İnsan ile makinenin birleşimi: Cyborg?
Filmlerle hayatımıza giren cyborg terimi gündelik hayatta sıklıkla duyduğumuz bir kavram değil. Peki, cyborg nedir, engellilere bir umut olabilir mi? Cyborglar ile ilgili merak edilenler...
TEKNOLOJİ SERVİSİ
Cyborg, sibernetik organizmanın kısaltılması. Gündelik hayatta çok yer bulmasa da teknoloji literatüründe bilinen bir kavram. Peki, son zamanlarda popüler olan cyborg nedir?
ABD’li bilim insanları Manfred Clynes ve Nathan S. Kline tarafından 1960 yılında ortaya atılan cyborg terimi, yarı insan yarı robot varlıklar olarak tanımlanıyor.
Filmlerle hayatımıza giren cyborgların temeli ise 12. yüzyıla dayanıyor. Sibernetik bilimin öncüsü Müslüman bilim insanı El-Cezeri, günümüzde oldukça ön planda olan yapay zekaya ve sibernetik organizmalara düşünceleriyle yön verdi.
Bir şeyin cyborg olması için insan, makine, devre, çip ve transistörün iç içe geçmesi gerekiyor. Biz de cyborg ile ilgili merak edilenleri Milli Eğitim Bakanı Danışmanı Gökhan Yücel’e sorduk.
"İnsan-makine veya insan-bilgisayar etkileşimi"
Cyborg teriminin Hollywood jargonu olarak kaldığını söyleyen Yücel, “Cyborg nedir?” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
“Hollywood biraz da Silikon Vadisi’nin temsil ettiği dijital kapitalizme dayalı alışverişin vitrini olduğu için, cyborg kavramı da araba şirketlerinin konsept arabaları gibi değerlendirilebilir. Bu tür tasarımlar trendleri belirler ama her gün yollarda göremeyiz onları. Cyborglar için de aynısı geçerli.
Teknoloji literataründe daha çok insan-makine veya insan-bilgisayar etkileşimi safhası devam ettiği için cyborg kavramı gündelik hayatta çok karşılık bulamıyor. İnsanlık tarihinde dördüncü büyük kırılmayı yaşıyoruz. Bu dördüncü kırılma, biyolojik, dijital, siber parçaların bir şekilde birlikteliğini öngörüyor."
Cyborglar günümüzde ne şekilde gelişim gösterdi?
DARPA’da mesela askeri konularda beyin kontrolü, yapay zeka, dış uzuv çalışmaları olduğunu biliyoruz. Elon Musk’ın Neurolink şirketindeki çalışmaları ulaşabildiğimiz kadarıyla takip ediyoruz. Ama insan faktörü devreye girince işler değişiyor. İnsanın yani biyolojik olanın siberleşmesi, insan vücudunun makineleşmesi hakkındaki tekillik söylemleri daha çok yeni.
İnsan gücünün yerini alacaklar mı?
Otomasyon çağında sürücüsüz arabalar artık yollarda. Ama bu arabalara cyborg diyemeyiz. Biraz abartı olacak ama insan düşünün eli kolu tekerlekli, yol bilgisayarı beyninde, yeri geldiğinde suda yüzüyor, uçuyor, buna cyborg diyebiliriz. Yani ne dış uzuv destekli bir asker ne ayağında robotik protezli bir hasta cyborg değildir.
Engellilere bir umut olabilir mi?
Burası önemli. Bir engelliye mekatronik mühendisleri tarafından hem rehabilitasyon aşamasında hem de yaşam kolaylaştırıcı protezler aşamasında birer dış uzuv olarak eklemeler yapılabilir. Bu cyborg olmaz. Biyolojik olanın siberleşmesi değil bu. Bu konuda ülkemizde ve dünyada önemli çalışmalar yapılıyor. Yıldız Teknik Üniversitesinden Doç. Dr. Erhan Akdoğan hocanın önemli çalışmaları var. Ama onlar cyborg üretmiyorlar. Hastalara çeşitli çözümler sunuyorlar.
Cyborglar filmlerde gösterildikleri kadar tehlikeliler mi?
Filmlerde gösterilenler film icabı. Adı üstünde bilim-kurgu. Terminatör ilk örneklerinden. O filmlere dikkatlice bakıldığında insanın organik yapısının siberleşmesi, bir bütünleşme, bir tekillik söz konusu. O haliyle elbette tehlikeli olabilirler. Bugün dünyada yapay zeka çalışmalarında en fazla tartışılan konulardan birisi ölümcül robotlar konusu. Bu işin etik çerçevesi çok tartışılıyor.
Geleceği iyi veya kötü bir şekilde etkileyeceklerini düşünüyor musunuz?
Otonom cyborg, yani insanın makineyle ve yapay zekayla tam bütünleşmesidir. Etin, kemiğin, kanın yerini kısmen yeni teknolojilerin alması aslında. Filmlerde gördüğümüz görüntülere benzer yaratıklarla karşılaşmamız, içinde barındırdığı etik sorunlarıyla bugün için en fazla çekinilen türlerden biri. Bunu teknoloji devlerinin patronları söylüyor. Ama bu türün ortaya çıkmasından uzağız.
Kaynak, TRT Haber