Anlaşmasız Brexit AB'yi de vurur
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılma sürecinin giderek bir kördüğüme dönüştüğü dönemde, olası bir anlaşmasız Brexit'ten sadece İngiltere'nin değil, AB'nin de büyük zarar göreceği tahmin ediliyor.
Brüksel /AA / Şerife Çetin / Analiz
Anlaşmasız Brexit AB'yi de vurur
AB ile İngiltere arasında varılan ayrılık anlaşmasının İngiliz parlamentosunda üç kez reddedilmesi ve Başbakan Boris Johnson'un yeni ayrılık tarihi olarak belirlenen 31 Ekim'de anlaşmalı ya da anlaşmasız Brexit'i gerçekleştirme konusundaki kararlılığı, birliği anlaşmasız ayrılık ihtimaline karşı hazırlığını artırmaya itiyor.
Son raporunda, Brexit'in üye ülkelerde doğuracağı olumsuz ekonomik sonuçlarla mücadele kapsamında, doğal afetler için kullanılan fondan pay aktarılacağını duyuran AB, en çok etkilenecek sektörler, vatandaşlık hakları, ticari ilişkiler gibi birçok alan için önlem alıyor.
Alınan önlemlere rağmen olası bir anlaşmasız ayrılıktan sadece İngiltere'nin değil, AB'nin de derinden etkileneceği öngörülüyor.
AB ile İngiltere'nin gelecekteki ilişkisi
Brexit'ten sonra AB ile İngiltere arasında ticari ve siyasi ilişkilerin, "Siyasi Deklarasyon" olarak bilinen metinle belirlenmesi öngörülüyor.
Bu deklarasyon, İngiltere ve AB'nin Brexit'ten sonra ticaret ve ekonomi, hukuk, dış politika, savunma gibi alanlarda ne tür bir iş birliği yürüteceğine ışık tutuyor.
Ayrılık anlaşmasından farklı olarak onaylanması gereken bu metnin, olası bir anlaşmasız ayrılık durumunda anlamını yitireceği değerlendiriliyor.
Taraflar arasında ciddi bir güven zedelenmesine yol açacak anlaşmasız Brexit sonrasında tarafların "iyi niyetle" gelecekteki siyasi ve ticari ilişkilerini inşa etmeleri zor görünüyor.
Bu durumun hem İngiltere'ye hem de AB'ye siyasi anlamda zarar vereceği düşünülüyor.
İrlanda-Kuzey İrlanda sınırı
İngiltere'nin ayrılık anlaşmasını reddetmesinin temel nedeni, İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasına Brexit'in ardından fiziki sınır getirilmesini önlemeyi amaçlayan "tedbir maddesi" olarak ön plana çıkıyor.
AB tarafı ise "tedbir maddesinin" kesinlikle müzakereye edilmeyeceğini ve anlaşmanın değişmez parçası olduğunu savunuyor.
Ancak anlaşmasız Brexit halinde, İngiltere'nin İrlanda Cumhuriyeti'yle arasında sınır inşa etmesini engelleyen bir unsur da kalmıyor.
Böylelikle AB'nin, en çok önem verdiği hususlardan biri olan İrlanda ve Kuzey İrlanda arasındaki fiziki sınır konusunda ciddi yenilgiye uğrayabileceği öngörülüyor.
En fazla İngiltere'yle sınırı olan ülkeler etkilenecek
AB kaynakları, anlaşmasız Brexit'in ekonomik olarak en fazla İngiltere'yle sınırı bulunan üye ülkeleri vuracağını öngörüyor.
Diğer taraftan tarım ve balıkçılık sektörleriyle İngiltere'yle ticaret yapan AB'li küçük ve orta boy işletmelerin büyük darbe alacağı tahmin ediliyor.
Anlaşmasız ayrılık durumunda İngiltere'nin mali yükümlüklerini yerine getirmemesi halinde ise AB bütçesinde önemli bir açık oluşabilir.
Financial Times gazetesi, Brexit'in "AB'yi daha fakir, düşük verimli ve düşük istihdamlı" bir birliğe dönüştüreceğini savunuyor.
AB önemli bir üye kaybediyor
Genellikle yeni üyeleri kabul ederek "genişleme süreçleriyle" tanınan AB'nin ilk kez bir üyesini kaybediyor olması, birliğin imajına da önemli ölçüde zarar veriyor.
Öyle ki İngiltere'nin ayrılışının "AB ile arası çok iyi olmayan" üyeler için de örnek olacağı korkusu ilk zamanlara göre azalsa da hala geçerliliğini koruyor.
Diğer yandan AB, son dönemde sıklıkla "küresel bir aktör" olma yolunda ilerlediğini vurguluyor. Dünya genelinde beklentinin de AB'nin daha aktif rol oynaması yönünde olduğunu savunan birlik yetkilileri, bu çerçevede ortak savunma gibi alanlarda iş birliğini artırmaya çalışıyor.
Ancak İngiltere gibi önemli bir askeri gücün birlikten "anlaşmasız" ayrılarak, gelecekte inşa edilecek siyasi-askeri ilişkilere gölge düşürmesi ihtimali, AB'nin bu anlamda ciddi bir şekilde elini zayıflatıyor.
Halihazırda birlikte Almanya'dan sonra en büyük ekonomiye sahip olan İngiltere, birliğin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası'nın yaklaşık yüzde 15'ini temsil ediyor. Demografik açıdan bakıldığında ise İngiltere AB nüfusunun yüzde 13'ünü oluşturuyor.
NATO'da ABD ve Fransa'dan sonra en güçlü askeri kapasiteye sahip ülke olarak ön plana çıkan İngiltere'nin aynı zamanda nükleer silahları da bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin de daimi üyesi olan İngiltere gibi önemli bir üyeyi kaybetme ve gelecekte zayıf ilişkiler inşa etme olasılığı, AB'nin oynayacağı "küresel aktör" rolüne açık bir şekilde gölge düşürüyor.
Kaynak: Bu analiz “AA”dan alıntıdır. Tüm “alıntı analizler” gibi yazıdaki ifadeler ve görüşler sahibine aittir.