En yaygın beyin hastalığında aşı umudu!
Uzmanlar, migreni kontrol altına almak için öncelikle hastalığı tanımak, atakları tetikleyen nedenleri fark etmenin gerekli olduğuna vurgu yaptı. Ayrıca bu hastalar için güzel bir haber de; Migren aşıları 2018 yılında hem Amerika’da hem de Avrupa’da piyasaya çıktı ve kullanılmaya başlandı.
Baş ağrısı denince genellikle akla ilk gelen, beyin tümörleri oluyor. Oysa, migren baş ağrısının en sık nedenlerinden biri ve beyin hastalıkları arasında en yaygın olanı…
Öyle ki, Türkiye'de her 5 kadından ve her 10 erkekten biri migren hastası! Yani her 7 kişiden biri, migren sorunuyla yaşıyor.
Yaşam kalitesini bozarak mağduriyet yaratan ilk 5 hastalık arasında yer alan migren; aynı zamanda kişiler arası ilişkileri, iş, aile hayatını bozan ve ciddi özürlülük yaratan bir hastalık. Peki, ya tedavisi?
Migreni kontrol altına almak için öncelikle hastalığı tanımak, atakları tetikleyen nedenleri fark etmek gerekli. Migrende hem atak geldiği zaman ağrıyı kontrol altına alabilecek hem de baş ağrısı sık ise yaşam kalitesini arttırabilecek ilaç tedavileri mümkün. Eğer kişi ayda 15 gün ve üstünde ağrılı gün yaşıyorsa yani kronik migreni varsa , bilimsel olarak etkinliği kanıtlanan botoks yöntemi kullanılıyor.
Migren sorunu olan hastaların doktora geç başvurdukları için geç tanı aldıklarını belirten Nöroloji Uzmanları Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman, Prof. Dr. Pınar Yalınay Dikmen ve Doç. Dr. Elif Ilgaz Aydınlar, 22 Temmuz Dünya Beyin Günü kapsamında, en yaygın beyin hastalığı olan migren ve tedavisiyle ilgili son gelişmeleri anlattı.
Uzmanlar Kocaman, Dikmen ve Aydınlar'ın yaptıkları ortak açıklama şöyle:
"Bir baş ağrısının ne zaman migren olarak nitelendirilebileceği bu konuda en çok sorulan sorulardan biri. Mide bulantısı, günlük aktivitelerinizi etkileyen şiddetli baş ağrısı, ışık ve sese karşı rahatsızlık migrenin belirtileri olarak kabul ediliyor. Ancak yeni başlayan veya farklı nitelikte bir baş ağrısı yaşıyorsanız, ağrının şiddeti zaman içinde artıyorsa, egzersizle birlikte ortaya çıkıyorsa, belli bir huyu olmayan ve tedaviye cevap vermeyen baş ağrısı yaşıyorsanız “kırmızı bayrak” olarak değerlendirmeli ve hemen bir nöroloji uzmanına başvurmalısınız.
Bu faktörler tetikliyor
Migren ağrıları çevresel faktörlerle, yiyeceklerle, stresle, hormonlarla tetiklenebiliyor. Kronik stres, anksiyete, depresyon gibi durumlar; gebelik, menopoz öncesi dönem; fazla parlak ışığa, gürültüye, hava kirliliğine ya da sıcak havaya maruz kalmak ve lodoslu havalar, atmosferik hava değişimleri şiddetli migren ağrılarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bunların dışında fermente besinler, çikolata, kuruyemiş, balık, soya sosları ya da kafeinli içecekler veya yeterince sıvı almamış olmak da migren ataklarını başlatabiliyor.
Migren tedavisinde Botoks
Migrenle ilgili bilinmesi gereken belki de en önemli bilgi tedavi edilebilir olduğu. Hastanın migrenle ilgili olarak bilinçlenmesi, yaşam biçimini buna göre düzenlemesi ve hem atak sırasında hem de atakları önlemek için kendisine önerilen düzenleme ve ilaç tedavilerine uyması sayesinde migren kontrol altına alınabiliyor. Ancak kronik migrenin tedavisinde en etkili yöntem ise botoks uygulaması.
Saygın uluslararası medikal dergilerden Acta Neurologica Belgica’nın Temmuz 2018 sayısında yayınlanan araştırmalarımızla botoks uygulaması yapılan kronik migren hastalarının yüzde 82.8’inde tedaviden etkin sonuç alındı. Kronik migrende botoks tedavisinin migren ağrısının sıklığının ve şiddetinin azaltılabildiğini ortaya koyduk. Uygulama sayesinde hastalar aşırı ağrı kesici almak zorunluluğundan ve şiddetli ağrının yol açtığı psikolojik sorunlarla yaşamaktan kurtuluyor.
Migrende yeni umut: Migren Aşısı
Bu yıl migren hastaları için güzel haberler var. Migren aşıları 2018 yılında hem Amerika’da hem de Avrupa’da piyasaya çıktı. Migren atağı sırasında beyinde salgılanan ve baş ağrısını başlatan en önemli kimyasal iletici olan Kalsitonin-genle ilişkili peptit reseptorüne karşı monoklonal antikor içeren bu aşılar yıllar süren bilimsel çalışmalar sonrası Amerika ve Avrupa’da kullanılmaya başlandı. Bu aşılar cilt altı ya da damar yolu aracılığı ile veriliyorlar. Kullanım sıklığı ayda bir ya da üç ayda bir kez yapılan uygulamalar şeklinde oluyor. Bu aşıların en önemli avantajı yan etkilerinin çok az olması ve diğer kullanılan ilaçlarla olumsuz bir ilişkiye girmemesi. Aşılar bir ay içinde hızla işe yaramaya başlıyor ve muhtemelen bir yıl içinde Türkiye’de de mevcut olacaklar. Bugüne değin kullandığı tedavilerle başarı sağlayamamış migren hastaları için bu yeni tedavi umut verici. (İLKHA)