu annelerin feryadına kulak verilmeli ve evlatlarına kavuşmaları sağlanmalıdır. İnançlı, milletine ve devletine bağlı Bitlis halkı, görüşlerini istismar edecek, farklı ideolojilerin insafına terk olmamıştır olmayacaktır. Bu sebepten ötürü böyle yetişecek genç neslin manevi değerleri ışığında, kültür ve geleneklerini yaşayacak, devletine ve milletine sadakat ile bağlı bir neslin yetişmesi halinde, dış odakların halkımız üzerindeki oyun ve tuzakları tutmayacaktır. Diyoruz ki anneler fedakârlık ve şefkatin sembolüdür. Annelerin feryatlarına kulak vermeyen toplumların sonu hüsrandır. Yüreği yanan bu annelerin haklı feryatlarına saygı duyuyor ve sivil inisiyatif olarak annelerimizin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz.”(Şükrü Tontaş-İLKHA)