HÜDA PAR'dan 15 Temmuz Mesajı
ABD destekli 15 Temmuz darbe girişiminin 3'üncü yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan HÜDA PAR, 15 Temmuz darbe girişiminin, egemen güçlerin açık desteği ile ülkenin geleceğini ipotek altına alma girişimi olduğunun altını çizdi.
HÜDA PAR Genel Merkezi, ABD destekli 15 Temmuz darbe girişiminin 3'üncü yıl dönümü münasebetiyle yayımladığı mesajda, "ihanet girişimine karşı minarelerden yükselen salâlar, bütün farklılıkları ile insanımızı cihad ve şehadet aşkıyla meydanlarda yekvücut olarak toplamıştır." denildi.
ABD destekli ihanet girişiminden sonra ilan edilen OHAL uygulamalarının kaldırılması çağrısında bulunulan mesajda, "OHAL, bütün uygulamaları ve oluşturduğu tahribatlarla birlikte kaldırılmadığı müddetçe kalkmış sayılmaz." ifadelerine yer verildi.
"15 Temmuz kardeşliğin zaferiydi"
HÜDA PAR’ın darbe girişimiyle birlikte meydanlara çıktığı ve sonuna kadar terk etmediğinin hatırlatıldığı mesajda, "15 Temmuz askeri darbe girişiminin ve buna karşın zaferle neticelenen halkın direnişinin üzerinden 3 yıl geçti. Darbe haberlerinin yayıldığı ilk andan itibaren darbecilere karşı meydanlara çıkan ve sonuna kadar terk etmeyen HÜDA PAR olarak bir kez daha bu girişimi tel’in ediyor ve halkın zaferini kutluyoruz. Bununla birlikte toplumumuzun bir daha bu tür girişimlerle yüz yüze kalmamasını temenni ediyor, Türkiye’de bir gelenek haline gelen darbe kültürünün tamamen kalkması için kalıcı tedbirlerin alınması çağrısında bulunuyoruz." denildi.
"İhanet girişimine karşı insanımız cihad ve şehadet aşkıyla meydanlarda yekvücut olarak toplamıştır"
Hain darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının, darbe seviciler açısından kırılma noktası olduğuna işaret edilen mesajda, "15 Temmuz darbe girişimi, egemen güçlerin açık desteği ve yerel işbirlikçilerinin taşeronluğunda ülkenin geleceğini ipotek altına alma girişimidir. Bu girişimin asıl amacı; küresel emperyalizmin özelde Türkiye’de, genelde İslam coğrafyası üzerinde egemenliğini sağlamak ve muhkem hale getirmek idi. Ancak Müslüman halkın ortaya koyduğu tarihi direniş, bu planlarını akim bırakmış, darbecilerin gerçek yüzlerinin tanınmasına imkân sağlamıştır. Yapılan ihanet girişimine karşı minarelerden yükselen salâlar, bütün farklılıkları ile insanımızı cihad ve şehadet aşkıyla meydanlarda yekvücut olarak toplamıştır. Egemen güçler ve işbirlikçilerinin ülke üzerindeki emelleri, Allah’ın yardımı ve halkın destansı direnişi neticesinde gerçekleşmemiştir. Hain darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması, darbelerle anılan Türkiye siyasi tarihinde darbe seviciler açısından önemli bir kırılma noktası olmuştur." ifadelerine yer verildi.
Darbe girişimini fırsata dönüştüren odakların, FETÖ’den boşalan devlet kadrolarına yerleştiğine dikkat çekilen mesajda, "Ancak darbeyi fırsata dönüştürmeye çalışan odaklar, OHAL ve KHK’lardan da istifade ederek FETÖ'den boşalan devlet kadrolarına yerleşmiş, devlet mekanizması içinde büyük bir kıyım ile geniş çaplı bir tasfiye süreci başlatarak öncekilerden çok da farklı olmayan yeni bir vesayet kurmuşlardır. Yeni süreçte devletin bekası ve millilik konsepti üzerinden geniş kapsamlı bir su–i istimal süreci başlatılmış, karşı darbe evrilerek milletin direniş ruhuna gölge düşürülmüş, adeta halkın devrimi çalınmıştır." denildi.
"OHAL’in uygulamalarının kaldırılması gerekir"
Darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL uygulamalarının kaldırılması çağrısında bulunulan mesajda şöyle devam edildi:
"Darbe girişiminden hemen sonra ilan edilen OHAL ile birlikte güvenlik gerekçesiyle olağanüstü bazı uygulamalar yürürlüğe konuldu. Üçüncü yılını geride bıraktığımız 15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan edilen OHAL’in uygulaması bitmesine rağmen, OHAL hukukundan geriye kalan bazı uygulamalar, halkı mağdur etmeye ve tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
OHAL sürecinde işlerinden atılan 125 bini aşkın kişi içerisinde elbette darbeye katılan, bir şekilde FETÖ’nün örgütsel yapısı içerisinde yer alan ya da ilintili suçlara karışmış kişileri hiç kimse savunamaz. Ancak hukuk literatüründe karşılığı olmayan bilgi ya da duyumlarla işlerinden atılanlar, atıldıkları halde haklarında hiçbir kovuşturma yapılmayanlar ya da yargılama sonucunda takipsizlik veya beraat alanların durumu önemlidir ve bu öneminden dolayı tartışma konusu olmaya devam edecektir."
OHAL uygulamalarının halen yürürlükte olan güvenlik soruşturmalarının mağduriyetlere neden olduğuna dikkat çekilen mesajda, "Yine OHAL uygulamalarının bakiyesi olarak halen yürürlükte olan ve devasa mağduriyetlere neden olmayı sürdüren ‘Güvenlik soruşturmaları’ ve objektif kriterlere dayanmayan ‘Mülakat sistemi’, işlerinden edilen kitle ile birlikte değerlendirildiğinde devasa bir mağdurlar kitlesi oluşturduğunu hiç kimse inkar edemez. Bu süreç içinde evrensel hukukun temel ilkeleri olan ‘masuniyet karinesi’, ‘suçun şahsiliği’ ile ‘suç vasfının somut delillere dayanmasının gerektiği’ ilkeleri rafa kaldırıldı. Bunların yerine şeffaf olmayan, hukuki bir geçerlilik taşımayan ve eski kirli devlet hafızası esas alınarak hazırlanan istihbarat raporları belirleyici oldu." denildi.
"OHAL, bütün uygulamaları ve oluşturduğu tahribatlarla birlikte kaldırılmadığı müddetçe kalkmış sayılmaz"
Mağduriyetlerin biran önce kaldırılması çağrısında bulunulan mesajda, "Darbe tehlikesinden bahsedilmesinin artık abesle iştigal sayıldığı şu sıralarda halen OHAL bakiyesi mağduriyetlerin sürmesi ve OHAL’dan kalma uygulamaların yürürlükte bulunuyor olması, darbe girişiminde bulunan odaklar açısından mağduriyet alanları olarak işlev görürken, mağdur edilen kişilerin de daha fazla ezilmesine yol açmaktadır. OHAL, bütün uygulamaları ve oluşturduğu tahribatlarla birlikte kaldırılmadığı müddetçe kalkmış sayılmaz. Temennimiz, en kısa zamanda gerçek suçlular ile suçlulukları ispatlanmamış olanların birbirinden ayrıştırılması ve mağduriyetlerin bir an önce giderilmesidir." ifadelerine yer verildi.
"Ülkenin şiddetle sosyal barışa ihtiyacı vardır"
15 Temmuz gecesi tecelli eden bu ruhun muhafaza edilmesi gerektiğinin altı çizilen mesajda, "Darbe süreci, öncesi ve sonrası ile çok ağır bir süreçten geçen ülkenin, geniş kapsamlı bir toplumsal birlikteliğe, kardeşliğe, içeride bütün farklılıkları barındıracak bir sosyal barışa şiddetle ihtiyacı vardır. 15 Temmuz gecesi tecelli eden bu ruhun muhafazası ve bekasının sağlanması, bu toplumun geleceği olduğu gibi dış güçlere karşı durabilmenin de garantisidir. Bu ülkeye yapılabilecek en büyük hizmet, farklılıkların ortadan kaldırılması ve kardeşliğin tesis edilmesi suretiyle sosyal barışın teminat altına alınmasıdır." denildi. (Ramazan Casuk-İLKHA)