Müminler Ancak Kardeştir
İslâm dininde, mü`min kardeşliğinin ve mü`minlerin birbirlerini Allah rızası için sevmesinin veya Allah rızası için buğzetmesinin çok büyük bir yeri vardır. Çünkü Allah-u Zülcelâl bir ayet-i kerimede; &`;Şüphesiz mü`minler kardeştirler” buyurmuştur. (Hucurat,10)
Allah-u Zülcelâl, kullarına, dinin emir ve nehiyleri etrafında birleşmelerini ve ayrılığa düşmemelerini emretmiştir. Hz. Ali radıyallahu anhu demiştir ki; “Sakın tefrikaya (ayrılığa) düşmeyin. Çünkü cemaat rahmettir, tefrika azaptır. Ey Allah’ın kulları! Birbirinize kardeş olun.”
Mü’minler, bir vücut gibidirler. Birbirlerine öyle bağlıdırlar ki, nasıl vücutta bir âzâ ağrıdığı zaman, onun ağrısı diğer âzâları da etkiliyorsa, bir mü’minin sevinmesi veya üzülmesi durumunda diğer mü’minlerin hali de böyle olmalıdır. Onun için Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam bir hadis-i şeriflerinde; “Bir mü’minin diğer mü’min kardeşlerine karşı ilgisi, birbirini bağlayıp destekleyen bir binanın taşları gibidir” buyurmuştur. (Buhari, Edeb ül müfred 36)
Sahabenin Kardeşliği
Huzeyfe el-Adevi radıyallahu anhu şöyle anlatmıştır:
Yermük Harbi’nde amcamın oğlunu arıyordum. Yanımda biraz su vardı. Kendi kendime:
“Eğer yaşıyorsa ona biraz su vereyim” diyordum. Bir süre sonra onu buldum. Yaşıyordu fakat yaralıydı. “Sana biraz su vereyim mi?” diye sordum. Başıyla “Evet” diye işaret yaptı. O sırada bir adamın inlediğini duydu.
Yine başıyla “Suyu ona ver” diye işaret etti. O adamın yanına gidince: “Sana su vereyim mi?” diye sordum. O da: “Evet” dedi. Tam o esnada başka birinin inlediğini duyunca, bana: “O adamın yanına git” dedi.
Ben de o adamın yanına gittim. Yanına vardığımda son nefesini vermişti. Derhal diğer adamın yanına döndüm. Baktım o da şehid oldu. Amcamın oğlunun yanına koştum ama o da şehid olmuştu.
İşte, mü’min kardeşlerini Allah için sevmek ve onları kendi nefsine tercih etmek böyle olur. İnsanın kalbinde, mü’min kardeşlerini Allah için sevmek duygusu kuvvetlendikçe, bu sevgi sahibini dostluğa, yardım etmeye, sevdiğini malıyla, canıyla ve diliyle müdafa etmeye teşvik eder.
Allah İçin Sevmenin Alameti
Allah için olan sevgi, bir kimseyi şahsı için değil de, ahiret nimetlerini kazanmaya vesile olmasından dolayı sevmektir. Unutmamak lazımdır ki, Allah için mü’min kardeşlerini seven kimseler, sevgilerinin miktarınca sevap ve mükâfat kazanır. Mü’min olanları, ancak mü’min olanlar sever.
Allah-u Kur’an-ı Azimüşşan’da, Allah rızası için birbirlerini sevenleri methederek şöyle buyurmuştur; “Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Haşr - 9)
Peygamber Efendimiz (sav) de: “Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki; siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” Buyurmuştur. (Müslim)
Selam Vermek Sevgiyi Artırır
Mü’minler kardeşleri ile karşılaştığı zaman, konuşmadan önce selam vermeli ve verilen selamı en güzel bir surette almalıdır.
“Ey insanlar! Selâmı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla alâkanızı ve onlara yardımınızı devam ettiriniz. İnsanlar uyurken siz namaz kılınız. Bu sayede selâmetle cennete girersiniz” (Tirmizî, Kıyâmet, 42).
“Bir selam ile selamlandığınız zaman, siz ondan daha güzeli ile selamı alın. Veya onu aynısı ile karşılayın” buyurmuştur. (Nisa, 86)
Musâfaha da selamı tamamlayan bir harekettir. Onun için Hasan-ı Basri; “Musâfaha, sevgiyi artırır” demiştir. Bir hadis-i kudsi hadiste buyrulmuştur ki; Allah-u Teala şöyle buyurdu; ‘Benim celalim için birbirini sevenlere nurdan minberler vardır. O minberlere Peygamberler ve şehidler gıpta ile bakarlar. “ (Tirmizi, Zühd, 2392)