Yeniakit.com.tr'ye konuşan Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, soruşturmanın CİMER üzerinden başladığını belirterek bunun hakkındaki ikinci dava olduğunu aktardı.

Birinci davanın kenevir ile ilgili olduğunu ikincisinin ise kimliği belirsiz bir başvuru ile yapılan bir şikayet olduğunu belirten Dilipak, köşe yazısında aile ve iffeti aşağılayanlara ilişkin eleştirilerde bulunduğunu aktardı.

Dilipak, şunları söyledi:  "Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile söz konusu günü istismar ederek 'Velev ki ibneyiz.', 'Lilith'in sürtükleri.', 'Fahişeysek kime ne.' gibi aileyi ve iffeti aşağılayarak alaya alan, Gay ve Lezbiyenlerin şovuna dönüşen yürüyüşte bu gibi pankartlar taşıyanlara yönelik eleştirilerde bulunduğum köşe yazım dolayısıyla savcılık tarafından hakkımda açılan bir soruşturma var. Cumhurbaşkanlığı üzerinden Adalet Bakanlığı'na oradan da savcılığa gelen bir soruşturma olduğu için savcılık soruşturma açma durumunda. Ben yazılı ifade vereceğim. İnşallah Cimer şikayetçinin kimlik ve adres bilgilerini de verirse, onun ifadesi de alınır. Kim olduğunu görürüz."

"CİMER aile platformlarının şikayetlerinde de duyarlı davranmalı"

Abdurrahman Dilipak, aile platformlarının birçok başvurusunu görmezden gelen CİMER'e eleştirilerde bulunarak, sözlerine şöyle devam etti:

"CİMER’in tavrı ilginç. Başka başvurular konusunda benzer işlemler yapılmıyor. Aile platformunun bir çok başvurusu var ama bunlar hakkında işlem yapılmıyor. Bu başvurular, basit bir ön inceleme ile elenebilir ve CİMER üzerinden yapılan kötü uygulamalarla istismara izin verilmeyebilir. Madem konu bakanlığa intikal ettiriliyor, bakanlık da bunu bir ön incelemeden sonra rafa kaldırabilir ya da savcılığa intikal ettirebilir."

"Karşı mahallenin medyası bunu da saldırı konusu yaptı"

Birgün, Cumhuriyet, T24 ve benzeri medya organlarının haberi duyururken kullandıkları ifadelere de değinen Dilipak, "Burada basının tavrı da ilginç. Karşı mahallenin medyası bunu da bir saldırı konusu yapıyor. Haber için seçtikleri resimler, kullandıkları başlıklar ve sıfatlar belli: 'Yandaş.', 'Gerici." şeklinde konuştu.

"Aile, iffet, namus, şeref suç, fahişelik, ahlaksızlık erdem mi?"

"Hakikate kör bir medya desteklediğini sandığı kişi ve kurumlara zarar verir. İnandırıcılığını ve ciddiyetini kaybeder." diyen Dilipak, "Fıkradaki gibi, mahalleye bakar mısınız? Taşları toprağa bağlamışlar, köpekleri sokağa salmışlar. Aile, iffet, namus, şeref suç, fahişelik, ahlaksızlık erdem mi oluyor, bunların gözünde!" dedi.

Dilipak, "Özgün ve özgür bir medya yok. Medya tetikçiliği denen şey yaygın bir şekilde itibar cellatlığı ile meşgul. Kendinden olmayan herkese karşı kör sağır, dilsizler. Oysa hani, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalimlere karşı olacaktık. Bir topluluğa düşmanlığımız bile bizi adaletten uzaklaştırmayacaktı. Bunlar 'bizden' ise, ben galiba 'bizden' değilim. Yazık medya bu duruma düşmemeli idi. AK Partiyi eleştirdiğimde beni manşete çıkaran malum medya, kendilerini eleştirdiğimde aynı dili kullanmıyor. Ya görmüyor, ya da saldırıyor. 'Bizimkiler' ise sosyal medyadaki troller ye da yazarlar üzerinden vuruyorlar ya da hiç yokmuş gibi davranıyorlar. Hiç kimse dünyada olup-bitenleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir. Oysa her kesimden birileri Hakka, hakikate ve gerçeğe körler. Temelde usul olarak birbirinden farklı değiller. Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalplerinde bir sızı var mı bilmem. Sahibinin sesi olan medya hakikate değil, efendilerine hizmet eder." diye konuştu. (İLKHA)