ABD ve Rusya'dan nükleer savaş riskini artıran adımlar
ABD ile Rusya arasında yapılan nükleer anlaşmalar bir bir askıya alınırken, ülkeler arasında silahlanma yarışı artıyor. Yaşanan gerilim nükleer savaş korkularını yeniden gün yüzüne çıkardı.
ABD, geçtiğimiz şubat ayında Soğuk Savaş'tan bu yana nükleer silahların denetiminin temelini oluşturan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndaki (INF) yükümlülüklerini resmen askıya aldığını açıkladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, INF'yi askıya alan yasa tasarısını imzaladı.
Washington yönetimi, Rusya'nın INF'nin koşullarını yıllardır ihlal ettiğini, yetkililerin bu konuyu daha önce 30'dan fazla kez dile getirdiklerini iddia ediyor.
Putin ise Washington yönetiminin daha önce füze savunma anlaşmalarından çekilerek küresel güvenliği tehlikeye attığını, uluslararası silah kontrol sisteminin çökmek üzere olduğunu söylüyor.
Birleşmiş Milletler'e göre artan silahlanma yarışı ve küresel güçler arasında rekabet yüzünden nükleer savaş riski giderek artıyor. Nükleer silahların yüzde 92'si Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya'da.
Bu nedenle INF anlaşmasının sona ermesi, nükleer savaşa giden adımları hızlandırıyor.
INF Anlaşması neden önemli?
INF Anlaşması, 1987 yılında dönemin Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov ile ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından imzalandı.
Anlaşma, menzili 500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan ve karadan havaya atılabilen orta menzilli tüm nükleer ve konvansiyonel balistik füzelerin yasaklanmasını öngörüyordu. Denizden ateşlenen füzeleri ise kapsamıyordu.
Nükleer savaş tehdidini ortadan kaldırmayı hedefleyen anlaşma kapsamında 4 yılda yaklaşık 2 bin 691 füze imha edildi.
INF Anlaşması, nükleer başlık takılan füzelerin 30 yılı aşkın süredir Avrupa topraklarından uzak tutulmasını sağladı.
Anlaşma, Soğuk Savaş'ın son dönemlerinde iki süper gücün nükleer savaş tehdidini azaltmak amacıyla başlattığı üç ayaklı silahsızlanma sürecinin parçasıydı.
Bu sürecin diğer ayağını 1991'de imzalanan Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması (START), diğerini de uzay silahları konusundaki müzakereler oluşturdu.
1 Haziran 1988'de yürürlüğe giren anlaşma başta sadece Amerikan ve Sovyet füzeleri için geçerliydi. Ancak 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Rusya, Belarus, Kazakistan, Ukrayna, Almanya, Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Bulgaristan da anlaşma kapsamına aldı.
Sırada START anlaşması var
ABD'nin anlaşma şartlarını bozduğunu iddia ettiği Rusya'nın planları arasında başka anlaşmaları iptal etmek de var.
Bunlardan biri 2021'de süresi sona erecek olan Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması.
START anlaşmasının müzakereleri 1985 yılında başladı ve 1991 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George HW Bush ve Sovyet lideri Mikhail Gorbachev tarafından imzalandı.
Anlaşma ile iki taraf kıtalararası balistik füze (ICBM), denizaltı platformuna konuşlu balistik füze (SLBM) ve ağır bombardımanların sayısının 1.600’e çekilmesini hedefledi. Bu hedeflerin yerine getirilmesi için de iki tarafın birbirlerini denetlemesi kuralı getirildi. Anlaşma 2009 yılında sona erdi.
2010 yılında iki ülke arasında siyasi alanda yaşanan yumuşamanın ardından eski ABD Başkanı Barack Obama ile eski Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev arasında 2010 yılında yeni bir START anlaşması imzalandı.
Rusya lideri Putin geçen ay yaptığı açıklamada, ABD'yi New START'ı yenileme konusunda gönülsüz olmakla suçlayıp "Kimse bu anlaşmayı uzatmak istemiyorsa biz de aynısını yaparız" demişti.
Adı ilan edilmemiş yeni bir soğuk savaş
Taraflar uzun süredir birbirlerini nükleer silahsızlanmaya yönelik anlaşmaları ihlal etmekle suçluyordu.
Nükleer silahlar üzerinden başlayan gerilim ne yöne evrilecek onu zaman gösterecek.
Ancak kesin olan artık Moskova ve Washington'da kılıçların çekildiği ve Soğuk Savaş yıllarını andıran yeni bir döneme girildiği.
Kaynak, TRT Haber