Başörtüsünü Yasaklayan Yönetmelik Geri Çekilsin
İNHAP, MİNHAP, TESSEP ve TESÇAĞ Şanlıurfa`da düzenledikleri kitlesel basın açıklamasıyla imam hatip dışındaki okullarda başörtüsünün yasaklanmasını kınadı. Başörtü yasağının, İslam düşmanı darbeci geleneğin devamı olduğu belirtilen açıklamada, tepkilere neden olan yönetmeliğin geri çekilmesi istendi.
ŞANLIURFA - İmam Hatip dışındaki okullarda başörtüsünün yasaklayan yeni Kılık Kıyafetine yönelik tepkiler devam ediyor. Şanlıurfa`da kitlesel basın açıklaması yapan İNHAP, MİNHAP, TESSEP ve TESÇAĞ, söz konusu yönetmeliği geri çekilmesini istedi.
Şanlıurfa Karakoyun İş Merkezi önünde saat 12.00`da yapılan basın açıklamasını STK ve platformlar adına okuyan TESSEP Başkanı Salih Demir, AKP iktidarının bu yönetmelikle, ustalık dönemi dediği 10. yılında başörtüsünü yasakladığını belirtti.
"Hükümet Bu Yönetmelikle Halkın Beklentilerini İstismar Etmiştir"
İmam Hatip Liseleri dışındaki okullarda ve kamu kurumlarında başörtüsü yasağını devam ettiren hükümetin, dindar halkın beklentilerini istismar ettiğini ifade eden Demir, açıklamasın şöyle sürdürdü: "Hükümet, bu beklentileri bir seçimden diğerine ertelemeyi bırakmalı ve inanç sömürüsüne bir son vermelidir. Artık YETER diyoruz! Her alanda başörtüsüne özgürlük beklentisi içerisinde iken çıkarılan bu yönetmelik ile dindar halkın umutları ertelenmiş, umutlar yerini hayal kırıklığına bırakmıştır. Her ne kadar askeri mantıkla oluşturulmuş tek tip elbise uygulamasının ortadan kaldırılması olumlu bir gelişme olsa da, sırf bundan dolayı yönetmeliğin "kılık kıyafet özgürlüğü" getirdiği iddiası, saçma sapan ve tutarsız bir iddiadır."
İmam Hatip Liseleri dışındaki okullarda ve kamu kurumlarında başörtüsü yasağını devam ettiren hükümetin, dindar halkın beklentilerini istismar ettiğini ifade eden Demir, açıklamasın şöyle sürdürdü: "Hükümet, bu beklentileri bir seçimden diğerine ertelemeyi bırakmalı ve inanç sömürüsüne bir son vermelidir. Artık YETER diyoruz! Her alanda başörtüsüne özgürlük beklentisi içerisinde iken çıkarılan bu yönetmelik ile dindar halkın umutları ertelenmiş, umutlar yerini hayal kırıklığına bırakmıştır. Her ne kadar askeri mantıkla oluşturulmuş tek tip elbise uygulamasının ortadan kaldırılması olumlu bir gelişme olsa da, sırf bundan dolayı yönetmeliğin "kılık kıyafet özgürlüğü" getirdiği iddiası, saçma sapan ve tutarsız bir iddiadır."
Hükümet seslenen Salih Demir, "12 Eylül ve 28 Şubat darbe dönemlerindeki zalimlerden tek farkınız, İmam Hatip okullarında ve seçmeli Kur`an-ı Kerim derslerinde getirdiğiniz başörtüsü serbestisi mi olacak? Buna razı olacak mısınız? Diye sorarak, "Bilinmelidir ki biz buna asla razı olmadık ve olmayacağız da" ifadelerini kullandı.
"Bu Ayırım Kabul Edilemez"
Demir, "İmam Hatip Liselerinde ve üniversitelerde bedel ödenerek elde edilen serbestliği, Hükümetin bize bir lütuf gibi görmesini kabul etmiyoruz. Bu yönetmelikle öğrenci ve velilerin sadece İmam Hatip okullarını tercih etmeye zorlanmaları özgürce okul seçimine de yapılan bir darbedir. İmam Hatip Okulları ve diğer liselerde seçmeli Kur`an-ı Kerim derslerinde baş örtülebileceği ama diğer okullarda ve derslerde okula "başı açık" gidileceği şeklinde bir ayrım kabul edilemez" dedi.
Demir, "İmam Hatip Liselerinde ve üniversitelerde bedel ödenerek elde edilen serbestliği, Hükümetin bize bir lütuf gibi görmesini kabul etmiyoruz. Bu yönetmelikle öğrenci ve velilerin sadece İmam Hatip okullarını tercih etmeye zorlanmaları özgürce okul seçimine de yapılan bir darbedir. İmam Hatip Okulları ve diğer liselerde seçmeli Kur`an-ı Kerim derslerinde baş örtülebileceği ama diğer okullarda ve derslerde okula "başı açık" gidileceği şeklinde bir ayrım kabul edilemez" dedi.
"Başörtüsü Yasağı Temel Bir Sorun"
Başörtüsü yasağının temel bir sorun olduğunu belirten Salih Demir, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer`in başörtüsüyle ilgili sözlerini hatırlatarak şunları söyledi: "Sayın Dinçer, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz ne yaptığımızın farkındayız, eğer başörtüsünü serbest bırakma niyetimiz olsaydı bütünüyle bu yönetmelikte onu serbest hale getirirdik. Yaptığımız uygulama aslında eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda yapılan bir uygulamadır." demektedir. Doğrusu merak ediyoruz, başörtüsü yasağı "eğitimin ihtiyaçları" ile nasıl ve neden ters düşmektedir? Başörtüsü eğitimin önünde nasıl bir sorundur? Bu yasağı kaldırmanızın önünde ne tür engeller vardır? Eğer bu yasağı kaldırmayacaksanız bunu açık açık topluma ifade etmeniz gerekmez mi? Toplumu oyalamaya ve oylarını sömürmeye hakkınız var mı? Hükümet, çocuğunu İmam Hatip Okulları dışındaki okullarda okutmak isteyen dindar ailelere ne önermektedir?
Başörtüsü yasağının temel bir sorun olduğunu belirten Salih Demir, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer`in başörtüsüyle ilgili sözlerini hatırlatarak şunları söyledi: "Sayın Dinçer, "Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz ne yaptığımızın farkındayız, eğer başörtüsünü serbest bırakma niyetimiz olsaydı bütünüyle bu yönetmelikte onu serbest hale getirirdik. Yaptığımız uygulama aslında eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda yapılan bir uygulamadır." demektedir. Doğrusu merak ediyoruz, başörtüsü yasağı "eğitimin ihtiyaçları" ile nasıl ve neden ters düşmektedir? Başörtüsü eğitimin önünde nasıl bir sorundur? Bu yasağı kaldırmanızın önünde ne tür engeller vardır? Eğer bu yasağı kaldırmayacaksanız bunu açık açık topluma ifade etmeniz gerekmez mi? Toplumu oyalamaya ve oylarını sömürmeye hakkınız var mı? Hükümet, çocuğunu İmam Hatip Okulları dışındaki okullarda okutmak isteyen dindar ailelere ne önermektedir?
Yönetmelik ile getirilen bu yasak öyle anlaşılıyor ki; hem laik kesime karşı yaranmacı bir mantığın hem de giderek hükümetin yükselen laiklik hassasiyetinin ürünüdür. Eğer hükümet devletin laiklik hassasiyetlerini benimsiyorsa bunu halka ve kendisine oy veren milyonlarca dindara açık açık söylemelidir."
"İnancımız, Kimliğimiz Pazarlığa Tabi Değildir"
Başörtüsünün temel bir sorun ve bu ülkenin kanayan yaralarından olduğunu ifade eden Demir, "Milli Eğitim Bakanlığını ve hükümetin, inancımıza ve kimliğimize yönelik yasakçı, dayatmacı uygulamaları içselleştirecek bu tür adımlar atmalarını kabul etmiyoruz. İnancımız, kimliğimiz pazarlığa tabi değildir. Başörtüsü yasağı temel bir sorun, bu ülkenin kanayan yaralarından biridir. Kısmi düzeltmelerle, yüzdelik oranlarda azaltmalarla bu sorunu çözemezsiniz! Bu sorun ancak açık, dürüst, cesur bir tutum, eşitlik ve adalet temelinde bir hukuk mantığıyla çözülebilir" dedi.
Başörtüsünün temel bir sorun ve bu ülkenin kanayan yaralarından olduğunu ifade eden Demir, "Milli Eğitim Bakanlığını ve hükümetin, inancımıza ve kimliğimize yönelik yasakçı, dayatmacı uygulamaları içselleştirecek bu tür adımlar atmalarını kabul etmiyoruz. İnancımız, kimliğimiz pazarlığa tabi değildir. Başörtüsü yasağı temel bir sorun, bu ülkenin kanayan yaralarından biridir. Kısmi düzeltmelerle, yüzdelik oranlarda azaltmalarla bu sorunu çözemezsiniz! Bu sorun ancak açık, dürüst, cesur bir tutum, eşitlik ve adalet temelinde bir hukuk mantığıyla çözülebilir" dedi.
"Bu Yönetmelik Yanlış ve Zarar Verici Bir Adım Olmuştur"
Başörtüsünün okullarda ve çalışma alanlarında yasaklanabileceğine veya sınırlanabileceğine dair bir yaklaşımın kabul edilemez bir durum olduğunu vurgulanan açıklamada, "Bu yönetmelik yanlış ve zarar verici bir adım olmuştur. Esas olan öğrenci, öğretmen, idareci, çalışan vs. ayrımı yapmaksızın başörtüsünün bütün alanlarda serbest bırakılmasıdır.
Başörtüsünün okullarda ve çalışma alanlarında yasaklanabileceğine veya sınırlanabileceğine dair bir yaklaşımın kabul edilemez bir durum olduğunu vurgulanan açıklamada, "Bu yönetmelik yanlış ve zarar verici bir adım olmuştur. Esas olan öğrenci, öğretmen, idareci, çalışan vs. ayrımı yapmaksızın başörtüsünün bütün alanlarda serbest bırakılmasıdır.
"Başörtüsü Her Alanda serbest Oluncaya Kadar Mücadelemiz Sürecektir"
Bizler, hangi gerekçeyle yapılıyor olursa olsun bu yasağı, İslam düşmanı darbeci geleneğin devamı olarak görüyor ve şiddetle kınıyoruz. İnancımıza vurulan hiçbir prangayı, kim tarafından vurulursa vurulsun kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Başörtüsü hayatın her alanında şartsız ve sınırsız serbest oluncaya kadar mücadelemiz sürecektir. Hükümeti bir an önce bu vahim hatadan geri dönmesi, bu saçmalığa bir son vermesi ve İslam`ın şiarlarına el uzatmaması konusunda bu büyük yanlıştan vazgeçip doğru adım atmaya davet ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
Bizler, hangi gerekçeyle yapılıyor olursa olsun bu yasağı, İslam düşmanı darbeci geleneğin devamı olarak görüyor ve şiddetle kınıyoruz. İnancımıza vurulan hiçbir prangayı, kim tarafından vurulursa vurulsun kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Başörtüsü hayatın her alanında şartsız ve sınırsız serbest oluncaya kadar mücadelemiz sürecektir. Hükümeti bir an önce bu vahim hatadan geri dönmesi, bu saçmalığa bir son vermesi ve İslam`ın şiarlarına el uzatmaması konusunda bu büyük yanlıştan vazgeçip doğru adım atmaya davet ediyoruz" ifadelerine yer verildi.
Başörtüsü yasağının bu ülkedeki en büyük zulümlerden biri olduğunu vurgulayan Demir, "Biz İNHAP, TESSEP, TESÇAĞ, MİNHAP… Vb. STK`lar olarak bu zulmü ifşa edecek, zulüm kimden gelirse gelsin zulme karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Başörtüsünün simgelediği İslam`ın aydınlık mesajını, bütün toplumsal alanlara taşıma mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Basın açıklaması okunurken sık sık tekbirler getirilerek, İslam ümmeti kabul etmez zilleti, başörtüsüne uzanan eller kırılsın şeklinde sloganlar atıldı. (Mehmet Demir - İLKHA)