HDP'li belediye tabelayı değiştirdi valilik söktü
HDP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Silvan yolu üzerinde bulunan caddenin İyaz bin Ganem olan ismini, daha önce PKK'den ceza alan doktorun ismi ile değiştirme kararı valilik tarafından reddedilmesine rağmen gece saatlerinde değiştirdi. Valilik ekipleri de değiştirilen tabelayı sabah saatlerinde söktü.
Doğruhaber / Faruk Kuzu- Haber Yorum
Diyarbakır Belediyesi son günlerde oldukça şüpheli kararlara imza atıyor. Önceki gün belediye meclisinden imarı yapılmış ve yapımına başlanmış 4 caminin yıkım kararını çıkartmış hemen sonraki gün de "Valiliğin yasağına" rağmen bir sahabe ismini alan caddenin ismini PKK'den yargılanan bir Dr. ismiyle değiştirmişti.
Her iki karara da Diyarbakır Valiliği itiraz ederek yürütmeyi durdurmuştur. Valilik ekipleri de değiştirilen tabelayı sabah saatlerinde söktü.
Bu ülkede bir caminin taşıdığı anlamı bilmeyen yoktur. HDP'li belediyelerin doğasında İslami sembollere karşı ciddi bir antipatinin olduğu bilinen bir gerçek. Buna rağmen Cami yıkma kararı çıkarmaktan çekinmemeleri biraz ilginç değil mi?
Bununla yetinmeyip hemen akabinde İslam Ordularının ünlü komutanı ve Diyarbakır Fatihi olarak bilinen "İyaz b. Ğanem'in" ismiyle anılan cadde ismini bir PKK'lininkiyle değiştirmeye çalışmaları insanın aklına birtakım sorular getiriyor:
-Acaba HDP Diyarbakırlılardan aldığı oy oranına bakıp kendisine oy veren herkesin kendisi gibi inandiğını mı sanıyor? HDP'nin inanç noktasında durduğu yer belli oysa ona oy veren Kürtlerin beyek çoğunluğu "Tepki oyu"vermiştir ve oldukça dindardırlar.
-Acaba HDP'li belediye bu kararlarla gündeme gelerek bazı uluslararası merkezlere mesajlar mı veriyor?( işte biz buradayız, sizin projeleriniz için hazırız mı diyorlar)
-Acaba HDP'li belediyeler Ankara'yı tekrar KAYYUM atamaya mecbur edip yine MAĞDUR rolünü mü oynayacak.
-Acaba böylelikle merkezi yönetimle halk arasındaki mesafeyi daha da açmayı mı hedefliyorlar?
Diyarbakır Valiliği her iki olayda da HDP'li belediyenin icraatını durdurarak doğru bir karar almıştır. Ancak bu çekişme yetki karmaşasına veya güç düellosuna dönüştürülmemelidir. Dini değerler yasal güvence altına alınmalıdır.
Halkın dini duygularına ,değerlerine saygı gösterilmesi kapsamında adımlar atılmalıdır.