"Muharrem ayı aşure günü ile anlam kazanır"
Kur’an Nesli Platformu Şanlıurfa Bölge Koordinatörlüğü tarafından “Aşure günü” münasebetiyle yayımlanan mesajda, Muharrem ayının aşure günü ile anlam kazandığı, aşure günü’ne de anlam kazandıran hadisenin “Kerbela olayı” olduğu vurgulandı.
Kur’an Nesli Platformu Şanlıurfa Bölge Koordinatörlüğü tarafından “Aşure günü” münasebetiyle bir mesaj yayımlandı.
Platform sözcüsü Mahmut Kışlar tarafından yayımlanan mesajda, Muharrem ayının aşure günü ile anlam kazandığı, aşure gününe de anlam kazandıran hadisenin “Kerbela olayı” olduğu vurgulandı.
Mesajda Muharrem ayının büyük bir öneme sahip olduğu vurgulanarak, “Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd, iki cihan güneşi Hazreti Muhammed’e, O’nun pak ehl-i beytine ve O’nun yolunu sürdüren Müslümanlara salat ve selam olsun. Muharrem ayı, hicri aylar içinde ‘Barış ayları’ olarak da bilinen Haram aylara ismini veren aydır. Bu ay, İslam tarihinde büyük bir önem ve değere sahiptir. Muharrem ayına büyük anlam kazandıran ana nedenlerden biri de aşure günüdür.” denildi.
Aşure gününde birçok Peygambere Allah tarafından ikramda bulunulduğuna vurgu yapan Kışlar, “Muharrem ayının onuncu günü, aşure günü, İslam tarihinde önemli bir yeri ve kıymeti olan bir gündür. Yüce Allah, bu günde birçok Peygambere ikram ve ihsanda bulunmuştur. Bundan dolayıdır ki, Peygamber Efendimizden önceki dönemlerde, bu günün hürmet ve kıymetine binaen oruç tutulurdu. Hatta Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) Mekke’de iken aşure orucunu sürekli tutardı. Medine’ye hicret ettikten sonra ise Ramazan orucu farz kılındı. Bu sırada Hazreti Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyurdular ki, ‘Ben, Aşura günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah’tan umarım.’ Peygamberimiz, sonraki dönemlerde bile ashabını bu orucu tutmaya teşvik etmiştir.” şeklinde ifade etti.
Aşure gününe anlam kazandıran en önemli olayın Hazreti Hüseyin’in şehadeti olduğunu belirten Kışlar, “Muharrem ayına ve aşure gününe anlam kazandıran önemli bir hadise de, Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) torunu Hazreti Hüseyin ve yetmişten fazla masum insanın Kerbela`da şehit edilmesidir. Yürekleri yakan bu acı olay, mezhebi, meşrebi, kültürü, coğrafyası ne olursa olsun, Resûl-i Ekrem’e (sallallâhu aleyhi ve sellem), ashabına ve ehl-i beyte muhabbet besleyen tüm müminlerin ortak acısıdır. Kerbela hadisesinde Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının, uğruna can verdikleri yol, Peygamber Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) yoludur.” diye konuştu.
“Kerbela halkın rızasına değil Hakk’ın rızasına talip olmaktır”
Mesajın devamında Kerbela’daki hak ve adalet savaşının devam ettiğine vurgu yapılarak, “Kerbela’yı anlamak, Kerbela’yı yaşamak; hakka, hakikate, hürriyete ve adalete sevdalı olmak demektir. Kerbela’yı anlamak; hayatına mal olacağını bile bile yola revan olmaktır. Kerbela’yı anlamak; halkın rızasına değil, Hakk’ın rızasına talip olmaktır. Kerbela’yı anlamak Ehl-i Beyt’in manevi şahsında Hazreti Peygamberi anlamaktır. Tarihin farklı zamanlarında ve farklı mekânlarda olsak da Kerbela’daki hak ve adalet savaşı devam etmektedir. Yüce Rabbimiz bizleri Hazreti Hüseyin’in o mübarek davasını omuzlayanlardan ve Yezidlerin bütün tehdit ve baskılarına karşı mücadele ruhunu kaybetmeyenlerden eylesin.” denildi.
Mesaj şu ifadelerle sona erdi,
“Bu vesileyle Kur’an Nesli Platformu olarak, aşure gününün tüm İslam âlemi tarafından hakkıyla idrak edilmesini ve bu günün ruhuna uygun bir şekilde başta nefislerimiz olmak üzere, zamanın küfür ve tuğyan seline karşı Hazreti Hüseyin’in gösterdiği o büyük fedakârlığın ve kıyam ruhunun hayatlarımıza hâkim olmasını temenni ediyoruz.” (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)