• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
AB’nin gözü korktu! KAPILARI AÇMAYIN ANLAŞALIM
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DOĞRUHABER

Suriyeli mülteciler konusu AB ile Türkiye arasında tartışılmaya devam ediyor. Son günlerde Baas rejiminin yoğun saldırıları altında olan İdlip’te yeni bir göç dalgası bekleniyor. İdlip’teki insani dramı görmezden gelen Avrupa Birliğine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Destek verecekseniz verin. Biz de kapıları açmak zorunda kalırız” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri üzerine AB’den arka arkaya açıklamalar geldi. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Natacha Bertaud, ‘İyi niyetlerle bu anlaşma temelinde Türkiyeli ortaklarımızla hareket edebileceğimize olan güvenimiz devam ediyor’ derken Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise “Türkiye'nin memnuniyetsizliğini görüşmek gerekir” ifadelerini kullanarak anlaşmaya bağlı kalınması gerektiğini belirtti.

ERDOĞAN: KAPILARI AÇMAK ZORUNDA KALIRIZ

Başta Avrupa Birliği’nin Suriyeli mültecilerle ilgili politikasının yetersiz olduğundan şikayet eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim yaptığımız harcamalar 40 milyarı buldu. AB’den gelenler uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla gelenler AFAD ve Kızılay’a geliyor. 3 milyar Euro gibi bir destek geldiği ifade ediliyor. Verilen sözleri bunlar tutmadılar, biz ise verseler de vermeseler de bu adımı atmaya devam edeceğiz. Güvenli bölgelere dönen Suriyeli sayısı 350 bini buldu. Biz bunu yeterli bulmuyoruz.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Konteynır kentlerde çadır kentlerde insanca yaşamak söz konusu değil. Biz konut yapalım; siz, mali ve lojistik destek verin Suriye’nin kuzeyinde. Sayın Trump’ın 20 mil dediği 30 km derinlik, sınır 910 km buralara bu konutları yapalım insanca yaşam imkanı sağlayalım. 3 milyon 650 bin Suriyeli var, İdlib tehdidi var. Ama bizi bu yolculuk bizi farklı yere doğru götürebilir. Oldu, oldu olmadı; biz de kapıları açmak zorunda kalırız. Destek verecekseniz verin. Vermeyecekseniz kusura bakmayı bir yere kadar katlandık katlanıyoruz. Bu yükü sadece biz mi çekeceğiz. AB ve Batı dünyasından gereken desteği alamadık almak için de bunu yapmak zorunda kalabiliriz” dedi.

“NE BİR TEHDİTTİR NE DE BİR BLÖFTÜR”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine açıklık getirdi.

"Bu ne bir tehdittir ne de bir blöftür. Bu bir gerçektir" diyen Oktay, devamla şunları kaydetti: "Nasıl olsa yeni göç akımı dalgası başlarsa Türkiye bunu göğüsleyecektir yaklaşımı ve rahatlığı, kesinlikle yanlış bir rahatlık ve yaklaşımdır. Türkiye hiçbir ülkenin bekçisi değildir. Onların göçmen deposu değildir. Oluşturdukları krizlerin de faturasını ödeyecek ülke değildir."

AB, İDLİP TRAJEDİSİNİ İZLEMEKLE YETİNİYOR

Türkiye, Rusya ve İran arasında varılan mutabakat çerçevesinde çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlip’te saldırılar hız kesmiyor. Baas Rejimi, Rusya ve İran saldırılarının hedefinde olan İdlip’te binlerce sivil katledildi. Yüzbinlerce sivil ise İdlip’in merkezine yaklaşan saldırılardan kaçmak için Türkiye sınırına doğru göç etti. 4 milyona yaklaşan nüfusuyla sivillerin Suriye’deki son sığınağı halindeki İdlip artan saldırılardan dolayı yeni bir trajediyle karşı karşıya. Türkiye yeni bir göç dalgasına karşın hazırlıklarını Suriye’nin Kuzeyinde yaparken AB ülkeleri ise İdlip’teki trajediyi izlemekle yetiniyor. Rejim saldırılarının artması halinde Türkiye sınırına göç edecek Suriyeli sayısının 1 buçuk milyonu geçeceği tahmin ediliyor.

“YARDIMLARI KISA SÜRE İÇİNDE AKTARACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘kapıları açmak zorunda kalırız’ açıklamasının hemen ardından AB yetkililerinden peş peşe açıklamalar geldi. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Natacha Bertaud, geçtiğimiz hafta AB ve Türkiye arasında gerçekleşen temaslarda her iki tarafın da yapılan göç anlaşmasına bağlı kalacağını teyit ettiğini hatırlatarak, “İyi niyetlerle bu anlaşma temelinde Türkiyeli ortaklarımızla hareket edebileceğimize olan güvenimiz devam ediyor” açıklamasını yaptı. Bertaud, "AB söz verdiği yardımları vermedi" ifadesine ilişkin olarak da şunları söyledi: "Sığınmacılar için 2015 yılında Türkiye'de kurulan tesislere destek vermeye devam ediyoruz ve bu desteğimiz Türkiye'de bulunan sığınmacıların yaşam koşullarına ve güvenliğine önemli seviyede katkıda bulunuyor. Bu alana ayrılan 6 milyar euroluk fonun bugüne kadar 5,6 milyar euroluk bölümünü aktardığımızı hatırlatmak isteriz. Geri kalan kısım da kısa süre içerisinde aktarılacak."

HOLLANDA BAŞBAKANI: “TÜRKİYE'NİN MEMNUNİYETSİZLİĞİNİ GÖRÜŞMEK GEREKİR”

Erdoğan’ın sözleri sorulan Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise "AB ve Türkiye arasındaki göçmen mutabakatı ile ilgili AB'nin anlaşmayı uygulaması konusunda Türkiye'nin memnuniyetsizliğini görüşmek gerekir. Bu da AB Komisyonu ile Türkiye arasında olması gereken bir görüşmedir." ifadesini kullandı. Türkiye'de çok sayıda Suriyeli sığınmacının bulunduğunu ve bunun büyük bir çalışma olduğuna dikkat çeken Rutte, "Suriye dışında bulunan Suriyelilerin büyük bölümü Türkiye'nin güneyinde olan mülteci kamplarında ve özellikle toplum içerisinde bulunuyor. Ben Türk makamlarının bunu iyi bir şekilde yönetmek için ellerinden geleni yaptığı görüşündeyim. Mart 2016'da yapılan AB ve Türkiye arasındaki göçmen mutabakatı çerçevesinde iş birliğini iyi yapacağımızı anlaştık. Burada Yunanistan ve AB'nin de rolü var." diye konuştu.

GERİ KABUL ANLAŞMASI NEDİR?

6 Aralık 2013 tarihinde AB-Türkiye arasında imzalanan Vize Muafiyeti Anlaşması kapsamında 28 Haziran 2014 tarihinde, “Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşma; Türkiye’de veya AB’ye üye olan ülkelerden birinde yasadışı olarak bulunan, ülkede bulunma ve ikamet etme koşullarını sağlamayan kişilerin, anlaşma gereğince ilgili ülkeye geri gönderilmesini amaçlamıştır. Ayrıca Avrupa Birliği, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin barınma, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için 6 Milyar Euro yardım taahhüt etmiştir. Gelinen noktada Avrupa’ya göç dalgası büyük ölçüde durdurulmuş fakat AB’nin vize muafiyeti ve yardımlar noktasında üzerine düşen görevi yerine getirmediği görülmüştür.

Bu haberler de ilginizi çekebilir