Cens: Suriyelilere yönelik nefret furyasına sessiz kalındı
Suriyeli mültecilere yönelik nefret söylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Cens, hükümetin bu nefret furyasına karşı sessiz kalmasını eleştirdi.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Cens, Rehber TV'de katıldığı programda Suriyeli mültecilere yönelik artan nefret söylemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'deki kamuoyunu rahatlatmak adına ekonomi faturasının Suriyelilere kesildiğine dikkatleri çeken Cens, bazı milletvekilleri ve yazarların nefret furyasını körükleyici söylemlerine işaret ederek, bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Suriyeliler konusunda yapılan paylaşımlara değinerek bunun bir hazımsızlık olduğunu söyleyen Cens, "Suriyeli sığınmacılar aleyhindeki bu cereyanın ortaya çıkmasının başlıca nedeni ekonomidir. Mültecilere karşı çıkanların çoğu işsizliğin, pahalılığın kabahatini Suriyelilere yüklüyor. Bir de bunun diğer boyutu var. Suriyelilere karşı bir nefret söylemi var. Mesela bir yazar, 'Her gün Türkiye'de 300 Suriyeli doğuyor.' diyerek bir nefret algısı oluşturuyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi eski başkanı, '35 yaş erkeklerin silahlandırılarak Suriye savaşına gönderilmesini, bu uygulamaya uymayanların da sınır dışı edilmesini' gerektiğini söylemişti. Bunu da ciddi ciddi önermişti." dedi.
"Hükümet Suriyelilere yönelik nefret furyasına sessiz kaldı"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun paylaşımını da değerlendiren Cens, "Bu nefret söylemi yaygınlaştı daha sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dedi ki, 'Afrikalılar köşe başlarında 10 TL'ye saat satıyorlar. Bu kabul edilebilecek bir şey değildir. Ben 1988 yıllarından beridir İstanbul'a gider gelirim. Yani zararsızdırlar. Biriyle tanışmıştım kendisi ülkesinde pilottu. Yani o statüdeki biri bile durumu kabullenmemiş buraya hicret etmiş. Hırsızlık mı yapıyor, mafya mı, eroin mi satıyor, gasp çetesi mi? Hayır. Alın teriyle kazanıyor. Kalkıp bu insana karşı bir hazımsızlık içerisindesin. Afrikalılar dâhil bazı Suriyeliler var istihdamda bulunuyor. 50, 100, 150 insan çalıştırıyor yanında. Bu insanlar vergisini veriyor, ne istiyorsun bu insanlardan. Bu nefret furyasına da sessiz kaldılar." ifadelerini kullandı.
"Suriyeliler konusunda bir politika değişikliğine gidildi"
"Suriyeliler konusunda bir politika değişikliğine gidildiğini gördük." diyen Cens şöyle devam etti: "Kötü yönetilen ekonomi için bir günah keçisi lazımdı, hazır böyle bir nefret algısı da oluşmuşken, bundan istifadeye gidildi gibi gözüküyor. Bunlardan bir kısmının memleketlerine geri iade edildiği gibi bazı duyumlar alıyoruz ki bunlar basında da yer alıyor. Cenevre Sözleşmesi'ne göre mülteci, sığınmacı ve göçmen tanımı farklıdır. Suriye olayları başladığı günden beri Türkiye, gelen mültecilere 'Geçici Koruma Statüsü' veriyor. Cenevre Sözleşmesi'nde 'geçici koruma' gibi bir statü yok. Ne zaman oluyor bu? Kitlesel bir akın olduğunda geçici koruma gibi bir şey verilir. Peki, bu 'geçici koruma' statüsünde mülteci konumundaki birisi geri iade edilebilir mi? Hayır."
"Ekonominin faturası Suriyelilere kesildi"
Suriyeliler konusunda hoşgörüde bulunulması gerektiğini ifade Cens, "Türkiye'deki kamuoyunu rahatlatmak için ekonominin faturası Suriyelilere kesildi. Bir 'milli güvenlik problemi' gibi algı oluşturuldu. Bu sefer asayiş kontrollerinde, 'Belgen üzerinde mi?' diye sorulup, 'Hayır' cevabını aldıkları gibi 'Belgesi üzerinde olmadığı için, kayıtlı olmadığı için Ya Allah' diyerek ters kelepçe takıp ülkesine gönderiliyor. Zorla 'gönüllü geri dönüş formu' imzalatıldığına dair iddialar var. O formu imzaladığında tüm haklarından, elde edebileceği haklarından da ferağat ettiriliyor ve bu şekilde iadenin yolu açılmış oluyor. Bunlar medyaya yansıyor." şeklinde konuştu. (Ramazan Casuk-İLKHA)