“Beyin-bilgisayar arayüzleri, insanları telepatik yapacak”
İnsanlar “kelimeler olmadan, birbirlerinin düşüncelerine kavramsal düzeyde erişerek” iletişim kuracak
Önde gelen bilim insanlarına göre, yapay zeka kullanarak insan beynini bilgisayarlara bağlayan sinirsel arayüzler, bireylerin diğer kişilerin düşüncelerini okumasını sağlayacak.
Bilim topluluklarından Royal Society’nin yeni raporu, bu tür teknolojinin faydalarını ana hatlarıyla ortaya koyarken, yanlış kişilerin ellerine geçmesininse ciddi riskler oluşturabileceği uyarısında bulunuyor.
Beyin-bilgisayar arayüzleri halihazırda Facebook ve Elon Musk’ın Neuralink’i tarafından geliştiriliyor. Söz konusu raporsa 2040’a kadar sinirsel arayüzlerin Alzaymır gibi hastalıkların etkin tedavisinde “bilindik bir seçenek” olacağını tahmin ediyor.
İnsanların fiziksel olarak deneyimlemeden sanal olarak tatmalarına, koklamalarına ve görmelerine imkan veren beyin implantları gibi daha fazla fütürist aplikasyonun çoğalması bekleniyor. Rapor ayrıca bu tür donanımların insanların hafızasını nasıl güçlendirebileceğini, önsezilerini nasıl geliştirebileceğini ve hatta düşüncelerin bir kişiden diğerine aktarılmasına nasıl imkan sunacağını da detaylandırıyor.
Raporda “İnsanlar bir dereceye kadar telepatik olabilir; sadece konuşmadan değil kelimeler olmadan da, yani birbirlerinin düşüncelerine kavramsal düzeyde erişerek de sohbet edebilir. Bu meslektaşlar arasında emsalsiz işbirliği ve arkadaşlar arasında da derin sohbetler sağlayabilir. Sadece düşünceler değil duyusal deneyimler de beyinden beyine aktarılabilir. Tatilde olan biri gördüklerinin, duyduklarının ya da tadına baktıklarının ‘sinirsel kartpostalını’ evdeki arkadaşının zihnine ışınlayabilir” ifadesi kullanılıyor.
Rapor, bu teknolojinin geliştirilmesini yönlendirmek amacıyla, her geçen gün gelişen bu alanda ulusal araştırma başlatması için hükümete çağrıda bulunuyor. Mahremiyetin koruma ve teknolojinin gözetim aracı olarak kullanılmasını önleme gibi etik kaygıları da çerçevelendiriyor.
Bu teknolojilerin insan olmayı nasıl etkileneceğine ilişkin sorular da gündeme getiriliyor. Eğer vücuda yerleştirilebilen mikroçipler belirli karar verme süreçlerinde kontrolü ele geçirirse, bu kişi hala insan mı yoksa artık yarı-makine mi olacak?
Raporun eş başkanlarından Imperial College London’ın profesörlerinden Christofer Toumazou, “Sinirsel arayüz uygulamaları bugün hayal bile edilemiyor. Ama birkaç yıl önce akıllı telefonlar için de durum böyleydi” dedi.
Toumazou sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu uygulamalar Birleşik Krallık’a çok büyük ekonomik faydalar getirebilir ve NHS (Ulusal Sağlık Sistemi ç.n), kamu sağlığı ve sosyal bakım gibi sektörleri dönüştürebilir. Fakat teknolojik geliştirmeler bir avuç şirket tarafından dikte edilirse o zaman daha az ticari uygulamalar kenara itilir. Bu nedenle biz hükümete ulusal bir araştırma başlatması çağrısında bulunuyoruz.
Bu yılın başlarında Neuralink insan beynini doğrudan bilgisayara bağlayan “iplik” implantları açıklayarak ilk büyük duyurusunu yapmıştı.
Bu teknoloji, omurilik felci olanların iletişim becerilerini geliştirmek için bilgisayarları kontrol etmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Ancak Neuralink CEOsu Elon Musk, teknolojinin “sonunda yapay zekayla bir tür ortak yaşam elde edeceğini” de söylemişti.
İleri yapay zekanın tehlikeleri konusunda sürekli uyarılarda bulunan Musk, gelecekte insanların makinelerin çok gerisinde kalabileceğini ve sonunda makinelerin insanları, şu anda insanların evcil hayvanlarını gördüğü gibi göreceğini ileri sürüyor.
Musk, 2016’da yapılan bir teknoloji konferansında “Ev kedisi olma fikrini sevmiyorum ama çözüm nedir? Bence belki de en iyi görünen çözümlerden biri, bir yapay zeka katmanı eklemek” dedi.
Musk, gelişmiş yapay zekayla bu eşitliği sağlamanın anahtarının Neuralink’te geliştirilmekte olan bir tür “sinirsel bağ” olduğunu kaydetmişti. Musk’in şirketi söz konusu teknolojinin klinik denemelerine gelecek yıl başlamayı planlıyor.
Facebook ise yeni siborg dönemini “insan odaklı programlamada bir sonraki büyük dalga” olarak nitelendiriyor. Şirket, telepatik iletişime yönelik belki de ilk adım olarak bir kulaklık üzerinde çalışıyor.
Facebook temmuzda, Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan makalesinde, bir kişinin düşüncelerini doğrudan bilgisayar ekranına aktarabilen kulaklığı tanıtmıştı. Kulaklık şu anda sadece küçük kelimeleri çözümleyebiliyor ancak şirket, bir gün düşünceleri de sorunsuz bir şekilde kopyalayacağını umuyor.
O dönem bir blog yazısında Facebook, “Günümüz akıllı telefonlarının tüm bilgisinin, eğlencesinin ve kullanılabilirliğinin anında ve dokunmaksızın erişebilir olduğu bir dünya düşünün. (...) Bundan 10 yıl sonra, doğrudan beynimizden yazabilme yeteneği kabullenilecek. Yakın zamana kadar bu bilim kurgu gibi geliyordu. Şimdi inandırıcı geliyor” ifadesini kullandı.