Halkı aldatıyorlar!
HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin, yaklaşık 400 bin insanın ikamet ettiği Kayapınar ilçesinde sadece üç cami için yer ayırdığı, diğer 40 camiye ise Refah Partisi Eski Belediye Başkanı Ahmet Bilgin zamanında yer verildiği ortaya çıktı.
Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde bulunan 46 adet cami alanından sadece 6'sına PKK'ye yakınlığıyla bilinen yerel yönetimler zamanında yer ayrıldığı ortaya çıktı. HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin, Kayapınar ilçesindeki imar planında üç adet cami alanı ayırdığı, tepkiler üzerine 2014 yılında bu sayıyı 6'ya çıkardığı, diğer 40 camiye ise Refah Partisi eski Belediye Başkanı Ahmet Bilgin zamanında imar planlarında yer verildiği öğrenildi.
1 Kasım 2016 tarihinde, HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Gültan Kışanak'ın PKK ile irtibat ve iltisakının tespit edilmesi üzerine, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyım olarak Cumali Atila atanmıştı.
Atila zamanında, Kayapınar İlçesinde 75 Yol olarak bilinen Mahabat Bulvarı'nın kuzeybatı kısmında yani yolun üst tarafında, cami yerlerine imarda olması gerekenin çok altında yer ayrılması sebebiyle, Diyarbakır İl Müftülüğüyle koordineli olarak çalışmalar başlatıldı. Yapılan çalışmalar sonucu, 12 cami yeri için imar planında değişiklik yapılmış ve söz konusu yerler ibadet alanı olarak belirlenmişti. Bu 12 cami yerinden 5'i park ve yeşil alandan, diğer cami yerleri ise kültür alanlarından ibadet yerlerine çevrilmişti.
Yerel seçimleri HDP kazanınca cami hazımsızlığı tekrar baş gösterdi
30 Mart 2019 Mahalli İdareler Yerel Seçimleri'nde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ni PKK'ye yakınlığıyla bilinen HDP kazanınca, cami hazımsızlığı tekrar baş gösterdi. HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Meclis'te çoğunluğu elde etmesinin de verdiği rahatlıkla, ibadet yerlerine yönelik yeni kararlar aldı. Buna göre;
21 Haziran 2019 Tr. 182 tarihli karar ile Diyarbakır İli Kayapınar Mahallesi 8022 nolu parselin,
21 Haziran 2019 Tr. 180 tarihli karar ile Diyarbakır İli Kayapınar Mahallesi 1894 Ada 1 nolu parselin,
21 Haziran 2019 Tr. 179 tarihli karar ile Diyarbakır İli Kayapınar Mahallesi 2454 Ada 1 nolu parselin,
21 Haziran 2019 Tr. 178 tarihli karar ile Diyarbakır İli Kayapınar Mahallesi 1847 Ada 1 nolu parselin mevcut imar durumları, keyfi ve hukuka aykırı olarak ve hiç bir yasal gerekçe gösterilmeden park alanına dönüştürüldü.
Belediye Meclisi'nin söz konusu kararının tamamen keyfi ve hukukilikten uzak olduğunu belirten Avukat Muhammet Ali Bülte, "Bu kararın infazı, toplumda kin ve nefret duygusunu arttırarak, derin ayrışma ve kaosa sebebiyet verecektir." dedi.
"400 bin insan için 6 cami yeterli görülmüş"
Alınan kararlar hakkında değerlendirmelerde bulunan Bülte, "Taşınmazların bulunduğu mahalle, Kayapınar ilçesi ve Kayapınar Mahallesi olup, taşınmazın bulunduğu alan Kayapınar Mahallesi'nde 75 Yol olarak tabir edilen Mahabat Bulvarı'nın üst kısmında yer almaktadır. 75 Yol'un üst kısmında yer alan ve Elazığ Caddesi ile Urfa Yolu arasındaki bu mesafe, 5 kilometrenin üzerindedir. Yeni stada kadar yaklaşık 2,5 kilometre uzunluğunda olan bu bölge, 10 milyon metrekarenin üzerinde bir alan olup, bu bölgede yaklaşık 400 bin insanın yaşayacağı var sayılarak imar planı buna göre hazırlanmıştır. 2004 yılındaki ilk imar planında üç adet cami yeri ayrılmış, daha sonra 2014 yılında yapılan imar değişikliği ile 3 cami yeri daha ayrılarak, 400 bin insan için toplamda 6 cami yeterli görülmüştür. Ancak bu cami yerleri ihtiyacın çok altındadır. Gerek İmar Kanunu'nun 18. maddesi ve gerekse de bunun uygulanmasına dair olan Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nde öngörülen cami ve dini tesis alanına yer ayrılması-tahsis edilmesi, gereken taşınmazın çok çok altında kalmıştır. Bundan dolayı, 2010-2016 yılları arasında defalarca yazılı ve şifahi olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne birçok müracaat yapılmış ama bu müracaatların hiç biri nazara alınmamıştır." dedi.
1 Kasım 2016'da göreve getirilen kayyım tarafından cami ve dini tesis alanı ihtiyacının giderilmesi için Diyarbakır İl Müftülüğü ile birlikte çalışmalar başlatıldığını, bu doğrultuda 12 cami/dini tesis alanı yerinin tespit edildiğini ve bunların bir kısmının da park alanından çevrildiğini belirten Bülte, sözlerine şöyle devam etti:
"İmar planı yapılırken halkın hassasiyeti gözetilmemiş"
"Eğer, kayyımdan önceki belediyeler tarafından, ilk imar planı yapılırken, halkın hassasiyetleri nazara alınıp, yeteri kadar, ihtiyaçları karşılayacak kadar ve gerek İmar Kanunu 18. madde ve gerekse Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'ndeki hususlar dikkate alınarak camii/dini tesis alanı yerleri ayrılmış olsaydı, park alanından cami/dini tesis alanına çevirme işlemi yapılmayacaktı. Ayrıca, halkın ibadet alanlarının karşılanmamış olması gerek İmar Kanunu 18. madde ve gerekse Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'ne aykırıdır. Zira İmar Kanunu'nun 18. maddesi hükmü açık olup, bu maddeye göre yüzde 40'lık yasal kesinti yapıldığı zaman, bu kesintiden yol ve caddelerin dışında eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan vesaire ayrılması zorunludur. Yani dini tesis alanları zorunlu kesintilerden karşılanmaktadır. Dolayısıyla, zorunlu kesintiler arasında dönüşüm yapılması da yasal ve hukukidir."
"Dini tesis alanları, imar planında sonradan değişiklikle arttırılabilir"
İmar Kanunu 18. maddesinin, dini tesis alanlarının Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) kapsamında ayrılmasını zorunlu kıldığını, bunun nasıl ve hangi şartlarda, ne miktarda yapılması gerektiğinin ise Mekânsal Planlar Yapı Yönetmeliği ile düzenlendiğini belirten Bülte, "Mekânsal Planlar Yapı Yönetmeliği'nin 24. maddesinin 3. Fıkrasında 'Uygulama imar planlarında, bölgenin ihtiyacına yönelik çocuk bahçesi, yeşil alan, otopark, cep otoparkı, yol boyu otopark, durak cebi, aile sağlık merkezi, mescit, karakol, muhtarlık, trafo gibi sosyal ve teknik altyapı alanlarını artırıcı küçük alan gerektiren fonksiyonlar ayrılabilir ve bu fonksiyonların konulması nazım imar planına aykırılık teşkil etmez.' demek suretiyle, dini tesis alanlarının imar planında, sonradan değişiklikle arttırılabileceği belirtilmiştir. Mekânsal Planlar Yapı Yönetmeliğinin 24/3 maddesinde de imar planlarında bölgenin ihtiyacına göre sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve bu kapsamda mescit alanlarının artırılabileceği, 25. madde 1 ve 2. Fıkralarında imar planlarının ihtiyaca cevap vermemesi halinde bu planlarda, yönetmelik çerçevesinde revizyon yapılabileceği öngörülmüştür." şeklinde konuştu.
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin 26. Maddesinde, yürürlükteki imar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişikliklerinin yapılamayacağı, bunun zorunluluk arz etmesi halinde ilgili kuruluşların görüşleri alınarak "eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle" yapılabileceğini belirten Bülte, şunları söyledi:
"12 adet cami yeri halkın talebi üzerine tespit edildi"
"Mekânsal Yapı Yönetmeliği'nin 11. Maddesinde, imar planlarında hangi standartlarda yer ayrılacağı belirtilmiştir. İmar planlarının yapımı ve değişikliklerinde planlanan alanın veya bölgenin şartları ile gelecekteki gereksinimleri göz önünde tutularak kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarında bu Yönetmeliğin EK-2 Tablosunda belirtilen asgari standartlara ve alan büyüklüklerine uygun plan yapılacağını, yapılan planların ihtiyaçlara cevap vermemesi durumunda 3. Fıkrada 'Yönetmelikte belirtilen eğitim, sağlık ve ibadet kullanımlarına ilişkin asgari alan büyüklüğünün karşılanamaması durumunda ilgili kamu kurum ve kuruluşunun teklifi doğrultusunda veya görüşü alınarak alan büyüklüğü'nün yapılabileceği belirtilmiştir. Yönetmeliğin bu hükmüne uygun olarak, yöre halkının Diyarbakır İl Müftülüğüne ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine yapmış oldukları müracaatlar üzerine, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin Diyarbakır İl Müftülüğü ile koordineli olarak yapmış oldukları çalışma sonucunda, yukarıda belirtilen 75 Yol üzerinde 12 adet cami yeri tespit edilmiş ve bu doğrultuda imar değişikliği yapılmıştır."
"Kanunda semt camilerinin yürüme mesafesi 400 metre olarak belirlenmiştir"
Mekânsal Planlar ve Yapım Yönetmeliği'nin 12. Maddesinde, İmar Kanunu'nun 18. Maddesi kapsamında Düzenleme Ortaklık Payı'nın hangi aralıklarda yapılacağı hususunda kriterler getirildiğini de söyleyen Bülte, "Buna göre dini tesislerden küçük camilerin takriben birbirine en az yaya olarak 250 metre, orta semt camilerinin ise yürüme mesafesi olarak 400 metre, mescitlerin ise yürüme mesafesi olarak en az 150 metre birbirlerine uzak olmaları gerektiği belirtilmiştir. Oysa 21 Haziran 2019 tarihli Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nin plan değişikliği yaptığı camilerin bulunduğu mahalde, camilerin yürüme mesafesi ile birbirlerine olan uzaklıkları bin metrenin üzerindedir. Buna örnek verecek olursak; Yunus Emre Camii'ne (Ada 2454/1 nolu parsel) en yakın camii 75 Yol'unun altında bulunan İmam-ı Şafii Camisi olup, yürüme mesafesi bin 100 metre, diğer en yakın camii ise bu caminin kuzey batı kısmında yer alan ve yeni stada doğru bin 250 metre uzaklıktaki Elbey Cami'sidir." dedi.
"Söz konusu imar değişikliği açıkça hukuka aykırılık teşkil etmektedir"
Elazığ Caddesi ile Urfa yolu arasında, 75 Yol olarak tarif edilen yolun üst kısmının, yaklaşık 10 milyon metrekarenin üzerinde bir alan olduğunu, bu alanda 400 bin kişinin yaşamasının öngörüldüğünü belirten Bülte, son olarak şunları belirtti:
"İmar planları en son detaylı olarak 2004 yılında hazırlanmış ve bu imar planında sadece üç adet cami yeri ayrılmış. Daha sonra yapılan müracaatlar üzerine 2014 yılında üç cami yeri daha ayrılmış. 2010 yılından sonra bu bölgede aşırı bir yapılaşma sonucu mevcut cami yerleri ihtiyaçları karşılayamaz hale gelmiş. Bu kapsamda Diyarbakır İl Müftülüğü ile birlikte koordineli olarak yapılan çalışmalar sonucu bölgenin dini ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde 12 cami yeri tespit edilmiş ve buna göre gerekli imar değişiklikleri Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kayyımı tarafından yapılmıştır. Daha sonra Mart 2019 seçimlerinden sonra başa gelen HDP'li Başkan ve Meclis tarafından İmar Kanunu 18. maddesi ve Mekânsal Planlar ve Yapım Yönetmeliği'nin özüne ve ruhuna, özellikle de yönetmeliğin 26. Maddesinin 2 ve 3. Fıkralarında öngörülen 'Yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılamaz. İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılamaz.' hükmüne keyfi olarak aykırı hareket edilmiştir. Bu konuda ilgili kuruluş olan 'Diyarbakır İl Müftülüğünün 'görüş ve fikri alınmadan ve 'eş değer camii yeri ayrılması gerekirken' cami yerlerini tamamen ortadan kaldırarak, toplumda kin, nefret ve ayrımcılık duygularını harekete geçirecek şekilde hareket edilmiştir. Söz konusu imar değişikliği açıkça hukuka aykırılık teşkil etmektedir." (İLKHA)