İşgalciden Kanlı Seçim Vaatleri
Siyonist işgal rejimi, 17 Eylül’de seçime gidecek. İşgalciler, iktidarıyla muhalefetiyle sözde güvenlik politikaları adı altında daha fazla savaş vaadi veriyor. Filistinli Araştırmacı Salah Avavde’ye göre, “Seçim kampanyasındaki ana temanın güvenlik olması işgal rejiminin büyük tedirginlik yaşadığını gösteriyor”
DOĞRUHABER
Siyonist işgal rejimi kana doymuyor. Yıllardır İslam coğrafyasına bir hançer gibi saplanan işgal rejimi, seçim vaatleri de kan üzerine dönüyor. İktidarıyla muhalefetiyle tüm partilerin ortak vaadi daha fazla savaş daha fazla kan üzerine kurulu. İşgal çetesindeki seçimleri gazetemize değerlendiren Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Araştırmacısı Salah Avavde, “Tüm partiler güvenlik adı altında savaşı teşvik ediyor ve daha fazla kan akıtacaklarını belirtiyor. Seçimin ana temasının bu olması işgalcilerin daima korku ve tedirginlik içinde yaşadığını gösteriyor.” dedi.
“İŞGAL REJİMİ KORKU VE TEDİRGİNLİK İÇİNDE”
İşgal rejiminde seçim vaatlerinin neden sürekli savaş üzerine olduğu sorusunun cevabının arka planına değinen Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Araştırmacısı Salah Avavde, “Bunun altında psikolojik sebepler yer alıyor. Güvenlik konusu üzerinden tüm partilerin seçim kampanyası yürüttüğü bir yerde o toplumun bir paranoya yaşadığının kanıtıdır. Baktığımız zaman partilerin ortak propagandası işgal rejiminin korunmasına yönelik. Tüm bunlar onların şu an bulundukları toprakları kendilerine ait görememelerinden ve kuşatılmışlık hissine kapıldıklarını gösteriyor. Bundan dolayı daima korku ve tedirginlik içinde yaşıyorlar. Şu an işgal rejiminde seçimin teması bu.” şeklinde konuştu.
SÖZDE İKTİDAR DA MUHALEFET DE ‘GÜVENLİK’ KONUSUNU ÖN PLANDA TUTUYOR
17 Eylül’deki seçimde partilerin seçim kampanyalarıyla ilgili örnekler veren Avavde, “Örneğin Netanyahu ve partisinin seçim propagandasının ana teması şöyle; ‘şu ana kadar israil’i biz koruduk, bundan sonra da biz koruyacağız. Bizden başka bir parti gelirse israil korunamaz. israil yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Beka sorunu yaşıyoruz.’ Netanyahu, bu gibi sebeplerle işgal çetesinin başında kalması gerektiğini seçmenlerine anlatarak oy istiyor. Diğer bir iddialı parti ve şuan ana muhalefette yer alan Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz ise ‘ Şu an iktidarda olan partinin politikaları yüzünden israil’in tehdit altında olduğunu, Gazze sorunun çözülemediğini, Filistinlilere daha fazla baskı yapılacağını ve kendileri iktidar olduğunda tüm bu ‘sorunlarla’ daha kararlı bir şekilde başa çıkacaklarını’ iddia ediyor. Tıpkı iktidar partisi gibi ana muhalefet partisi de güvenlik endişelerini ön planda tutarak oy almanın çabası içerisinde.” ifadelerini kullandı.
“İŞGAL REJİMİNDE BÜTÜN PARTİLER SAVAŞI TEŞVİK EDİYOR”
Daha önce işgalci Netanyahu hükümetinde yer alan Liberman’ın partisinin söylemlerinin benzer şekilde güvenlik endişeleri olduğunu belirten Salah Avavde sözlerini şöyle sürdürdü: “Savunma bakanıyken istifa eden Liberman, seçim kampanyasını Netenyahu’nun başarısızlığı üzerine kurgulamış. Sürekli olarak güvenlik tedbirlerinin yetersiz olduğundan ve kendi iktidarlarında işgal rejiminin daha güvenli bir hal alacağından söz ediyor. Ayrıca diğer partiler de güvenlik adı altında savaşı teşvik ediyor ve daha fazla kan akıtacaklarını belirtiyor.”
“‘MÜSLÜMANLARI MESCİD-İ AKSA’DAN KOVACAĞIZ’ PROPAGANDASI YAPILIYOR”
Geçtiğimiz günlerde bir yazı kaleme alan Filistinli Aktivist Musa Hicazi ise, “Irkçı söylemlerde bulunan aşırı sağcı isimlerin siyasi yasakları kaldırıldı ve artık işgal rejiminin meclisine girebilecekler. Bundan sonraki süreçte siyasette aktif olarak yer almak isteyen aşırı sağcı Yahudiler, ‘Müslümanları Mescid-i Aksa’dan kovacağız. Teröristler idam edilecek. Teröristlerin aileleri ülkeden kovulacak. Evlerin yıkılmasını artıracağız.’ şeklinde vaatlerde bulunuyorlar. İşgalci israil’de 17 Eylül’de seçimler olacak ve bu aşırı sağcıların iktidara gelme olasılığı oldukça yüksek.” diyerek Müslüman kamuoyunu uyarmıştı.