Peygamberimiz Döneminde Okuma Yazma Bilmeyen Yoktu
Dicle Üniversitesi Sosyal ve Kültürel Değerleri tanıtma Kulübü tarafından "Hz. Peygamberin Öğretim Metotları" konulu konferans düzenlendi.
DİYARBAKIR- Diyarbakır Dicle Üniversitesi`nde Hz. Peygamberin Öğretim Metotları" konulu konferans düzenlendi. Kongre merkezinde gerçekleştirilen ve Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut Aydüz`ün verdiği konferansa, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.)`in `Ben, muallim olarak gönderildim` hadisinden hareketle Peygamber Efendimizin eğitim öğretim metotları konusunda bilgi veren Prof. Dr. Davut Aydüz, Peygamber Efendimizin, bütün kâinatın kendisi ile iftihar ettiği bir zat olduğunu söyledi.
"Peygamber Efendimiz (s.a.s.), ümmetini çok seviyor, ümmetine çok düşkün. Aynı şekilde biz onu seviyor muyuz? Eğer hakikaten onu hayatımızda örnek alıyorsak, onu seviyoruz demektir. Almıyorsak, seviyoruz desek bile sevgimiz yetmiyordur" diyen Aydüz, " Allah bize diyor ki eğer siz Allah`ı seviyorsanız Peygamberime itaat edeceksiniz. Dolayısıyla biz peygambere itaat etmiyorsak, netice itibari ile Allah`ı da sevmiyoruz demektir" dedi.
Bir hadisi şerifte; "ben muallim olarak gönderildim. Beni rabbim terbiye etti. Terbiyemi de ne güzel yaptı" dendiğini belirten Aydüz, "Peygamber efendimiz (s.a.s.)`in terbiyesi ve öğretim metodu, diğer metotlardan biraz farklı. Çünkü onunki alem şümul yani evrensel bir terbiye sistemi. Bu terbiye sistemiyle sadece dindar insan yetiştirmemiş; mükemmel iktisatçılar, içtimaı ilimler ile meşgul olan insanlar, idari, askeri ve siyasi insanlar yetiştirmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) çok yönlü bir terbiyeci" dedi.
Ruh, nefis ve aklı yücelten yönüyle, bir terbiyecinin büyüklüğünün ortaya çıktığını kaydeden Aydüz, bir terbiyecinin mükemmel olması için davasının evrensel olması gerektiğini vurgulayarak, Peygamber Efendimizi(s.a.s.)`i örnek gösterdi.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.)`in, okuma yazma seferberliğine önem verip, kısa zamanda bunu başardığına dikkat çeken Aydüz sözlerini şöyle sürdürdü:" Peygamberimiz, Peygamber olduğunda Mekke`de 17 tane okuma yazma bilen insan varmış. O ümmiydi Peygamberimiz okuma yazma bilmiyordu. Peygamber olarak gönderildiği cemaat te ümmiydi, okuma yazma bilmiyorlardı.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.)`in, okuma yazma seferberliğine önem verip, kısa zamanda bunu başardığına dikkat çeken Aydüz sözlerini şöyle sürdürdü:" Peygamberimiz, Peygamber olduğunda Mekke`de 17 tane okuma yazma bilen insan varmış. O ümmiydi Peygamberimiz okuma yazma bilmiyordu. Peygamber olarak gönderildiği cemaat te ümmiydi, okuma yazma bilmiyorlardı.
Kur-an`ın ilk inen ayetinin "yaratan rabbinin adıyla oku" olduğunu söyleyen Aydüz, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)`in bunun üzerine okuma yazma seferberliği başlattığını belirtti. Peygamber Efendimiz(s.a.s.)`in 23 yıl süren peygamberlik hayatının ardından vefat ettiğinde, sahabeleri arasında okuma yazma bilmeyen tek insanın bile bulunmadığını ifade etti.
Yirminci asırda bütün imkânlara rağmen, bütün kanuni zorunluluklara rağmen bugün Türkiye`de hala %5 oranında okuma yazma bilmeyen insanın olduğuna dikkat çeken Aydüz, "Peygamber Efendimiz (s.a.s.)`in terbiyeciliğinin en büyük yönü, cahiliye asrının kötülüklerini birer birer atması, yerine ahlakı aliye dediğimiz yüce ahlakı yetiştirmesidir" diye açıkladı.
Konferans, soruların cevaplandırılması ile sona erdi. (Osman İçli-İLKHA)