Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından 16- 21 Ağustos tarihleri arasında Fen Bilimleri, Matematik ve Bilişim Teknolojileri öğretmenlerine yönelik 'tasarım odaklı düşünme' yaklaşımını temel alan bir mesleki gelişim programı düzenledi. Program kapsamında, Stanford Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden Joseph Makokha, Stanford d.school'dan Öğrenme Deneyimi Tasarımcısı Marie Trudelle ve Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gültekin Çakmakçı tarafından öğretmenlere hizmetiçi eğitim verildi. Program ile, öğretmenlerin gerçek yaşam problemleri kapsamında 'tasarım odaklı düşünme' yaklaşımını uygulaması, ulusal ve uluslararası mesleki gelişim ağına dahil olması ve bu alanda içerik geliştirme konusunda donanımlı hale gelmesi hedeflenirken, eğitim alan 80 öğretmenin görev yaptıkları illerdeki öğretmenlere de bu eğitimi vermesi planlandı. Eğitim programının son gününde, 'Eğitimde İnovasyon İçin Tasarım Odaklı Düşünme Çalıştayı' düzenlendi.

'MEB, TASARIM ODAKLI DÜŞÜNCEYLE ŞEKİLLENMELİ'

Çalıştaya katılan Bakan Selçuk, eğitimi ele alırken sadece yerel bir bakış açısıyla hareket etmediklerini, ulusal ve uluslararası işbirliklerini çok önemsediklerini belirterek, "Bizim meselemiz öğretmen meselesidir. Çocuklar zaten hazırlar, yani onların hizmetiçi eğitim alması gerekmiyor. Dolayısıyla biz kendimizden başlayan bir süreci sürekli bir tazelenme, yenilenme ve insanın hayvandan farklı olarak her an yeniyi ve farklı olanı düşünme ve ortaya koyma edinimini düşünmek durumundayız. Tekrar temelli bir bakış açısı yerine, sürekli yeni ve karşılaşılmadık durumlarda nasıl bir tavır ve tutum takınacağımızın muhakkak surette öğretmenlerimiz tarafından içselleştirilmesi lazım" dedi.

Bu bakış açısının eğitim sistemi için bir gereklilik olduğunu vurgulayan Selçuk, "Yani Milli Eğitim Bakanlığı'nın kendisi tasarım düşüncesi etrafında şekillenmeli. Öğretmen arkadaşlardan, okullardan herhangi bir şey talep etmeden önce, 'Bakanlık kendisi tasarım odaklı bir düşünme yapısına, algoritmasına sahip mi?' Bu sualin cevabını vermekte yarar var. Vizyon 2023 belgesi tam da bu manada bütün eğitimsel alt sistemlerin birbiriyle ilişkilendirilmiş biçimde, eş güdümlü ve eş zamanlı olarak bir süreci hayata geçirme yaklaşımını taşıyor. Bizim meselemiz çok fazla iş yapmak değil, optimizasyon yapmaktır. Yani var olan kaynakları en iyi şekilde değerlendirmek ve bu kaynakların nerede ne şekilde kullanılacağını karar destek sistemleriyle kanıta dayalı ortaya konulmasını sağlamak" diye konuştu.

'KÜÇÜK BİR TOHUM, AMA ÇOK BÜYÜYECEK'

Eğitimde öğretmenin rolünün önemine dikkat çeken Ziya Selçuk, şunları söyledi:

"Öğretmen arkadaşlarımızla bu meseleyi öncelikli olarak ele almamızın temel sebebi, biz eğitimin bir ekip işi olduğunu kanaat getiriyoruz. Burada eğitimde inovasyon için tasarım odaklı mesleki gelişim programı başlamış oluyor. Bu çok küçük bir tohum ama çok büyüyecek bir tohum. Bizim bir silsile içinde bütün okullarımızda bu tasarım anlayışının, bakışının gelişmesiyle ilgili bir umudumuz var. O yüzden de Fen Bilgisi, Matematik, Bilişim Teknolojileri gibi alanlardaki öğretmenlerimizle bir taze başlangıç yapalım istiyoruz. Bu başlangıcın sonucunda da ortaya çıkacak yapının ölçeklendirilmesi anlamında yeni çalışmalarımız olsun, bütün Türkiye'ye hemen yaymak zorunda değiliz. Altyapısı hazır olan, bizim rahatlıkla uygulama imkanı bulabileceğimiz iş ve işlemleri yapalım. Aniden bütün ülkenin eğitim sistemine yönelik çalışmalara girmeyelim istiyoruz."

'ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİLERİN RIZASINA ALMAK ZORUNDA'

Bakan Selçuk, öğretmenin mesuliyetinin çok farklı olduğuna da işaret ederek, "Bir insan nasıl anne babasının rızasını almak zorundaysa, öğretmen de öğrencilerin rızasını almak zorunda. Eğer rızasını almıyorsa o zaman onun hukukunu koruyamıyor demektir. Bu tür becerilerle biz çocuklarımızın rızasını daha iyi alacağız" dedi.

Konuşmaların ardından Bakan Selçuk tarafından hizmetiçi eğitime katılan öğretmenlere sertifika verildi.